English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unlike some

Unlike some translate Turkish

247 parallel translation
Unlike some, I don't believe in decorating myself to impress the opposite sex.
Bazılarının aksine, öyle süslenmeye inanmıyorum karşı cinsi etkilemek için.
I revere marriage, unlike some people I could mention.
Zikredebileceğim bazı isimlerin aksine evliliğe büyük saygım vardır.
And it's neat and tidy - unlike some.
Bazılarının aksine gayet derli toplu.
Unlike some people I can mention, I'm quite happily married, thank you.
Adını vermek istemediğim bazılarının aksine, ben evliliğimden mutluyum.
Unlike some people I know who do not know how to obey... the slightest rules of maintaining sterility.
Az bilinir ama gerçek böyle. - Ağrısız'ın daha birkaç yılı var.
Unlike some cadets I might mention, sir!
Başka öğrencilere benzemeyiz efendim!
Unlike some of my other warriors, you never fail me.
Bazı savaşçılarımdan farklı olarak, beni asla başarısızlığa uğratmadın.
Unlike some people, I am in growth.
Bazı insanların aksine, ben gelişiyorum.
They're consistent and dependable, unlike some people I know.
Tanıdığım bazı insanların aksine, istikrarlı ve güvenilirler.
- Unlike some people, Jesus will never abandon you.
- Kimi insanların aksine İsa seni asla yüzüstü bırakmaz.
Unlike some.
Diğerlerinden farklı olarak.
Because unlike some other Robin Hoods I can speak with an English accent.
Çünkü, başka Robin Hood'ların aksine ben İngiliz aksanıyla konuşabiliyorum.
I'm honest... unlike some people.
Ben dürüst biriyim, bazı insanlar gibi değilimdir.
Unlike some people I know, like Shawana.
Shawanna'nın aksine.
And if our guests need safeguarding from their own fiancées, well, after all, unlike some countries, France is not a nation of puritanical hypocrites.
Misafirlerimizi nişanlılarından korumamız gerekebilir, ayrıca başka ülkelerden farklı olarak Fransa namuslu iki yüzlülerin yurdu değildir.
I just hope they have a long happy marriage unlike some other couple I know.
Umarım uzun ve mutlu bir evlilikleri olur tanıdığım başka bir çift gibi olmazlar.
unlike some other people.
Başkalarından farklı olarak.
Unlike some people.
Birilerinin aksine.
Dewey's a good guy, unlike some of us.
Bazılarımızın aksine, Dewey çok iyi biridir.
Unlike some, we don't lock people away to punish them.
Sizinkinden biraz farklı, biz insanları cezalandırmak için kilitlemeyiz.
He didn't lie Unlike some But why marry Fernand Mondego?
Ama neden Fernand Mondego ile evlendin?
- Unlike some of your schoolwork, the lessons that you learned from this project, can be directly applied to your future lives.
- Bazı okul ödevlerinizden farklı, bu projeden çıkardığınız dersler, direkt olarak gelecek yaşamınızın yansıması olabilir.
Unlike some people I know.
Tanıdığım bazılarının aksine.
You pull your weight in town, unlike some other folks.
Kasabada, diğer bazı insanların aksine sen de herkes kadar çaba sarf ediyorsun.
Unlike some other God's I could mention, I can actually see the sun.
Sözünü edebileceğim diğer bazı Tanrıların aksine güneşi gerçekten görebiliyorum.
I didn't ask for this responsibility, unlike some who shall remain lifeless.
Cordelia. Sorumluluğunu alman için sormuyorum. Bazı insanlar farklıdır, ruhsuz yaşabilir.
Unlike some people, I do have morals.
Bazı insanların aksine benim ahlak kurallarım var.
Unlike some I know.
Kiminin aksine.
Unlike some people I could tell you about.
Bazı insanlardan farklı olduğumu söyleyebilirsin.
Unlike some people I could name.
bazılarının aksine benim bir adım var.
What surprises me, is that unlike some of you, I feel I discovered something, something happened to me to make me commit myself.
Gelin gerçekçi olalım, kadınları yemek pişirmede, dikiş dikmede,... hatta revirde bile kullanabiliriz, ama tabii ki askerleri rahat ettirmek için perdelerin arkasında kalacaklar.
Unlike some Riley Finn who shall remain unnamed.
Adını bile telaffuz etmek istemediğim Riley Finn'in aksine.
I waited my whole life to be engaged and unlike some, I only plan on doing this once.
Bütün hayatım boyunca nişanlanmak için bekledim ve bazı insanların aksine sadece bir kere nişanlanmayı planlıyorum.
Unlike some poop stars.
Çok. Bazı popstarlar gibi değiliz.
Unlike some people, he's a brilliant and sensitive person.
Bazılarının aksine çok zeki ve duyarlıdır.
Fantome is perfectly healthy, and unlike some people in this Void, he hasn't stolen anything.
Hayalet mükemmel bir şekilde sağlıklı ve bu boşluktaki bazı insanlar gibi bizden hiçbir şey çalmadı.
You see, Weasley, unlike some, my father can afford the best.
Gördüğün gibi Weasley, bazılarının aksine, babam en iyileri alabiliyor.
And unlike some other people I know, I'm not gonna sit around hoping that they change their minds and suddenly notice me.
Ben ise tanıdığım bazı insanların aksine onların fikrini değiştirmesini beklemeyeceğim. - Bu da ne demek şimdi?
unlike some people. I'm sorry, Federico, but I have a headache.
Özür dilerim Federico, ama başım ağrıyor.
Getting the full story takes money and access, and unlike some I always hold up my end of the deal.
Tüm hikayeyi almak para ve yetki ister, ve bazılarının aksine ben hep anlaşmama sadığımdır.
My ancestors would come here to break the rules a bit and make some unusual memories, unlike those of common mortals.
Atalarım buraya, biraz kuralları çiğnemek ve sıradan ölümlülerin aksine, olağandışı anılar yaşamak için gelmişler.
Do some traveling. This is unlike you.
Seyahate filan çık.
Jo'Bril's anatomy was unlike any I'd encountered, and I've run into some unusual specimens.
Jo'Bril'in anatomisi karşılaştıklarıma hiç benzemiyordu ve oldukça tuhaf türlerle karşılaşmıştım.
What she means is, the pheromones... that you are unconsciously releasing into the atmosphere... have the physiological effect of increasing... the statistical probability of her taking part... in some form of mounting behaviour, not unlike that of an African grasshopper!
Demek istediği, Afrika çekirgesinden farklı olarak senin farkında olmadan havaya bıraktığın feromonların onun tavırlarının oluşumu üzerindeki psikolojik etkiyi istatistiksel olarak arttırma etkisi var!
I think it's marvelous what you do- - to really help people, unlike the psychiatrists I've been to, both of whom had some sort of- - I don't know- - narcolepsy.
Yaptığın şey gerçekten müthiş bir şey. İnsanlara yardım etmek... Psikiyatrist değilim ama bazı teşhisler koydum.
In some ways, you were not unlike a drone.
Bazı farklar hariç, bir dron gibiydin.
Unlike some people I know.
Çok naziksin.
Unlike... some of us. What?
Bazılarımızdan... farklı olarak.
That unlike everyone else in these teen movies I don't wanna learn some dumb-ass valuable lesson.
Bu başka kimseye benzemeyen gençlik filmi Ben başka salak ders istemiyorum.
Sweetie, I have feelings for you too, but, unlike you, I have some balls, so you don't hear me whining about it.
Tatlım, benim de sana karşı hislerim var, fakat senin aksine erkek gibi davranan benim bu yüzden sızlanmalarını duymak istemiyorum.
He seems to be excited unlike usual. He has some part that is "hot"!
o hiç olmadığı kadar heyecanlanmış görünüyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]