English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Undergarments

Undergarments translate Turkish

151 parallel translation
They have practically no undergarments.
Hemen hemen hiç iç çamaşırları yok.
Undergarments!
İç çamaşırı!
Of what importance are undergarments at this time?
Şu anda iç çamaşırının ne önemi var?
Are you wearing undergarments?
Senin iç çamaşırın var mı?
All properly dressed English ladies always wear undergarments.
Adabına göre giyinen tüm İngiliz hanımları iç çamaşırı giyerler.
The undergarments that Barney Quill tore off :
Barney Quill'in yırttığı iç çamaşırı...
This is the Captain. Nurses will return to their quarters and take off... their undergarments.
Tüm hemşireler kabinlerine gitsinler ve ve iç çamaşırlarını çıkarsınlar.
Three fabulous new prizes have just been added, a four-month supply of interesting undergarments a fully motorized pig and a hand-painted scene of Arabian splendour, complete with silly walk.
Üç yeni ödül daha şimdi eklendi. Dört ay yetecek ilginç iç çamaşırları motorize bir domuz ve el boyaması Arap ihtişamı mizanseni aptal adımlarla birlikte.
Do you, um, have, uh... undergarments on?
İçinizde... iç çamaşırı var mı?
"as well as undergarments and clothing" "and a sum of money according to the child's age."
"Aynı zamanda iç giyim ve elbise de verilecektir ve çocuğun yaşına göre toplu para verilecektir."
'had long been understood,'and such generators were often used to break the ice at parties'by making all the molecules in the hostess's undergarments'simultaneously leap one foot to the left,'in accordance with the theory of indeterminacy.
Brown Hareketi yaratan bir üreteçte ( mesela bir fincan çay ) durdurulmuş atom altı bir vektör çiziciye verip sonlu miktarda olasılıksızlık üretilebildiği uzun zamandır biliniyordu, ve bu üreteçler genelde, belirsizlik teorisi uyarınca partilerde hostesin iç çamaşırlarının molekküllerinin tamamını aynı anda 10 santim sola kaymasını sağlayarak buzları kırmakta kullanılıyordu.
I removed my undergarments and climbed on top of him.
İç çamaşırlarımı çıkardım ve üzerine çıktım.
I'm rather regretting my choice of undergarments as well.
Ben de iççamaşırı seçimimden hayli pişmanlık duyuyorum.
Have there been any innovations in women's undergarments since 1965?
Bir sorum var Sam. Kadın iç çamaşırlarında 1965 yılından sonra hiç yenilik oldu mu?
I was wondering if you needed any help... folding your undergarments or anything?
İç çamaşırlarını veya diğerlerini taşımakta yardıma ihtiyacın var mı diye soracaktım?
To recover contents such as shoes, socks and undergarments.
Böylece ayakkabı, çorap ve iç çamaşırı gibi malzemeler bulunabilir.
But you'd be better off selling ladies'undergarments in Hampstead.
Senin yerinde olsam Hempstead'e gider ve kadın iç çamaşırı satmaya başlardım.
Here at the soil are the undergarments, and the nun's habit.
İşte lekelenmiş iç çamaşırları ve elbisesi.
No. No, one day it'll be just like this only we'll be wearing Depend's undergarments.
Hayır.Bir gün hepimiz de ihtiyar bezi bağlamış olacağız.
Of course, I was wearing women's undergarments under my uniform.
Tabi ki, kadın iç çamaşırlarını üniformamın altına giyiyordum.
The coat pulled up, the skirt pulled up, the undergarments pulled down, revealing deep wounds on the buttocks and multiple slashes on the calves.
Montu ve eteği çıkarılmıştı. İç çamaşırları çıkarılıp kaba eti açığa çıkarılmıştı. İki bacağı da farklı yerlerden kesilmişti.
Maps, dear Betty, are the the undergarments of a country.
Haritalar Betty bir ülkenin iç giyimi gibidir.
When it comes to keeping warm nothing beats Vitarian wool undergarments.
İş sıcak kalmaya gelince hiçbir şey Vitaryan yününden iç çamaşırlarını geçemez.
Just taking a shower and changing your undergarments is insufficient.
Sadece duş almak ve iç çamaşırlarını değiştirmek yetersiz
And she says, "Well, how do you explain this?" and shows him some undergarments she found in the couch and some other things he can't explain, and he denies it.
Ve kız "Peki bunu nasıl açıklıyorsun?" diyor... ve ona divanda bulduğu bir iç çamaşırını ve... adamın açıklayamadığı başka şeyleri gösteriyor ve adam inkar ediyor.
Now, Bud is downstairs helping Gary into her corrective undergarments.
Bud aşağıda Garry'nin iç çamaşırlarını giymesine yardım ediyor.
And in your undergarments, no less!
ve sen iç çamaşırlarınla, bu kadarı da fazla!
So get you to my lady's chamber and produce her with or without her undergarments!
Şimdi leydimin odasına git ve onu iççamaşırı olsun olmasın getir!
- When someone gets as old as you do they have to wear Depend undergarments?
- Biri sizden daha büyük olana gittiyse onlar Depend Undergarments ( Çocuk bezi ) giyer mi?
I don't have a closet full of ladies'undergarments.
Bayan iç çamaşırıyla dolu bir dolabımda yok.
- Of course. We advertise'used homecoming queen undergarments'.
"Okul Güzelinden İç Çamaşırı" diye reklâm yapıyoruz.
Undergarments stay on.
İç çamaşırları kalıyor.
Now, this is strictly haberdashery. It's casual wear, pajamas, ladies'undergarments and foundations, That type of thing.
Günlük kıyafetler, pijamalar, bayan iç giyimi ve bunun gibi şeyler olacak.
Coordinating undergarments are the mark of a lady, and all that.
İç çamaşır ve elbise uyumu kadınlık simgesidir.
Blow out that lamp and I'll take off my Victorian undergarments.
Sen lambayı söndür ve ben de Viktorya dönemi iç çamaşırlarımı çıkarayım.
Don't play with her undergarments.
İç çamaşırlarıyla oynama.
Then scaled the walls with a mop, a fork... and various pilfered undergarments.
Daha sonra bir bez, çatal... ve çeşitli iç çamaşırlarını kullanarak duvardan tırmanmış.
Permanent smile, little white suit, fancy undergarments.
Hep gülümseme, beyaz bir elbise, süslü iç çamaşırları.
Are you wearing any exciting undergarments?
İççamaşırların nasıl, seksi falan mı?
Ain't no undergarments or nothing.
İç çamaşırı veya başka bir şey yok.
Did you prepare your father's undergarments?
Babanın iç çamaşırlarını sen mi hazırladın?
You also need to cut your undergarments.
- 12 kitap getiremezsin.
- Undergarments, stockings, shoes.
İç çamaşırları, çoraplar, ayakkabılar.
From this moment on, it is off-limits to you people and your foolish undergarments.
Bu andan itibaren, ne siz ne de aptal iç çamaşırlarınız oraya giremez.
The Drive was invented following research into finite improbability often used to break the ice at parties by making all the molecules in the hostess's undergarments leap one foot to the left in accordance with the theory of indeterminacy.
Bu motorun bulunması, sonlu olasılıksızlığın keşfedilmesi ile mümkün olmuştur. Sonlu olasılıksızlık partilerde, Belirsizlik Teoremi gereğince garson kızın iç çamaşır moleküllerinin tümünü aniden otuz santim kadar sola sıçratarak buz kırma işleminde kullanılmaktaydı.
Any undergarments.
Herhangi bir iç çamaşırı.
I was talking about Red Fort undergarments...
Ben Red Fort'un iç çamaşırlarından bahsediyordum...
So, you also have the business of undergarments? - No.
O halde sen iç çamaşırı işi de yapıyorsun, öyle mi?
Did you pack his undergarments?
İç çamaşırı koydun mu?
Coca what undergarments you burst!
- Peki coco yüzünden mi?
Jen, I really need to know what kind of undergarments....
En azından senin hala bir kız arkadaşın var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]