English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Whatever you're gonna do

Whatever you're gonna do translate Turkish

202 parallel translation
You call it whatever you want, but you're gonna do it.
Sen buna ne dersen de, ama yapacaksın.
You're gonna do exactly whatever the hell I tell you.
Sana her ne diyorsam aynen onu yapacaksın.
- Whatever you're gonna do, do it fast.
- Ne yapacaksan, çabuk yap.
And we're about out of O2, so whatever you're gonna do...
Ve oksijenimiz tükenmek üzere, yani ne yapacaksanız hemen yapın...
You're gonna do whatever I tell you to do.
Ne dersem, yapacaksın.
Ted, you're gonna do whatever you wanna do.
İstediğini yapabilirsin.
Don't worry. You're gonna do great whatever you choose.
Ne seçersen seç iyi iş yapacaksın.
Amy, whatever the results are, or whatever you decide to do you're gonna need someone's support.
Amy, sonuçlar ya da kararın ne olursa olsun birinin desteğine ihtiyacın olacak.
We're gonna do whatever we can to help you out.
Size yardım etmek için elimizden geleni yapacağız.
Now, I just gotta do whatever I can to get whatever I can get. You're not gonna stop me.
Beni durduramayacaksın.
Whatever you're gonna do, just do it now,'cause I can't take it anymore.
Hadi! Her ne yapacaksan yap,.. ... dayanamıyorum artık!
Whatever you're gonna do, you better do it fast.
Ne yapacaksanız hemen yapın.
"Whatever you do, whatever you say, we're gonna beat you."
"Ne yaparsanız yapın, ne derseniz deyin, biz sizi yeneceğiz."
We're gonna go wherever you want, do whatever you want, kill whoever you want.
Canımızın istediği yere gideceğiz. Canımızın istediğini yapacağız. Canımızın istediğini yapacağız.
Whatever you're gonna do, do it fast.
Ne yapacaksanız çabuk yapın.
Anyway, whatever you do, they're just gonna run me back to St. Timothy's.
Hem ne dersen de, tek yapacakları beni hastaneye geri göndermek olur.
No, first, you're gonna listen to what I have to say to you. And then after that you can do whatever it is you need to do.
hayir.. ilk olark size soyleyeceklerimi dinleyin ve ne yapmak istediginize sonra karar verin.
And I'm like, "whatever." You're gonna do fine.
İlk küçük burun bluzuma akıttığı anda cin aramaya başlarım.
You're gonna let me do whatever I wanna do.
Bana her türlü izin vermek zorundasın.
So you're saying you're just gonna do whatever you want with my crew, and my opinion be damned?
Yani diyorsun ki, benim mürettebatım ile ne istersen yaparsın. ve benim fikrimin bir önemi yok öyle mi?
I'm sorry I dragged you away from whatever gay serial killers... who ride horses and like to play golf touchy-feely picture you're gonna do this week.
Bak, çok üzgünüm. Ata binmekten ve golf oynamaktan hoşlanan homo seri katillerin acıklı hikayesinde oynamana engel oldum.
Well, we're gonna do whatever we can to get you out of here.
Sizi buradan çıkarabilmek için herşeyi yapıcaz.
I'm responsible for this ship now. I need to know you're gonna help me do whatever it takes to protect her.
Şu anda gemi benim sorumluluğumda....... ve bu işte benim yanımda olup olmayacağını....... kesin olarak bilmek istiyorum.
Okay, whatever you're gonna do, do it quick!
Tamam, ne yapacaksan, çabuk yap.
You're gonna suceeed At whatever you do
Ne yaparsan başaracaksın.
I know you're gonna do whatever you think is best, but Adam and I just haven't been getting along.
Biliyorum, sen düşündüğün en iyisini yapacaksın ama Adam ve ben pekiyi geçinemiyoruz.
Just do whatever you're gonna do.
Ne yaparsan yap.
Whatever you're gonna do, do it fast.
Sen yapacaksın ne olursa olsun, hızlı yapmak.
On our squad, you're gonna be able to do whatever you want- -
Takımımızda, istediğiniz her şeyi yapabileceksiniz, istediğiniz şeyleri.
Then from now on asshole, I'm Phantoman, and you're gonna do whatever I want.
Artık Fantom benim aşağılık herif, ve ben ne dersem yapacaksın.
I'm gonna put it into an account, and when you're 18 years old, you can do whatever you want.
Parayı bir hesaba yatıracağım ve 18 yaşına geldiğinde o parayla ne istersen yaparsın.
Sir, whatever you're gonna do...
Efendim, her ne yapacaksanız...
I don't want to flail. I don't want you to do whatever it is you're going to do that's gonna make me flail.
Beni sallandıracak şeyi yapmanı istemiyorum.
We're gonna do whatever it takes to get you back home.
Seni evine göndermek için herşeyi yapacağız
We're gonna do whatever you want.
Ne istersen yaparız.
So you're gonna have to do whatever it takes to beat him.
Şimdi onu alt edebilmek için ne yapman gerekiyorsa yapmalısın.
Your sister's gonna drive you from school to community service, and you're gonna pick up trash or recycle cans or whatever else they ask you to do for 16 hours a week, every week, Saturdays included.
Kızkardeşin seni okuldan alıp kamu hizmetine götürecek. Ve sen çöp toplayacaksın, ya da kutuları. Senden her ne yapmanı isterlerse.
Don't do whatever it is you're gonna do.
Yapacağın her ne ise, yapma.
Look, I don't know if your lawyer is gonna do a plea bargain or whatever, or if you're going to trial.
Bak, avukatın bir itiraz dilekçesi ve ona benzer bir şey verecek mi bilmiyorum, ya da bir duruşma istemi.
Just do whatever you're gonna do, you bunch of degenerates!
Ne yapacaksanız yapın, sizi gidi soyu bozuk itler.
I want you to remember my face when you do whatever the hell it is you're gonna do.
Yapacağın her neyse, yaparken yüzümü hatırlamanı istiyorum.
I feel the bad about the way things have turned out, but right or wrong, if you're elected, then I'm gonna do whatever I can to help you, and if I get in, I'm gonna need your help.
İşlerin böyle olmasından ben de memnun değilim ama doğru ya da yanlış, sen kazanırsan senin için elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım veya ben kazanırsam, senin yardımına ihtiyacım olacak.
So just get on with whatever it is you're gonna do to me, because I might be smaller and weaker than you, but you can hurt me but you won't humiliate me.
Bu yüzden bana ne yapacaksanız, devam edin çünkü sizden daha küçük ve daha zayıf olabilirim ama,... beni incitebilirsiniz fakat aşağılayamazsınız.
If whatever you're gonna do to me sends me into shock, I might die. Upside? Me not breathing doubles your survival time.
İyi tarafı, ölürsem senin kurtulma şansın ikiye katlanır.
I think I probably lack the experience and the intellect to really appreciate whatever it is you're gonna do or say.
Sanırım söyleyeceğiniz veya yapacağınız her neyse gerçekten değerini bilmek için gerekli tecrübe ve idrakten yoksunum.
Look, whatever you're trying to do with me here's not gonna work.
Her ne halt yapmaya çalışıyorsan bil ki ; işe yaramayacak.
You better do whatever you're gonna do with that ring.
O yüzüğü birbirinize taksanız iyi edersiniz
I mean... it's probably that old trick where... you tell your parents you're gonna spend the night at Jared's house and... your parents don't realize that his parents aren't home and... basically you get to do whatever you want.
Ailene Jared'lerde kalacağını söylemişsin. Anne babasının evde olmadığını bilmiyorlarmış. Özetle canın ne isterse yapmışsın.
whatever you're trying to do, it's not gonna work.
Her ne yapmaya çalışıyorsan, işe yaramayacak.
Whatever you've wanted to do this year, you have 25 seconds left to do it, or come to terms with the fact that you're not gonna get it done.
Bu sene her ne yapmak istediyseniz, yapmak için 25 saniyeniz var. Ya şimdi yapın ya da bunu gerçekleştiremediğiniz gerçeğiyle yüzleşin.
You're gonna do the post-op orders on the appy, And you're gna tell me all about whatever trouble You and your little friends are into.
Apandist hastasının ameliyat sonrası işlemlerini yapacaksın ve sen ve küçük arkadaşlarının neyin peşinde olduğunuzu anlatacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]