Under the sea translate Turkish
215 parallel translation
It must then have been drowned under the sea again for this red rock to come in over the top and be deposited.
Daha sonra yeniden denize gömülmüştü ve bu kırmızı kaya üzerine gelmiş ve birikmişti.
20, 000 leagues under the sea.
Tek bir pirinç tanesi bile terazinin dengesini bozabilir. Tek bir adam, zafer ve yenilgi arasındaki fark olabilir.
Burial ceremony... under the sea.
Deniz altında bir cenaze töreni.
After traveling 10,000 leagues under the sea, I still had not solved the mystery of Captain Nemo.
Deniz altında 10,000 fersah yol aldıktan sonra bile hala Kaptan Nemo'nun sırrını çözememiştim.
Twenty thousand leagues under the sea.
Denizler altında yirmi bin fersah.
You have no boats sailing under the sea?
Denizin altında giden gemileriniz yok mu?
They know the world's probably on the brink of oblivion but instead of trying to get to their homes and finding their families here they are, racing under the sea driven on by one man's wild scheme, which has no proven scientific basis.
Dünyanın belki de yok oluş eşiğinde olduğunu biliyorlar, ama evlerine ve ailelerine ulaşmaya çalışmak yerine, burada, denizin altında, bir insanın kanıtlanmış hiçbir bilimsel temeli olmayan çılgın planının peşinde yarış yapıyorlar.
That looks like a platypus walking in space... or a pterodactyl flying under the sea.
Daha çok boşlukta yürüyen bir ornitorenke ya da... denizin altında yüzen bir pterodactyle benziyor.
Your jail is going to be 30 feet under the sea.
Sizin hapishaneniz denizin yedi kat dibinde olacak.
Couldn't believe it myself, finding this place under the Sea of Decay.
Ben de şaşırmıştım. Kuraktoprak'ın altında böyle bir yer bulmak hayal gibi.
365 meters under the sea level.
Deniz seviyesinin 365 metre altında.
No, I've read Treasure Island The Last of the Mohicans, Wizard of Oz Lord of the Rings, 20,000 Leagues Under the Sea, Tarzan.
Hayır, Hazine Adası'nı okudum Son Mohikan, Oz Büyücüsü Yüzüklerin Efendisi, Denizler Altında 20,000 Fersah, Tarzan.
You felt sorry for him, so you decided to go with him to the Fish Under the Sea dance.
Onun için üzüldün. Onunla, Deniz Altındaki Balık dans partisine gitmeye karar verdin.
It was the Enchantment Under the Sea dance.
Adı, Deniz Altındaki Büyü dans partisiydi.
Of course! The Enchantment Under the Sea dance!
Deniz Altındaki Büyü Dans Partisi!
She told me to tell you that she wants you to ask her to the Enchantment Under the Sea dance.
Sana, Deniz Altındaki Büyü Dans Gecesi'ne onunla gider misin diye sormamı istedi.
Marty, this may seem a little forward, but I was kind of wondering if you'd ask me to the Enchantment Under the Sea dance on Saturday.
Marty, bunu söylemekle biraz ileri gidiyor olabilirim, ama cumartesi günü beni Deniz Altındaki Büyü Dans Gecesi'ne davet etmek ister misin diye soracaktım.
I reread "20,000 Leagues Under the Sea" and it bored me stiff.
"Denizler Altında 20,000 Fersah" ı yeniden okudum acayip sıkıldım.
Just 20,000 Leagues Under the Sea.
Sadece Denizler Altında 20.000 Fersah'ı.
He's on his way to the Enchantment Under the Sea dance.
Deniz Altındaki Büyülü Dans Gecesi'ne gidiyor.
Life under the sea is better than anything they got up there.
Denizin altındaki herşey, üstündekilerden daha güzel.
♪ Under the sea
# Denizin dibinde Denizin dibinde
♪ While we devoting full time to floating under the sea
# Biz denizin dibinde vaktimizi gönlümüzde yaşarken
♪ Under the sea we off the hook
# Denizin dibinde, oltalardan uzakta
- ♪ Under the sea - ♪ Under the sea
# Denizin dibinde Denizin dibinde # Denizin dibinde Denizin dibinde
♪ We got the spirit ♪ You got to hear it ♪ Under the sea
# Denizin dibinde, ruhumuz daha zengin
- ♪ Yeah, under the sea - ♪ Under the sea
# Denizin dibinde Denizin dibinde
- ♪ Under the sea - ♪ Under the sea
# Denizin dibinde Denizin dibinde
♪ We got a hot crustacean band ♪ Each little clam here know how to jam here under the sea
# Bizim buradaki tüm midyeler # denizin dibindekiler, eğlenmeyi bilir
♪ Each little slug here cutting a rug here under the sea ♪ Each little snail here know how to wail here
# Her salyangoz, sedeften bir halı döşemeyi # delice şarkı söylemeyi bilir
Young Esther Williams wanted to know what sleeping under the sea would be like.
Benim genç arkadaşım Esther Williams okyanusun altında uyumanın nasıl olacağını bilmek istedi.
It was when I was 11 that I first read Twenty Thousand Leagues Under the Sea.
İlk önce, 11 yaşındayken Denizler Altında 20.000 Fersah'ı okudum.
So here the sea has revealed what's under our feet in this part of Dorset and you can see these amazing layers.
Burada deniz, Dorse in bu kısmında ayaklarımızın altında ne olduğunu açığa çıkardı. Bu harikulade katmanları görebilirsiniz.
As the sea horse advances slowly, it cannot flee in case of an emergency nor can it hide rapidly under algae or sand.
Denizatı yavaş şekilde ilerlerken, acil durumda ne hızla uzaklaşabilir, ne de hızla bir yosunun ya da kumun altına saklanabilir.
The ship's company will bear in mind we are at sea under the articles of war.
Tayfa bilsin ki, seyir sırasında savaş yasaları geçerlidir.
If Drusilla's under that sea... I'll send the men who put her there straight to hell.
Drusilla o denizin altındaysa, onları cehenneme göndereceğim.
Under the law of the sea, she's ours.
Deniz yasalarına göre o bizim.
Cavorting and spawning every morning Under the deep blue sea
Her gün ellenip, döllenmek, derin mavi denizde.
Cavorting and spawning every morning Under the deep blue sea
Deniz altında sıçrayıp oynamak.
"If you live off the sea, you'll die under it."
"Geçimini denizden sağlıyorsan, ölümün de oradan olur."
Twelve million French have left the cities under the spell of the sea and sun.
Denizin ve güneşin büyüsüne kapılan 12 milyon Fransız şehirleri terk etti.
I lay looking out from under the hat glanced out at the landscape, the sea and the sun.
Şapkamın altından manzarayı, denizi ve güneşi hayranlıkla seyrediyordum.
I would've burned the sea under them.
Altlarındaki denizi yakmalıydım.
If the sea looks too rough, don't be afraid of going under.
Denizin çok sert görünmesine aldanıp da dalmak için korkma.
Charles has gone to sea under Captain Geary on the Ramillies.
Charles, Kaptan Geary'nin hizmetinde Ramillies ile denize açıldı.
I was at the coast of the North Sea and under the Yuan Huang temple
Yuan Huang Tapınağındaki... Kuzey kıyılarına gittim
For ten years, day after day, we built our happiness... in the South of France, not far from the sea, under the hills of Taneron.
On yıl boyunca, günler günleri kovaladı, Mutluluğumuzu inşa etmiştik... Fransa'nın güneyinde, Denizden çok uzakta olamayan Taneron Tepeleri'nin altında.
Four years on the run, so many labels on the luggage... and hardly a friendly face, always on the move, running under the poisonous blue sea running under the July sun.
Dört yıl boyunca oradan oraya, eşyalarım izlerini taşır... Sevimsiz bir yüz, sürekli yolculukta zehirli bir mavi denizin altında... gider koşar adım, sürüklenerek, temmuz güneşi altında...
I mean, that we didn't live there in that house under the pines, so close to the sea.
.. neden ben, yani biz, oturmuyoruz diye hüzünlendim.
Might drive down to the sea, have some fun under the pier like we used to.
Denizin altına gider... ve eskiden olduğu gibi limanın altında biraz eğleniriz.
♪ Under the sea
# Denizin dibinde
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the table 51
under the law 32
under the sink 31
under the circumstances 224
under the 16
under these circumstances 26
under the right circumstances 16
under the radar 23
under the bed 63
under the table 51
under the law 32
under the sink 31
under the circumstances 224
under the 16
under these circumstances 26
under the right circumstances 16
seat belt 51
seal it 18
seat belts 26
seagull 16
seany 22
search her 20
search me 56
seatbelt 17
search him 68
search warrant 70
seal it 18
seat belts 26
seagull 16
seany 22
search her 20
search me 56
seatbelt 17
search him 68
search warrant 70