English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wronged

Wronged translate Turkish

552 parallel translation
If you feel wronged, die, catch your husband, and ask him.
Öcünü alacaksan ölünce kocandan yardım istersin.
"Rich father tries to bribe wronged wife."
"Zengin baba, zavallı kadına rüşvet teklif etti."
How's it feel to have the woman you've wronged cloak your sins?
Acı verdiğin bir kadının, günahını örtbas etmesi nasıl bir duygu?
If you knew how i've already wronged you, you would turn from me in horror.
Eğer seni nasıl aldattığımı bilseydin, korku içinde benden uzaklaşırdın.
Was't Hamlet wronged Laertes?
Hamlet miydi Laertes'e haksızlık eden?
If't be so, Hamlet is of the faction that is wronged.
Hamlet de kurbanlarından biridir onun.
The D'Ascoynes had not only wronged my mother, they were the obstacle between me and all that I wanted.
D'Ascoyne'ler sadece annemi aldatmamıştı arzu ettiklerimle aramdaki engel de onlardı.
Jumpei Kayama, a pitiful wronged former soldier.
Jumpei Kayama, zavallı, haksızlığı uğramış eski bir asker.
- My sweet wronged Gwendolen.
- Benim tatlı, kandırılmış Gwendolen'im.
Thou has wronged Caius Ligarius.
Caius Ligarius sana kırgın.
That you have wronged me doth appear in this.
Beni dost saymadığını şununla belli ettin.
You wronged yourself to write in such a case.
Böyle bir durumda yazman hiç de doğru değildi.
And I apologize for the many ways I have wronged you.
Ve sana yanlış yaptığım birçok şey için özür diliyorum.
Who's been wronged?
Hata kimde?
My apologies, Dr. Scarabus, for having wronged you.
Sizi böyle itham ettiğim için özür dilerim Dr. Scarabus.
Memories of the woman he had wronged her soft speech her smile her gentle demeanor her impeccable patience all this haunted him constantly.
Uygunsuz davrandığı kadının hatıraları - tatlı konuşması, gülücüğü, sevimli ve narin tavırları, kusursuz sabrı sürekli peşinde oldu.
Oh, I've wronged him.
Ona haksızlık ettim.
- I've wronged him terribly.
- Ona çok haksızlık ettim.
The principal clauses of our contract foresee two possible breaches, for, of course, neither party must be wronged at the last moment.
- Anlaşmanızın başlıca maddelerine - Göz atabilirsiniz - Herhangi bir yanlışlık olmadığını görmek için.
There the'adikeistai', the being wronged, is much worse.
Burada'adikeistai', yani haksızlığa uğramış olmak, çok daha kötüdür.
Mylord, we've been wronged
Efendimiz! yardım ediniz!
Shu tup... We are wronged
kesin sesinizi... yardım edin
And a woman you've cruelly wronged. And should have married.
Zalimce bir yanlışın içinde olduğunuz evlenmesi gereken bir kadın hakkında..
You have wronged the young bishop of Hennau.
Kontun oğlunu zorla alıkoymakla gelecekteki Hennau piskoposuna haksızlık ettiniz.
I will be judged again and again, even if I am wronged.
Tekrar ve tekrar yargılanmış olacağım, haksız yere cezalandırıldıktan sonra bile.
But, your honor as I understand it the law was created to protect people from being wronged.
Ama Sayın Yargıç, anladığım kadarıyla yasalar insanların haksızlığa uğramasını engellemek üzere yapılmıştır.
Your honor whom has Max Bialystock wronged?
Sayın Yargıç, Max Bialystock kime haksızlık etmiştir?
Our nation was wronged after the war, and those with German blood in their veins must put the wrong right.
Savaştan sonra ulusumuz haksızlığa uğramıştı ve onların damarlarındaki Alman kanı doğruyu yanlıştan ayırt etmeliydi.
Fan Ying has wronged you ; why not marry someone else?
Fan Ying sana yanlış yapmış, neden başkasıyla evlenmedin?
I don't feel wronged
bundan yakınmıyorum!
Let's drink to those who've been wronged by life, to the unfortunate, to widows and orphans, to the wretched, to everybody who's suffering in this world.
Hayattan nasibini alamamışlara talihsizlere dullara ve yetimlere, biçare insanlara bu dünyanın kahrını çekenlerin şerefine içelim.
My pupils have neither wronged you nor bear a grudge
Öğrencimin seninle bir alıp veremediği yoktu.
But until today, I've still been wronged
Ama şu ana kadar, hala yanlış anlaşıldım!
- But whom have you wronged?
- Kime karşı suçluluk duyuyorsunuz?
Well, you're the ones been wronged.
Haksızlığı uğrayanlar sizdiniz.
I have wronged him.
Onun hakkında yanılmışım.
To get revenge on those who wronged me.
- Beni aldatanlardan intikam almak için.
When we suffered persecution in Mecca, Muhammad told us go to Abyssinia the land of the righteous king, where no man is wronged
Mekke de eziyet çektiğimiz zaman Muhammed Habeşistan a gidin dedi!
I won't be wronged. I won't be insulted.
Ben yapmayacağım, onur kırıcı olmayacağım.
I won't be wronged, I won't be insulted,
Ben haksızlığa ve hakarete uğramayacağım.
" Dear Mama, I realize that I wronged you.
" Sevgili Anne! Sana haksızlık ettiğimi farkettim.
A magician he had wronged.
- Kendisine yanlış yaptığı bir büyücü.
You treat me well and I've wronged you.
Bana iyi davrandın ve ben sana haksızlık ettim.
Ye, have I wronged you?
Ye, senin hakkında yanıldım mı?
I won't say that you've wronged me.
senin benimle böyle konuşmaya hakkın yok.
I'm wronged... and I'm accused!
Bana haksızlık yapılıyor... Ve suçlanıyorum!
Master, we were wronged...
Hocam, yaptık bir hata... affedin...
And I myself, the badly wronged Jew in The Merchant of Venice.
Ve ben de Venedik Taciri'nde hakkı yenmiş Yahudi'yi.
But I've wronged you, badly.
Ama sana fena haksızlık ettim.
The man she wronged has married another woman.
Onu yanıltan adam başka kadınla evlenmiş.
No man is wronged in his country
Onun ülkesinde hiç kimseye haksızlık yapılmazmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]