Underhanded translate Turkish
126 parallel translation
This is the most underhanded piece of work I've ever heard of.
Bu şimdiye kadar duyduğum en alçakça iş.
I hate low, underhanded people like policemen pussy-footing after you.
Sinsice ardında dolşan polisler gibi basit, alçak adamlardan nefret ederim.
And no underhanded cops who want to put me up in a shooting gallery... but people of my own kind.
Beni atış poligonuna koymak isteyen alçak polisler değil benim gibi insanlar.
You're a miserable, underhanded...
Sen sefil, sinsi bir...
Now, look here, Alec. There's nothing underhanded or deceitful about this.
Burada hiçbir alçaklık veya hile yok.
Of all the low-down, double-crossing... thieving, cut-throat... dirty, underhanded...
Tamamen, ahlaksızca, çalarak, öldürerek..... kirli, hileli...
Benson, you underhanded -
Benson, gizlice -
Of all the nasty, low-down, underhanded, despicable tricks you're not even honest enough to be crooks.
Bütün bu pis, ahlaksız, hileli, alçak numaralar... Siz sahtekar olacak kadar bile dürüst değilsiniz.
If I had intended anything underhanded... I would hardly have brought you here to explain it to your face.
Arkanızdan iş çevirme niyetim olsaydı, sizi buraya çağırıp durumu yüzünüze açıklamazdım.
- Was Officer Ansel ever involved in anything underhanded?
- Memur Ansel'in adı herhangi bir usulsüzlüğe karışmış mıydı?
Dirty rotten underhanded cruds!
Sizi pislik, rezil, kafasız herifler!
It's either malicious, underhanded or naive.
Ya kötü niyetli, hileli ya da saf.
- And not what you think, nothing underhanded.
- Düşündüğün gibi değil hem,... el altından yürütmedim.
I've seen you do a lot of underhanded tricks but bringing your abuelita to my house at Christmastime, come on.
Saman altından çok su yürüttüğünü gördüm ama büyükanneni Noel'de bize getirmen... off tamam.
And, dear Fester, which is the real you- - the loathsome, underhanded monster you've become or the loathsome, underhanded monster we came to love?
ve sevgili Fester, hangisi gerçek sensin- - iğrenç, hileli canavara yakışır veya iğrenç, hileli canavar sevgiyle mi geldi?
What, something devious and underhanded?
- Sinsice ve gizlice bir şey mi?
The undisputed master of the underhanded deed
Hileli işlerin tartışılmaz efendisi
Isn't that underhanded?
Bu, biraz sinsice ve namussuzca değil mi?
Underhanded, but efficient.
Namussuzca, sinsi ama etkili.
But it involves being a bit underhanded.
Ama biraz hile yapman gerekecek.
I'll tell you about every underhanded deal, every lying scheme, every dirty trick my brother Rom's involved in.
Sana el altından yapılan her anlaşmayı, her yalan düzeni, her kirli oyunu kardeşim Rom'un karıştıklarının hepsini anlatacağım.
In Richard Nixon's long history of underhanded dealings he's never had better value for his money.
Richard Nixon'ın uzun tarihinde sinsi anlaşmalarla, o parasına değer biçmese ityi olur.
Now, underhanded.
Şimdi omuzdan aşağı.
I've done nothing but underhanded, despicable not even terribly imaginative things since I got here.
Buraya geldiğimden beri akla hayale gelmeyecek gizli ve kötü şeyler yaptım.
I have never seen as devious, underhanded and self-destructive a maneuver as you pulled.
Bugün yaptığın gibi sinsi, hileli ve kendine zarar verici bir şey... ... yapıldığını görmemiştim daha önce.
No hostility, no underhanded comments, just space.
- Düşmanlık yok, el atlından yapılan yorumlar yok, sadece mesafe.
You backstabbing, underhanded little coffee pig.
Seni kalleş, sinsi kahveci domuz parçası.
These are people who have an extreme commitment to their cause and are willing to do anything no matter how vicious and underhanded.
Bu herifler tam bir vicdansız ve hedeflerine ulaşmak için her şeyi yapmaya hazır.
It's sneaky and underhanded.
- Bu sinsice ve alçakça.
Instead of being underhanded, I prefer being open about things.
Ben ise açık sözlü birisi olmayı severim.
The weird part is, I kind of enjoyed being underhanded.
Garip tarafı, dalaşmak hoşuma gitti.
On the other... capable of the most underhanded forms of betrayal.
Diğer yandanda da.. en sinsi ihanetleri gerçekleştirmeye güçleri yeter.
That is so damn underhanded.
Bu çok kurnazca.
Madison told me about your little underhanded attempt to break us up.
Madison yalnış birşekilde bizi ayırma girişiminde bulunduğunu söyledi.
We both know, with the exception of the underhanded stuff, Kirsten does everything anyway.
İkimiz de biliyoruz, Kristen istisnasız her işi elaltından halledebilir.
Why did you have to be underhanded?
Neden niyetini farklı gösterdin?
We all know that Max Bialystock is a lying, double-crossing... two-faced, slimy, manipulative, underhanded...
Hepimiz Max Bialystock'un ne kadar yalancı, kazıkçı iki yüzlü, kaypak, yönlendirici, sinsi...
Beckett had just brokered an underhanded deal with Cigliutti.
Beckett az önce Cigliutti ile el altından bir anlaşma yaptı.
Some horrible, despicable, underhanded things.
Korkunç, adice el altından şeyler.
It means sneaky and underhanded, not to be trusted.
Sinsi, hilekar ve güvenilmez demek.
Clark, how many times has your friend done something underhanded that you didn't expect?
Clark, arkadaşın kaç kere el altından, hiç beklemediğin şeyler yaptı?
- Of all the underhanded bullshit...
- Gizli kapaklı dolaplarından...
That's underhanded, devious...
Sinsice, aldatıcı...
You know for someone who's so convinced that the government is capable of so many underhanded things, you sure are playing fast and loose with me.
Hükümetin bu kadar uygunsuz iş çevirdiğine ikna olmuş birisi için gerçekten şartları çok zorluyorsun.
Well, I must say that was rather underhanded.
Çok işbitirici olduğunu söylemem gerek.
That conniving, underhanded snake!
Vay sinsi, saman altından su yürüten yılan vay.
But most of all, I'm really sorry about your dirty, underhanded, backstabbing ways.
Ama hepsinden çok, çok pis olduğunuz için çok üzgünüm, Hilekar ve içten pazarlıklı olduğunuz için de.
- We can't be underhanded.
- Dürüstlükten bahsetmiştin.
A malicious, underhanded assassination, carried out by the man our Fuhrer trusts blindly.
Sinsi, kalleş bir suikast. Tam da insanların Führer'e gözleri kapalı güvendiği bir sırada.
Want me to have him pitch underhanded to ya?
- Hileyle atmasını mı istiyorsun?
Mutinous, insulting, underhanded and, in the end, fruitless... since I renegotiated the rental fee for the Wadsworth Mansion... so that we can have the prom... and give the school a respectable senior gift in the form of a telescope.
Hakarettir. Hile yapmaktır. Wadsworth Malikânesi'nin kirasını yeniden görüştüm.
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
underwood 165
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
understand me 81
understandable 121
under the table 51
understand this 55
understand what i'm saying 17
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
understand me 81
understandable 121
under the table 51
understand this 55
understand what i'm saying 17