English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Yard line

Yard line translate Turkish

740 parallel translation
Just when I had her on the 5-yard line.
Onu tam kıvamına getirmişken?
- Out there. - Drop me off at the 40-yard line.
- 40 yard çizgisı dışına bırakın beni.
It seems Yale was playing Princeton one day... and with the ball on Princeton's two yard line, Yale fumbled.
Bir gün Princeton, Yale ile karşılaşıyormuş... Princeton'un yarı sahasına çok az kala Yale topu kaybetmiş.
That's the 50-yard line.
İşte 40 metrelik ip.
Nothing but break up a play on the two-yard line.
Son an golümü mahvetmekten başka hiçbir şey.
They're past the 50-yard line!
50 metrelik bölgeyi geçtiler!
He wants 10 tickets in the 50-yard line.
Saha kenarından 50 bilet istiyor.
He's dropped on the six-yard line...
Altı yarda çizgisinde düşürülüyor...
- Camera Four, move to the 30-yard line.
- 4 numaralı kamera 27 metre çizgisine getir.
This is Hinkle. 30-yard line.
Benim, Hinkle. 27 metre çizgisindeyim.
I was sitting on the 40-yard line. Oy, gevalt...
36 metre çizgisi hizasında oturuyordum.
Because I fumbled on the 12-yard line.
Çünkü 10 metre çigisi üzerinde düşürüldüm.
Behind the 18-yard line.
Penaltı çizgisinin gerisine.
It'll be first and 1 0 for the Rockets on their own... let's make it the 28-yard line.
Rockets 10, oyundaki son yirmi yard çizgisine geldi.
Down he goes to the 33-yard line.
Oyuncular 33 çizgisine kadar ilerlediler.
On the two-yard line!
Hem de iki yard çizgisinde.
Twists around. Down at the 45-yard line.
.. ilerliyor, bütün savunmayı yarıp geçti.
And he's down at the 31-yard line.
Otuz beş yard çizgisinde durdurmayı başardılar.
On the two-yard line.
Komik!
The Badgers have the football... second down, seven, on their own 24-yard line.
... maçın ilerleyen dakikalarında ikinci sahada yedinci oyuncu dördüncü çizgisinde.
Good for five solid... No, six yards to the 41-yard line.!
Bir gol daha atıyorlar. 6 yardda bir sayı daha aldılar.
He may have the first down, he's close to the 20-yard line.
Maçın ilk touchdown'ı olabilir. 20 yarda çizgisine yakın.
Wilhelm Knauer. He's dropped for a two-yard loss on the 29-yard line.
Wilhelm Knauer. 29 yarda çizgisinde iki yardalık kayıp için düşürüldü.
Guards'ball, third and two on their own 37-yard line.
Gardiyanların topu, kendi 37 yarda çizgilerinde ikinci ve üçüncü.
Knauer takes the pass and throws it to Levitt Levitt takes the ball and he's going to the Mean Machine 30-yard line on me.
Knauer pas aldı ve Levitt'e attı. Levitt topu aldı ve Mean Machine'in 30 yarda çizgisine doğru gidiyor. ... benim.
Ball's on the Mean Machine 48-yard line.
Top Mean Machine'de 48 yarda çizgisi.
Help me push this heap down the line.
Şu hurda yığınını itelememe yardım et.
You must learn, Mrs. Collins, to draw a firm line between the deserving poor and the undeserving.
Yardımı hak eden fakir ile hak etmeyen fakiri... ayırt etmeyi öğrenmelisiniz Bayan Collins.
I, uh, help out-of-town buyers get woolens, dress skirts - anything in the textile line.
Şehirdeki müşterilere yün, elbise gibi tekstil ürünleri bulmalarına yardım ederim.
And your baby's got a line that they can't overload
Bu kadar çok yük taşıyorsan bebeğin yardımcı olabilir
AD / Hyo-sang Kim Line Producer / Dae-keun Kim
Yardımcı Yönetmen Jong-kon Yang Yönetmen Jin-young Kim
Slammer, give him a hand on that line!
Slammer, şu sıraya yardım et.
Mechanics would line up to help you.
Motor bilgimle size yardımcı olabildiysem ne mutlu bana.
Do you line up beside her and help her fight?
Yanında yer alıp ona yardım için dövüşüyor musunuz?
The Germans broke the front line.
Almanlar cephe hattını yardı.
A million do-gooders are standin'in line to help the hardly-ables like Apple Annie.
Annie gibi düşkünlere yardım etmeyi bekleyen, milyonlarca iyi insan var.
You pay for the fish by the pound, you pay for the line by the yard, then keep fishing, keep fishing. Good.
Haydi babama anlatalım.
Boss, I'm putting my life on the line to help you out.
Patron, sana yardım etmek içi kendi hayatımı öne sürüyorum.
- So if you could keep him in line I'd appreciate it very much.
- Umarım onlar anlamaz. Ona yardımcı olursan çok sevinirim.
RADIO :'.. confidence in the Maginot line. 'Scotland Yard says it has detailed 17 top personnel'to halt the operations of the Gelignite Gang.
Scotland Yard, bugün yaptığı açıklamada, en nitelikli 17 elemanını Dinamit Çetesi operasyonu için görevlendirdiğini bildirdi.
I don't want to lose my place in the bread line.
Yardım kuyruğuna girmem lazım.
Newcomer, help with the packs at the end of the line.
Yeni gelen, sıranın sonundaki yükleri taşımaya yardım et.
Seems logical. You need a date? I'm your boy in that line, too.
Bayan mı gerekiyor yine ben yardımcı olabilirim.
I have a long line of potbellied kids... and I never thought of asking one to help me out.
Benim bir sürü çocuğum var ama hiç onlardan birinden yardım istemek aklıma gelmedi.
Line up with evetybody to the right of the centre except Hawkeye, who drops back one yard before the snap of the ball.
Şahin dışında herkes ortanın sağına geçecek. Şahin, top atılmadan bir metre geride duracak.
As soon as they get the word out, they'll be sending for help from down the line.
yakında emri yayınlarlar, yardım gönderme için aşağı hatta olacaklar.
" And that means an increase in the welfare line
" Herkes yardım için sırada
Or was it a friend of a friend of a friend of an assistant director who said he'd try to squeeze you into the chorus line?
Yoksa ; arkadaşının, arkadaşının, arkadaşı mıydı seni koroya sıkıştırabileceğini söyleyen yardımcı yönetmen?
When I write my autobiography, that line is gonna need a little help.
Otobiyografimizi yazacağım zaman, bu cümle bana yardımcı olacak.
It's a relief to know I'm next in line for the same kind of aid.
Aynı tür bir yardım için sırada olduğumu bilmek rahatlatıyor.
Behind the line of scrimmage for a six-yard goal.
Çatışma hattının gerisinde altı yardadan gol için.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]