English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Was wrong

Was wrong translate Turkish

13,596 parallel translation
Guys, I think I was wrong.
Çocuklar, yanıldım galiba.
I was wrong.
Hatalıydım.
If anything was wrong, she would've called us.
Yanlış bir şey olsaydı, bizi arardı.
Guess I was wrong.
Yanılmışım galiba.
And, uh... you know, it was... it was wrong of me.
Ve yanlış yaptım.
Then a man arrives who would explain to us that what we've been doing was wrong all those years, what Nassau ought to be, what he could make it if we would all just follow his lead.
Daha sonra bir adam geldi ve neleri yanlış yaptığımızı, bunca yıldır nelerin yanlış gittiğini, Nassau'nun nasıl olması gerektiğini, Kendisinin neler yapabileceğini .. açıklamaya başladı.
Glad to see I was wrong about that.
Bu konuda yanıldığıma sevindim.
Maybe it was wrong of me to interfere like that, but why don't you let me save your company?
Belki böyle müdahale etmem doğru değil ama... neden şirketini kurtarmama izin vermiyorsun?
I still think he was wrong.
Hâlâ yanıldığını düşünüyorum.
Well, I was wrong about the science.
- Bilim konusunda yanıldım.
I was wrong about what's causing it.
Sebebi konusunda yanıldım.
I was wrong about you, man!
Senin hakkında yanılmışım, adamım!
I was wrong, my wife... to think I could be without you.
Sensiz yapabileceğimi düşünmem hataydı, karıcığım.
What I did was wrong.
Yaptığım yanlıştı.
I was wrong, I'm sorry.
Hatalıydım, özür dilerim.
I was wrong.
Yanılmışım.
Perhaps it was wrong - - but I did it for love of Verity.
Belki hata ettim ama Verity'i sevdiğimden yaptım.
See, you can tell that he knows it was wrong, but...
Bak, yanlış yaptığını biliyor ama...
I mean, something was wrong.
Bir şey olmuş.
Maybe I was wrong about you.
Galiba yanılmışım.
- This was spread out over a long period and there was a whole section in the middle where nothing was happening at all because I knew what I was doing was wrong.
- Uzun süreli bir ilişkiydi, Tabi bu arada hiçbir yakınlaşmanın olmadığı, bir zaman aralığı da vardı. Çünkü yaptığımın yanlış olduğunu biliyordum.
I knew it was wrong.
Yanlış olduğunu biliyordum.
I admit I was wrong.
Hatalı olduğumu kabul ediyorum.
That was wrong.
Yanlış oldu.
I was wrong!
Yanılmışım!
It means... I was wrong.
- Demek oluyor ki... hata ettim.
- What was wrong with him?
- Nesi vardı?
Afraid I was wrong about you, son.
- Hakkında yanılmışım evlat.
But I was wrong, wasn't I?
Ama yanılmışım, değil mi?
I was in the wrong.
Hata ettim.
Unfortunately for Cliff, it was the wrong somebody.
Cliff için ne yazık ki o biri kızdırmaması gereken biriydi.
It was strictly about the forged passports and stopping them getting into the wrong hands.
Önemli olan, sahte pasaportların yanlış ellere düşmesini engellemekti o kadar.
What did I do that was so wrong?
Neyi bu kadar yanlış yaptım ben?
You knew that there was something wrong with him!
Adamın normal olmadığını biliyordun!
- Thought I was in the wrong place.
- Yanlış bir yere geldim sandım.
Please don't take this the wrong way... But I didn't think there was a chance in hell that was actually going to work.
Lütfen bunu yanlış anlama... bunun işe yarayacağına dair en ufak bir umudum yoktu.
At first I was tempted, but in the end it felt wrong to betray the governor that way.
Başta ilgi çekici geldi, fakat sonunda Vali'ye .. bu şekilde ihanet etmek yanlış geldi.
... was worming down the wrong hole.
yanlış deliğe parmağını sokuyordu.
You got me wrong, it was an accident.
- Ama beni yanlış anladın.
She died It's the fault of my first disciple It was too wrong.
o öldü bu ilk müridimin hatasıydı bu çok yanlıştı o korktu emin olmak için ona bakacağım
He was in the wrong place, wrong time.
- Sadece yanlış yerde, yanlış zamandaydı.
Maybe Will was in the wrong place at the wrong time and he saw something that he shouldn't have.
Belki Will yanlış zamanda yanlış yerdeydi ve görmemesi gereken bir şey gördü.
But you got it wrong with me,... because this country was built on industry and competition.
Ama bana bulaşarak hata ettin çünkü bu ülke, sanayileşme ve serbest rekabet ilkeleri üzerine kuruldu.
- To the point that I started seeing a therapist to find out what was so wrong with me that I was freaked out about my husband and his old platonic college buddy.
- O nedenle... bir terapiste gitmeye başladım, bendeki sorunu çözebilsin diye. Çünkü kocam ve eski platonik aşkı... yüzünden kafayı yemek üzereydim.
Know you was on the wrong side of Atlanta.
Atlanta tarafında yanlış yönde olduğun biliyorlar.
The problem was, we had the wrong cargo.
Sorun şuymuş, yanlış paketi teslim ediyormuşuz.
I was immediately wrong!
Çok yanılmışım!
they were on the wrong foot, and I was like, "Oh, my God, this is not good."
"Tanrım, bu hiç iyi değil." dedim.
Okay, in my defense, that was a small part of a much larger inspirational aunt-nephew teaching moment gone horribly wrong.
Tamam savunmam gerek İlham verici teyze-yeğen fırsat eğitimimizin küçük bir parçasıydı bu. çok yanlış anlaşıldı.
He said there was nothing wrong.
Bir sorun olmadığını söylemişti.
You always thought there was something wrong with you because you don't feel things the way other people do.
Bazı şeyleri diğer insanlar gibi hissetmediğin için hep bir sorunun olduğunu düşündün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]