You must rest translate Turkish
249 parallel translation
You must rest.
Dinlenmelisin.
Now you must rest and when you awaken, everything will be over.
Şimdi siz yatıp dinlenin, kalktığınızda her şey bitmiş olacak.
Now you must rest.
Şimdi dinlenmelisiniz.
When you get to a certain age, you must rest
Bir yaşa gelince dinlenmek gerek.
Then, you must rest.
O halde dinlenmelisiniz.
Majesty, you must rest.
Majesteleri, dinlenmelisiniz.
Before the sun rises you must rest.
Güneş doğmadan evvel dinlenmelisin.
- You must rest.
- Dinlenmelisiniz.
You must rest now.
Şimdi dinlenmelisiniz.
"Filumena, you must rest." And I rested.
"Filuména sen dinlenmelisin." dedin. Tamam dinlenelim.
You must rest to recover your health.
Sağlığınıza kavuşmak için dinlenmelisiniz.
But first you must rest for a while.
Ama önce bir süre dinlenmelisiniz.
You must rest up.
Dinlenmelisin.
But so you don't doze off again, you must rest now, and eat as well.
Ama tekrar uyuyakalmaman için, şimdi dinlenmelisin ve de yemek yemelisin.
The Professor said you must rest a lot.
Olmaz! Doktor dinlenmen gerektiğini söyledi.
But you are tired, and you must rest a while.
Ama siz yorgunsunuz, ve biraz dinlenmelisiniz.
You must go the rest of the way alone.
Buradan sonra tek başına devam etmen gerekiyor.
Now, you must get some rest.
Ama şimdi birazcık dinlenmelisin.
You must be tired, why not rest?
Yorulmuş olmalısınız, niye dinlenmiyorsunuz?
And the rest of you, because we all must be idle, must you all be idle?
Ve diğerleri... Biz boş duruyoruz diye hepinizin boş mu durması gerekiyor?
And now you must have your rest before lunch.
Şimdi yemekten önce dinlenmelisin.
Journet, if you don't want to remain in hiding for the rest of your life you must return to the hotel and help me to put an end to this monster for all time.
Journet, eğer ömrünün geri kalanını saklanarak geçirmek istemiyorsan otele dönmeli ve bu canavarı tamamen durdurmak için bana yardım etmelisin.
Well, now, if you'll excuse me, I must rest.
Evet şimdi, izin verirsen eğer, dinlenmeliyim.
You must make him take some rest.
Biraz dinlenmesini sağlamalısın.
Must be some piece of work. Like the rest of you.
Sizin gibi ciğeri beş para etmeyenlerden olmalı.
- You must get some rest. - Leave me alone.
Dinlenmelisiniz.
You must try to eat and rest properly.
Bir şeyler yemen ve düzenli bir şekilde dinlenmen gerek.
You must come in and rest a minute.
içeri gelmeli ve dinlenmelisin.
Please, you must get some rest.
Lütfen uyumaya çalışın. Sizi fazla alıkoymayayım.
I must insist that you stay with the rest of us.
Bizimle kalmanız için ısrar ediyorum.
You must come home with us and rest now.
Bizimle eve gelmeli ve artık dinlenmelisiniz.
You must have some rest, dear.
Biraz dinlenmelisin, hayatım.
The rest you must do yourself.
Gerisini kendi başına halletmek zorundasın.
Now, you must have a good rest.
Şimdi iyice dinlenmelisin.
Now you must sit down and rest.
Şimdi oturup dinlenmen lazım.
Now you must take your rest
Şimdi dinlenmelisiniz
Well, if you'll forgive me, I really must have a little rest.
Müsaadenizle, biraz dinlenmek istiyorum.
You must see the rest of the transmission.
Yayının kalan bölümünü görmelisiniz.
Mr. Lu must be very tired Maybe you should've some rest
Lu Bey çok yorgun olmalı dinlenseniz iyi olur
You must see the rest of the transmission.
Yayının kalan bölümünü de görmelisiniz.
However, you must bring your wife to Arabia... once we've refurbished the Embassy, but not before... otherwise you'll have to sleep in a tent like the rest of us.
Her neyse, biz Elçiliği yeniden dekore edince eşini de Arabistan'a getirmelisin ama daha önce değil aksi takdirde siz de bizim gibi çadırda uyumak zorunda kalırsınız.
You must have a rest.
Dinlenmelisin.
In the meantime, you must have rest and quiet.
Bu arada, sizin de dinlenmeniz ve sessiz kalmanız gerekiyor.
he's got to be the best top of the heap when it comes to spelling better than all the rest champion Charlie Brown you did it if you're our blockhead boy you did it it must be something to not to be nothing
En iyisi o olmalı. Hecelemeye gelince en iyisi o. Herkesten daha iyi.
You must be tired please go and rest
Yorulmuş olmalısın Lütfen dinlenin!
- But you must give them a little rest.
- Ama onları biraz dinlendirmelisin.
You must listen to her... or else she won't rest in peace
onu dinlemelisin... yoksa mezarında rahat uyuyamaz
You must teach me the rest.
Gerisini de sen öğretmelisin.
You must be tired you can go to your room and rest for a while.
Yorulmuş olmalısın odana geçip bir süreliğine dinlen.
You must try to rest.
Dinlenmeye çalışmalısınız.
Yes, and you too Lucy... you too must go and have a rest.
Evet, sen de Lucy... Sen de gidip dinlenmelisin.
you must be tired 132
you mustn't 153
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119
you mustn't 153
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119