English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You fell in love

You fell in love translate Turkish

1,032 parallel translation
When you fell in love, you went to him and told him and that was the right thing to do but then...
Aşık olduğunda, o kişiye gidip açılman en doğru şey, ama sonrası...
To be more specific about it... the girl you married, Bonnie's mother... sweet, quiet girl you fell in love with, that's one of the women.
Daha açık olmak gerekirse evlendiğin kız, Bonnie'nin annesi, tatlı, aşık olduğun sakin kız o kadınlardan bir tanesi.
You fell in love. That's your business.
Aşık oldun ve bu senin sorunun.
You fell in love with Sebastian, didn't you?
Sebastian'a aşık oldun, değil mi?
- You fell in love with Khrushchev?
Khrushchev'e mi âşık oldun?
- And you fell in love.
- Aşık oldunuz.
You fell in love with another girl, and you married her.
Başka bir kıza aşık oldun ve onunla evlendin.
I'm sorry you fell in love with the'Venus'.
Venüs'e olan bu tutkunuz için üzüldüm doğrusu.
You fell in love with the wrong man.
Yanlış adama aşık olmuşsun.
Yes, but you're risking everything because you fell in love!
Evet, ama herşeyi riske atıyorsun, çünkü aşık oldun!
You should have killed him long ago 3 years ago you were in Butterfly Forest... and you fell in love with... a pretty girl because of her poems She's Hsiao Tieh,
Aslında onun işini uzun zaman önce bitirmeliydin 3 yıl önce sen de kelebek ormanındaydın... ve sen de büyülü şiirler okuyan... güzel bir kıza aşık olmuştun o Hsiao Tieh,
You fell in love.
Aşık oldunuz.
How did you know when you fell in love?
Aşık olduğunu nasıl anladın?
You can't follow it because you fell in love with another.
Sen onu izleyemezsin, çünkü sen başka birine aşık oldun.
You fell in love with that girl at the Fotomat.
Fotomat'taki kıza aşık oldun.
I fell in love with you the minute I saw you but I couldn't...
Seni ilk gördüğüm andan beri sana aşığım ama ben...
When I fell in love with you, you were a lovely woman.
Sana aşık olduğumdan, hoş bir kadındın.
But things would get terribly complicated if I ever fell in love with you.
Sana aşık olsaydım her şey karmaşık bir hal alacaktı.
You know, I knew you were in trouble when I fell in love with you. I knew it.
Sana aşık olduğumda sorunların olduğunu biliyordum.
It would make your friend George unhappy if I fell in love with you, and who knows, maybe you'd feel unhappy if I fell in love with a nice man like George.
Eğer sana aşık olsaydım, George mutsuz olacaktı, Kim bilir, Eğer George'a aşık olsaydım belki sen mutsuz olacaktın.
If he fell in love overnight, you're partly responsible.
Dün gece sana âşık olmuşsa, bu kısmen senin de kabahatin.
Was it with you I fell in love
Sana mı aşık olmuştum
At the theatre you noticed how she fell in love with Yukinojo
Tiyatroda kızımın Yukinojo'ya nasıl âşık olduğunu gördüm.
♪ If I fell in love with you ♪
♪ Sana aşık olsaydım ♪
♪ If I fell in love with you ♪
♪ Sana aşık oldum ♪
Did you hear the one about the nearsighted turtle who fell in love with a helmet?
Bir miğfere âşık olan miyop kaplumbağayla ilgili olanı duydun mu?
Halil fell in love with you a year ago.
Halil sana bundan bir sene önce aşık oldu.
I fell in love with you both equally.
Ben ikinize birden aynı dercede aşık oldum.
I fell in love with you.
Ben sana aşık oldum.
But you're two wonderful people who fell in love and happened to have a pigmentation problem.
Ama siz iki mükemmel insan aşık oldunuz ve bir pigmentasyon sorununuz var.
Or maybe I fell in love with you.
Belki de sana aşık olmuşumdur.
Annee, you see before you not the King, but a poor fellow as uncertain, as eager, as hopeful, as afraid as any man that ever fell in love.
Anne, ben Kral değil, âşık olan her erkek gibi çaresiz, kararsız, sabırsız, umutlu, korkak bir adamım.
That's why I fell in love with you.
Bu yüzden sana aşık oldum.
You once fell in love with my sister
Eskiden ablama âşıktın.
You know, I think I fell a little bit in love with you.
Sanırım size birazcık aşık oldum.
But I fell in love with you!
- Ama sana aşık oldum. Haydi.
I suppose it's hardly the thing to tell you but I fell in love with you.
Sanırım, bunu anlatmak çok zor ; ama sana aşık oldum.
As I fell in love with you
Benim sana aşık olduğum gibi
So, you finally fell in love with her?
Nihayet ona aşık oldun mu?
You know what I fell in love with?
Neye aşık olduğumu biliyor musun?
You met Colonel Arbuthnott and fell in love with each other in Baghdad.
Albayı seviyorsunuz, o da sizi seviyor ve Bağdat'ta randevunuz vardı.
I fell in love with you
Sana aşık oldum.
you're gonna say, "It was OK the day I got married, " and I didn't much mind the day I first fell in love, "but seeing the sky with the Great Waldo Pepper, that beats'em all!"
Sen de diyeceksin, "Evlendiğim gün fena değildi" Ve ilk âşık olduğum günü pek de önemsemiyordum "Ama Büyük Waldo Pepper ile gökyüzünü görmek, hepsini alt eder!"
I thought I fell in love with you because I needed some stability in my life.
Sana aşık olduğumu sandım, çünkü biraz durgunluğa ihtiyacım vardı.
Would you regret it, if I fell in love with you... just a little bit?
Sana biraz aşık olsam buna karşı çıkar mısın?
So it was you... that Fela fell in love with?
Demek Fela'nın aşık olduğu kişi sendin!
You changed it. I fell in love with you.
Sen değiştirdin.
I fell in love with you right there!
Tam orada sana âşık oldum.
I fell in love with you.
sana aşık olduğumu hissettim.
We met in Warsaw, fell in love, I brought you to Paris.
Varşova "da tanıştık, aşık olduk, seni Paris" e getirdim.
You know I fell in love with you from the moment I saw you in Paris.
Paris'te ilk gördüğüm andan beri... sana aşık olduğumu biliyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]