English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / When i was five

When i was five translate Turkish

431 parallel translation
My mother got sick when I was five.
Beş yaşındayken annem hastalandı.
When I was five I had polio.
Beş yaşında çocuk felci geçirdim.
I was separated from my daddy when I was five.
Ben 5 yaşımdayken babamdan ayrılmak zorunda kalmışım.
I became King when I was five.
- Beş yaşıma geldiğimde Kral oldum.
It's from when I was five, and Auntie Oshige measured my height.
Beş yaşına bastığımda Oshige teyze boyumu ölçmüştü.
I had my first record when I was five. - What other sports are you interested in sir?
Tereyağı yerine bunu koyacağız.
Came here with my parents when I was five years old.
Beş yaşındayken buraya ailemle geldim.
I never fought in my life. Indeed, the only time I ever raised my voice was when I was five years old, it was over some strawberries.
Daha önce hiç kavga etmedim, ve sesimi en son yükselttiğimde, 5 yasındaydım,
When I was five, I felt it.
Beş yaşımdayken bunu hissettim.
Well, it all started when I was five.
Her şey, beş yaşımdayken başladı.
- She died when I was five days old.
- O öldüğünde ben daha beş günlüktüm.
You called me that when I was five.
Beş yaşındayken bana öyle seslenirdin.
My father shot himself when I was five.
Ben 5 yaşındayken babam kendini vurmuş.
My father left home when I was five.
Benim babam da ben beş yaşındayken evi terk etmiş.
- When I was five, I had some respect.
- Ben beş yaşındayken terbiyeliydim.
When I was five and I went to school, I told my new friends those same stories, pretending she was alive.
Beş yaşına gelip okula gidince aynı hikayeleri arkadaşlarıma anlatıp hayattaymış gibi davrandım.
- Yeah, when I was five.
- Evet, beş yaşındayken.
When I was five years old, on Christmas, he - This whole thing happened... where he blew his stack at me, and that's when he busted my collarbone.
Beş yaşındayken Noel'de çok kötü bir şey oldu ve bana öyle kızdı ki köprücük kemiğimi kırdı.
My memory is... of my father when I was five years old.
Babamın hatırası, ben beş yaşındayken.
I fell in love for the first time when I was five.
İlk kez aşık olduğumda beş yaşındaydım.
- When I was five years old.
- Beş yaşımdaydım.
But since eating an out of date can of pineapple when I was five I lost my voice.
Ama beş yaşımdayken, tarihi geçmiş bir ananas konservesi yediğimde sesimi kaybettim.
I was born in Taiwan and came to Hong Kong with dad when I was five.
Taiwan'da doğdum ve babamla birlikte 5 yaşında Hong Kong'a geldim.
My mother was killed when I was five, and we moved away.
Ben beş yaşında iken annem öldürüldü ve biz oraları terk ettik.
Then... my father left... when I was five years old.
Daha sonra... beş yaşımda iken... babam bizi terk etti.
He was five when I was born.
Ben doğduğumda 5 yaşındaymış.
When Spit gets back, tell him like this... the guy I stabbed was down here looking for Spit to give him five bucks for snitching on who done it.
Spit buraya geldiğinde ona şey diyeceksin bıçakladığım adamın buraya gelip onu sorduğunu ve ispiyonladığı için beş dolar vereceğini söyleyeceksin.
Five weeks later, I was down 240 feet trying to get a line around the Squalus when he died.
Beş hafta sonra, o öldüğünde ben 70 m derinde, Squalus çevresinde bir hat arıyordum.
When I was an ensign on a cruiser, five pounds of cheese was missing.
Benim gençlik yıllarımda da gemide beş paund peynir kaybolmuştu.
That day when they knew you had five ships to load I was greeted with six more cases of "beriberi" "double beriberi" this time.
Beş gemi yükleyeceklerini bildikleri günlerde... fazladan altı tane... Beriberi vakasıyla karşılaşırım.
Was I five or six when I asked him about Mother?
Annemi ona sorduğumda altı mı yoksa yedi yaşında mıydım?
And here, here is a character sketch that I did in less than five minutes. The queen, when she was Princess Elizabeth, on a tour of Africa years ago.
Bu da Kraliçenin Prenses Elizabeth iken bir kaç yıl önce Afrika'ya yaptığı gezide beş dakikadan daha az bir sürede yaptığım karakter eskizi.
When you were five years old and came home stiff-lipped, anguished because the other boys tormented you, saying that you weren't really Vulcan I watched you, knowing that inside the human part of you was crying.
Beş yaşındayken, diğer çocuklar gerçek bir Vulcanlı olmadığın için sana eziyet edince eve suskun ve sıkıntılı geldiğinde seni izledim, içinde bir yerlerde insan yönünün ağladığını biliyordum.
Well, the way I look at it like I've known Jerry for what? Four or five, six months now. When he moved into the family group that I was alr...
Şey, Jerry hakkında düşündüğümde, aklıma gelen, 4 ya da 5 ay kadar önce, benim grubuma taşındığında,... ilk başta... ilk başta hemen onu tanımam gerektiğini,
Twenty-five years ago, in Naples, I had just celebrated my first Mass, when I was put on trial twice.
Yirmi beş yıl önce, Napoli'de, iki kez yargılandığımda henüz ilk ayinimi kutlamıştım.
They delivered only five beakers, and one of the bowls arrived chipped, which it was not when I paid for it.
5 çömlek geldi, üstelik biri de oldukça hasar görmüştü. Ödemeyi yaptığım zaman böyle bir şey yoktu.
When I was about four or five, my father sent me in here one day with a note.
Babam beni bir notla, günde dört ya da bez kez buraya yollardı.
When i was a young boy At the age of five
Küçükken, beş yaşımda
Five years ago, when I was in summer camp, I didn't just get bawled out by the counselor. I got sent home.
Beş yıl önce, bir yaz kampındayken sadece danışman tarafından rezil edilmekle kalmamış, eve geri gönderilmiştim.
I needed to start the engine when I was 50 yards away and five minutes into the future.
Motoru ben 45 Metre ve 5 dk ilerideyken çalıştırmak istiyorum.
One time he bought me, when I was about five, he bought me an ice cream cone and I dropped it.
Beş yaşımdayken, bir keresinde bana bana külahta dondurma almıştı ve yere düşürmüştüm.
When I was a little girl, like four or five... if I had a nightmare, I'd always bring my dad in.
Küçük bir kızken, dört ya da beş yaşlarındayken kabus gördüğümde daima babamı da çekerdim.
I told you, I told you when I was going to the bank... That you are going to give me five pounds each, eh?
Bankaya giderken, size dedim ki hepiniz bana beş papel verecektiniz, değil mi?
I was ready to relax and taste the food I'd been hearing about... for the past five months, when- -
Son beş aydır methini duyduğum yemeğin tadına bakabilecektim ki... Baba! Ön tarafta polis var.
I've seen him put away as many as five men in one day... when he was training.
Antrenman yaparken bir gün içinde beş kişiyi yere serdiğini gördüm.
All I had to do was to say that I could see five lights when, in fact, there were only four.
Tüm yapmam gereken 5 tane ışık gördüğümü söylemekti, Gerçekte yalnızca 4 tane varken.
So I guess, late 1948, when I was about five years old... we moved to this section of Philadelphia.
1948 yılının sonlarıydı 5 yaşındayken Philadelphia'nın bu kısmına taşındık.
When I was about five or six, I was sexually attracted to Bugs Bunny.
6 ya da 7 yaşındayken Bugs Bunny'ye karşı cinsel anlamda bir çekim duyuyordum.
The old man, I think, took off pretty much for good... when I was probably, I don't know, five or six years old, I guess.
Muhtemelen beş ya da altı yaşındayken yaşlı adam her şeyden temenni olarak elini eteğini çekmişti.
I met this wimp when he was five. He used to play with dolls.
Bu beyaz gagalıyı tanıdığım zaman beş yaşındaydı ve bebeklerle oynardı.
I was so delighted when Darcy told me you were not five miles from Pemberley!
Pemberley'in yakınında olduğunuzu duyunca çok sevindim!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]