When they translate Turkish
45,923 parallel translation
And I wonder, when they look, what my coworkers make of me.
Ve iş arkadaşlarım bana baktıklarında ne görürler, merak ederim.
'Cause when they asked on TV last night if you had a boyfriend, you said no?
Dün televizyonda "Sevgilim yok" dediğin için mi?
And when they dip it in the zooty chemicals, it turns to angel dust.
Esrarlı kimyasallara batırdıklarında melek tozuna dönüşür.
The second I fire off one of those nukes.. I put the superpowers of this world on notice that... when they cross the line, I'm gonna be there to hold the responsible..
O füzelerden birini ateşlediğim an dünyadaki süper güçler eğer hadlerini aşarlarsa buna sebep olanları sorumlu tutacağımı anlayacaklar.
They hook electrodes up to people when they do this.
Bunu yaptıklarında elektrotları insanlara bağlarlar.
When they speak of you, there is such hatred now.
Senden bahsettiklerinde işte öyle bir nefret mevzubahis.
And, when they come, let them in.
Geldiklerinde bırak içeri girsinler.
Now, you take the minutes, don't you, of every meeting and you also hear everything they say when they raise their hand?
Her toplantıda zabıt tutuyorsun değil mi? Ellerini her kaldırdıklarında söylediklerini de duyuyorsun.
Were you here when they first came?
İlk geldiklerinde burada mıydın?
The other holds a gun, which she drops as she backs away when they enter.
Diğerinin elinde bir silah var. Bizimkiler içeri girince geri çekilip silahı bırakıyor.
That's when they grabbed me.
Sonra beni yakaladılar.
You don't wanna look like a fool when they suddenly show up.
Geri geldiklerinde aptal durumuna düşersiniz.
Because I saw what happens to the people they've taken when they leave.
Çünkü gittiklerinde aldıkları insanlara ne olduğunu gördüm. Hepsi öldü mü?
When they're not trying to drown me.
Beni boğmaya çalışmadıklarında.
Especially when they're afraid.
Özellikle korktuklarında.
When they could have saved my mother from being swallowed alive?
Annemi canlı canlı yutulmaktan kurtarabilecekleri zaman neredeydiler?
Good, people don't revolt when they're scared.
Güzel, insanlar korktuğunda başkaldırmazlar.
They revolt when they're angry, if they think I've lost control.
Kontrolü kaybettiğimi düşünürlerse, kızdıklarında başkaldırırlar.
Find out where they were, who they were with, and when they last saw her.
Kimlerle neredelermiş ve onu en son ne zaman görmüşler öğren.
When they found her, her hair was combed, and look at the position of her hands.
Onu bulduklarında saçı taranmıştı, ellerinin duruşuna da bak.
When they set off, they dreamt of the riches they would accumulate, the fat-breasted women they would send for.
Yola çıktıklarında, toplayabilecekleri zenginliklerin ısmarlayacakları koca memeli kadınların hayalini kurmuşlardı.
And when they reached their home shores, not one of them ever set foot in a boat or spoke of that new world ever again.
Memleketlerinin kıyılarına ulaştıklarında da içlerinden hiçbiri bir daha bir gemiye ayak dâhi atmadı ya da o yeni dünyadan bir daha hiç bahsetmedi.
You don't worry if they're going to get you when they already got you.
Seni zaten yakalamışlarken yakalayacakları endişen olmaz.
This country went to hell when they stopped hanging folks.
Ahaliyi asmayı bıraktığında bu ülke cehenneme sürüklendi.
So, when you see children dipping eggs in vinegar the colors of their favorite toys, or when you see the nation's youth fleeing south for copulation, or when they spread their seed over that sinking mass that is the great state of Florida, they all... without realizing it do it in her name.
Yani, çocukların yumurtaları en sevdikleri oyuncakların renginde sirkeye batırırken gördüğünde veya ülke gençliğinin çiftleşme için güneye kaçtığını gördüğünde veya o batan kütle üzerinde tohumlarını yaydıklarında ki orası Florida eyaleti oluyor hepsi farkında olmadan bunu onun adına yapıyorlar.
For every belief, every branch, every denomination they see a different face when they close their eyes to pray.
Her inançta, her dalda, her zümrede dua etmek için gözlerini kapattıklarında her biri farklı bir yüz görür.
When they started following you, everybody else got burned.
Seni takip etmeye başladıklarında kalan herkes yandı.
People create gods when they wonder why things happen.
İnsanlar bir şeylerin neden olduğunu merak ettiklerinde tanrıları yaratırlar.
They can have it back when they pray for it.
Onun için dua ettiklerinde geri alabilirler.
Maybe... when you say you're sorry, you could just... cross your fingers behind your back, like they do.
Belki de özür dilediğinde onların yaptığı gibi arkandan parmaklarını kesiştirebilirsin.
'Cause I look cool when I'm daddy-long-stroking these ladies in they coochie.
Çünkü ben kadınları becerirken adeta felç geçiriyorlar.
When early men went visit a watering hole... If they didn't watch their child, they got snatched by a crocodile.
İlk insanlar su kaynaklarına yaklaştığı zaman çocuklarına göz kulak olmazlarsa timsahlara yem oluyorlardı.
- Well, you know, when someone wants a man killed, - they come to Dolphin. - What, still?
- Ne yani, hâlâ mı?
When someone wants a man killed, they come to Atticus.
Adamın birinin ölmesini isteyen şahıs da Atticus'a gelir.
But what I do have are Malay coins, enough to bury you. Prayer beads, not enough to get you to heaven. And hashish, enough to ease my grieving when the East India Company slit your throat, which, of course, they will.
Ancak seni gömmeye yetecek kadar Malay sikkem var olmasına var da tespihler seni cennete götürmek için yeterli değil ve Doğu Hindistan Şirketi boğazını kesince, ki muhakkak kesecekler de kederimi hafifletecek kadar haşhaşım da yok.
When I left England, I thought I was mad, but they taught me how to use it.
İngiltere'den giderken deli olduğumu düşünürdüm. Ancak bana nasıl kullanacağımı öğrettikleri için bu artık bir armağan.
We grow our wool, and just when we're getting warm, they come along with their electric clippers and shear our wool off, and we're just naked, screaming little fucks!
Yünümüz çıkıyor ve tam ısınmaya başladığımız anda elektrikli kırpıcılarıyla çıkagelip yünümüzü kesiyorlar. Öyle çığlık çığlığa dımdızlak küçük puştlar olarak kalıyoruz!
And when I went to buy me ticket to fly over here, they told me I already had a ticket.
Buraya gelmek için uçak bileti almaya gittiğimde de önceden bilet aldığımı söylediler.
Now, I think it happens when men start to feel in their bones that the great moments of their lives... might not turn out to be quite as great as they'd always hoped.
Artık bana öyle geliyor ki, insan, hayatının en muhteşem anının umduğu gibi muhteşem olmayabileceğini iliklerinde hissettiğinde ağarıyor saçı.
He says that he likes roads and schools, but when you leave, it will all mean nothing and they will be left in a big mess.
Yollar, okullar hoşuna gitmiş ama siz gittiğinizde bunun bir anlamı olmaz. Kargaşa içinde kalacaklar.
Women love when men take control because women have no idea what they wants.
Kadınlar, erkeklerin kontrolu ele almasını sever. Çünkü kadınları ne istedikleri hakkında en ufak bir fikirleri yoktur.
Um... why do they put the battleground in the public schools and become so emotionally involved when people say,
Niye devlet okullarını savaş alanına çeviriyor ve başkalarının şu sözlerine içerliyorlar,
When I came upon her and the soldier from Nimbo, they seemed very close.
Ona ve Nimbodaki askere rastladığımda, çok yakın görünüyorlardı.
Well, when you're ready, they'll be happy to have you back at work, and you can check on Karen all you want.
Hazır olduğunda, işine geri dönmenden mutluluk duyacaklar ve Karen'i istediğin kadar kontrol edebilirsin.
Why would they when it is so much easier to do nothing at all?
Kıllarını kıpırdatmamak daha kolayken niye bir şey yapsınlar ki?
When someone has a ritual as precise as this, it's very likely they've rehearsed it before.
Evet. Biri bu kadar titiz bir ayin yapıyorsa muhtemelen önceden provasını yapmıştır.
We presumed they fell out of her purse when she was strangled.
Boğulurken çantasından döküldü sanmıştık.
They fled when the Russians came.
Ruslardan korkup kaçtılar.
- When did they find him?
- Ne zaman bulmuşlar.
Especially when I use my burping superpower, they do.
Özellikle de geğirme süper gücümü kullandığım zaman.
And when the twins were born, they were... they were born really early.
İkizler doğumu ise erken doğum olmuştu.
when they do 53
when they come 26
when they get here 22
when they say 20
they 3238
they are 1447
they aren't 58
they are coming 72
they can't see you 17
they're 1306
when they come 26
when they get here 22
when they say 20
they 3238
they are 1447
they aren't 58
they are coming 72
they can't see you 17
they're 1306
they are my friends 21
they have 241
they said 545
they come 53
they don't 727
they are cute 16
they are beautiful 39
they are everywhere 27
they are my family 17
they do 1025
they have 241
they said 545
they come 53
they don't 727
they are cute 16
they are beautiful 39
they are everywhere 27
they are my family 17
they do 1025