English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You flatter me

You flatter me translate Turkish

207 parallel translation
You flatter me
Abartıyorsunuz.
Well, my dear, you flatter me.
- Çok naziksin canım.
My dear Mr. Manning, you flatter me.
Sevgili dostum Manning, gururumu okşuyorsun.
- You flatter me, Doctor.
- Göğsümü kabartıyorsun Doktor.
- You flatter me.
- İltifat ediyorsunuz.
- You flatter me.
- Gururumu okşuyorsunuz.
You flatter me!
Gururumu okşadınız!
Oh, you flatter me.
- Gururumu okşuyorsun.
You flatter me.
Koltuklarım kabardı.
You flatter me.
Şımartıyorsunuz.
You flatter me with that wish, but...
Bu isteğinizle gururumu okşuyorsunuz, ama...
You flatter me.
İltifat ediyorsun.
You flatter me, My Lord.
İltifat ediyorsunuz lordum.
You flatter me.
İltifat ettiniz.
You flatter me
Cüret edemem!
You flatter me
Estafulla!
You flatter me.
Beni şımartıyorsun.
You flatter me
Estağfurullah!
You flatter me.
İItifat ediyorsunuz.
You flatter me Julie.
Beni şımartıyorsun Julie.
Wen Bin said an excellent fighter has joined us and we're all elated knowing it's you You flatter me
Wen Bin senin müthiş bir dövüşçü olduğunu söyledi burada aramızda olman bize coşku veriyor rica ederim!
You flatter me
Evet, Usta Lung benim.
You flatter me.
Beni mahcup ediyorsunuz.
You flatter me, your lordship.
İltifat ediyorsunuz, Lord Hazretleri.
Oh, you flatter me so.
Gururumu okşuyorsun.
- You flatter me.
- Beni şımartıyorsun.
You flatter me, Monsieur Finch.
Yağ çekiyorsunuz Mösyö Finch.
You are an expert in swordplay too You flatter me
Kılıç oyunlarında da bilgilisin ben övüyorsun
You flatter me ; just minor techniques
Mahçup etme beni, bunlar küçük tekniklerdi
You flatter me
Sağolun efendim!
You flatter me
Çok sağol ablacım!
You flatter me
Beni mi övüyorsun?
You flatter me.
- Gururumu okşuyorsun.
You flatter me!
Sizden iyi olmayım!
You flatter me!
İltifat ediyorsunuz.
You flatter me
Rica ederim
You flatter me.
Beni göklere çıkartıyorsun.
You flatter me, Ambrose.
Beni şımartıyorsunuz.
MURDOCK : You flatter me, monsieur.
İltifat ediyorsunuz bayım.
Oh, My Lord, you flatter me!
Lordum, gururumu okşuyorsunuz!
You flatter me.
Gururumu okşadınız.
You almost flatter me, Levasseur.
Bana iyi yağ çektin, Levasseur.
You mustn't flatter me and say things you don't mean.
İnanmadığın şeyleri söyleyerek beni pohpohlamana gerek yok Melanie.
- You're trying to flatter me.
- İltifat ediyorsunuz.
You needn't flatter me.
Beni pohpohlamana gerek yok.
If you wanna flatter me, I've only one good feature : my mind.
İltifat edebileceğiniz bir tek özelliğim var.
- You're just saying that to flatter me.
- İltifat olsun diye söylüyorsun.
You want me to flatter him?
Ona yağ çekmemi mi istiyorsun?
You're flatter me!
Siz onu göklere çıkarıyorsunuz..
Let me tell you, you ought to flatter the men of Flying Dragon villa
Uçan Ejder Konağındakilere nasıl davranman gerektiğini... hala öğrenemedin mi sen?
My friends call me "softy". They just wanted to flatter you.
Öyle demek istememişlerdir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]