Underhand translate Turkish
59 parallel translation
Why, not one angler in 50... can master the underhand stroke.
Çok az balıkçı... bu atış tarzını becerebilir.
- Underhand is right.
- Becermek buna deniyor demek.
I wish I could master that underhand cast.
Keşke ben de o atışı becerebilseydim.
Underhand.
Elin altından.
- I feel he'd have gone for him underhand.
- Bence bunu elinin altından kullanırdı.
We've been courting now, underhand, for far too long.
Çok uzun zamandır gizlice flört ediyoruz.
I bet it's all very mysterious and underhand.
Eminim çok gizemli ve gizli bir iştir.
Overhand or underhand?
- Üstten mi, alttan mı?
So you see, Blackadder, Field Marshal Haig is most anxious to eliminate all these German spies. Filthy Hun weasels fighting their dirty underhand war!
Cadıavcısı, eğer, tesadüfen cadımsı birine denkgeliverirseniz, onun suçluluğunu nasıl ispat edersiniz?
Filthy Hun weasels fighting their dirty underhand war!
Namussuz Alman çakalları elaltından iğrenç tezgahlar çeviriyorlar!
There was something underhand in his manner.
O adamın davranışlarında bir tuhaflık vardı.
Underhand, okay?
Aşağıdan at olur mu?
Throw it underhand.
Aşağıdan atacaksın.
But instead of being, of being grateful, instead of being'romanced'you're instantly convinced that I'm ensconced in some decrepit tacky, underhand clandestine affair!
Ama, sen, minnettar kalacağına, bundan heyecan duyacağına, hemen benim süregelen sinsi, gizli bir ilişkim olduğu kanısına vardın.
I hate having these underhand dealings with him.
Bu gizlice yapılan işlerden nefret ediyorum.
Underhand?
Gizlice mi?
What, did he throw it underhand?
Ne, onu el altına mı attı?
Submarines are underhand, unfair and damned un-English.
Kahrolası sinsi, vicdansız ve İngiliz karşıtı denizaltılar.
- Isn't that a bit underhand?
- Bu biraz hileli değil mi?
She serves underhand, for god's sake.
Bütün servisleri hileliydi, tanrı aşkına.
Underhand thrust.
Alttan hamle.
I don't mind you reporting me, but staking out a senior officer borders on the underhand.
Beni rapor etmene aldırmıyorum, ama kıdemli bir memuru gizlice izlemek.
Underhand him, all right.
Alçaktan gönder, tamam mı?
Unlike outside, here I will not attend the case of leftists and let anyone be engaged in treason underhand.
Burada, dışarıda olduğu gibi, solcuların davalarına bakıp alttan alta hıyanet-i vataniye ile iştigal ettirmem kimseyi.
You might have built up a resentment and paid it off in some underhand way.
Ödenek ayırıp, bir şekilde el altından ödeme yapmış olmalısın.
It must hurt that all your underhand efforts aren't going to pay off.
Tüm bu sinsi çabalarının sonuçsuz kalacak olması canını yakıyor olmalı.
and since they've acquired everything in a sneaky, underhand fight, they've debased everything.
Her şeyi sinsice ve gizli kapaklı bir mücadele neticesinde elde ettiklerinden her şeyin ayarını bozmuş durumdalar.
Underhand.
Aşağıdan yukarıya.
- Underhand with a spin.
- Aşağıdan yukarı, döndürerek.
Okay, uh, "can I throw underhand?"
"Alttan yukarı doğru atabilir miyim?"
If I throw it underhand, then my back's gonna catch on fire and flames are gonna shoot out of my asshole.
El altından atarsam, belim alev alır ve alevler de göt deliğimden çıkar.
That is totally underhand.
- Bu çok sinsice.
Underhand.
Alltan atacaktın.
– We said underhand, right? – Yeah, it is underhand. Yeah.
Evet, alttan
And also the fork is not generally used underhand but over.
Çatal da elin altında değil, üstünde tutulur.
I thought it was too violent and underhand.
Fazla şiddet içerdiğini ve alçakça olduğunu düşünüyorum.
Underhand...
Alçakça...
That's a perfect figure eight with an underhand, neatly flemished.
Oldukça mükemmel atılmış bir sekiz şekli, gayet düzgün.
He is sneaky and he's underhand.
Sinsi sinsi işler çevirir.
Is that not a little underhand? Would The Paradise do different?
- The Paradise olsa yapmaz mıydı?
Well I assure you it's nothing underhand.
Seni temin ederim ki öyle sinsice bir şey değil.
Isn't that rather underhand?
Arkasından iş çevirmek olmaz mı?
There is nothing underhand here.
Burada size karşı yapılan alçakça bir şey yok.
I know this sounds rather dodgy, Bates, but there is nothing underhand in what we're trying to achieve - quite the reverse.
Biliyorum kulağa şüpheli geliyor Bates,... ama yaptıklarımızın sinsi bir tarafı yok, tam aksine.
And I thought Leveson stopped you using underhand means to get your story.
Leveson el altından hikaye edinmeni yasakladı sanıyordum.
You're consumed with such underhand business with Jonas and Fenton that you refuse to notice that Ballentine's the perfect financier for you.
Jonas ve Fenton ile el altından o kadar iş yürütüyorsun ki Ballentine'ın senin için mükemmel bir yatırımcı olduğunu göremiyorsun. Niye?
Sasha is already resorting to her underhand tactics attacking Mary with her elbow
Sasha şimdiden sinsi taktiklere başvuruyor. .. Mary'e dirseğiyle saldırıyor.
Okay, i want you to take a ball, i want you to hit it underhand into that box, like this.
Tamam, topu almanı, ve kutuya doğru, aşağıdan fırlatmanı istiyorum. İşte böyle.
Well, if i hit'em underhand, i could get'em all in.
Evet, ama aşağıdan vurursam zaten hepsini isabet ettiririm.
Man, you got an underhand setting on that thing, Rodriguez?
O alette el altında bir şeyler mi ayarlıyorsun, Rodriguez?
He's sneaky and he's underhand.
Sinsi sinsi işler çevirir.
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
underwood 165
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
understand me 81
understandable 121
under the table 51
understand this 55
understand what i'm saying 17
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
understand me 81
understandable 121
under the table 51
understand this 55
understand what i'm saying 17