English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You must be busy

You must be busy translate Turkish

135 parallel translation
With the Inoko festival starting tomorrow, you must be busy.
Yarın İnoko festivali başlayacağına göre, epey meşgul olmalısın.
You must be busy.
Çok meşgul olmalısın.
Well, you must be busy.
Neyse, sizin işiniz vardır.
I know you must be busy.
Mesgül oldugunu biliyorum.
You must be busy with your dad's memorial service.
Yıldönümü için hazırlıklar zor olsa gerek.
You must be busy in your love life.
Aşk hayatın baya yoğun olmalı.
You must be busy with the wedding coming up
Düğün yaklaştıkça meşgul olmalısın.
You must be busy, having your phone turned off
Meşgul olmalısın, telefonun sürekli kapalıydı.
You must be busy.
Meşgulsündür.
And then you must be busy.
Sonra meşgul olmalısın.
" Nakatsu-san, sorry if I bothered you, you must be busy with your extracurricular activities.
" Nakatsu, rahatsız ediyorum ama galiba aktivitelerle meşgulsün.
You must be busy with this, school and all.
Burası, okul filân, epey meşgul olmalısın.
You must be busy.
Meşgul olmalısın.
You must be busy planning your Australia trip?
Avusturalya gezisinden dolayı meşgul olmalısın?
Louis, I'm sorry to worry you when you must be so busy but I have a piece of important news.
Louis, böyle meşgul olduğun bir anda seni rahatsız etmek istemezdim ancak sana önemli haberlerim var.
- You must be busy.
- Meşgul olmalısın.
I appreciate you dropping by when you must be so busy.
Fırsat bulup gelebilmene çok sevindim.
You must be very busy, Mr Whiteacre.
Oraya oturun, Bay Whiteacre. Çok meşgul olmalısınız, Bay Whiteacre.
I know how busy you must be but couldn't you look on this visit as a house call?
Çok meşgul olmalısınız, biliyorum ama bu ziyareti "evde muayene etme" yerine sayamaz mısınız?
- You must be pretty busy.
- Çok meşgul olmalısınız.
You must be too busy for it.
Bu aralar çok meşgul olmalısınız.
I know how busy you must be, but we're going on a special nationwide network hook-up.
Biliyorum şu an meşgülsünüz, ama özel bir ulusal yayın ağındayız.
A man as brilliant as you must be terribly busy.
Sizin gibi harika biri çok yoğun olmalı.
You must be very busy.
Özür dilerim, çok yoğun olmalısınız.
Master Richie you have a very busy afternoon, so we must be on our way.
Efendi Richie bu öğleden sonra çok meşgulsünüz, biran önce yola koyulmalıyız.
Oh, you must be very busy.
Çok meşgul olmalısınız.
You must be a very busy man.
Çok yoğunsunuzdur.
You must be very busy lately.
Son zamanlarda çok meşgul olmalısın.
You must be very busy.
Çok meşgul olmalısın.
Oh, OK I was just gonna say, you must be awfully busy with that new dhampir hunter in the town now
Oh tamam. Sanırım kasabadaki şu yeni melez avcı ile çok meşgul olmalısın.
You must be very busy in the summer.
Yaz ayları senin için çok zor geçiyordur.
I know how busy you must be.
Ne kadar meşgul olduğunu tahmin edebiliyorum.
- You must be so busy.
Çok meşgul olmalısınız.
You must really be busy.
Gerçekten meşgul olmalısın.
Yeah. Hi. I know you must be extremely busy...
Biliyorum, çok meşgulsünüz ama bilmem gerekiyor.
You still haven't had your lunch You must be very busy.
Öğle yemeğini hâlâ yememişsin. Çok meşguldün herhalde.
I guess you must be real busy with your modeling career.
Sanırım mankenlik kariyerinle ilgili gerçekten çok yoğun olmalısın.
- You must be very busy.
- İşler yoğundur herhalde?
I know how busy you must be.
Ne kadar yoğunsundur tahmin edebiliyorum.
You must be very busy.
Çok yoğun olmalısın.
I'm sorry to ask you to come when you must be so busy.
Onca işin arasında gelmenizi istediğim için özür dilerim.
Oh, you must be really busy, huh?
Oh, gerçekten baya yoğun olmalısın, huh?
Thank you for seeing me, doctor. You must be very busy.
Doktor, beni kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.
Aye, you must be a busy girl.
Oldu o zaman, meşgulsündür.
God, you must be so busy.
Bayıldım. - Çok meşgulsündür.
You must be really busy preparing for the law exam.
Sınavlarınla meşgulsündür herhalde.
You must be a pretty busy guy, then, huh?
Oldukça yoğun biri olmalısın o zaman ha?
Well, you must be getting tired of the funeral business now and, uh, me, well, I'm just so darn busy I need to expand.
Cenaze işlerinden sıkılmışsınızdır diye düşündüm. Bana gelince, işlerim öyle yoğun ki çalışma alanımı genişletmek istiyorum.
You must be very busy with your official duty.
Resmi görevlerinizle çok meşgul olmalısınız.
They must be keeping you pretty busy with the day-to-day stuff.
Günlük işlerle baya meşgul olmalısınız.
You really did everything we wanted, and I know how busy you must be.
Gerçekten istediğimiz her şeyi yaptınız. Üstelik çok meşgulsünüzdür, biliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]