You pay me translate Turkish
4,246 parallel translation
You pay me to kill people who bother you.
Seni rahatsız edenleri öldürmem için para ödüyorsun bana.
When you read a menu, do you think, "No, I'm not reading this, unless you pay me hard cash."
Bir mönü okurken "Hayır, nakit ödeme yapmazsanız okumuyorum" der misin?
This is how you pay me back? You steal from me?
Bana olan borcunu böyle mi ödüyorsun?
This is how you pay me back?
Bana olan borcunu böyle mi ödüyorsun?
You know, this is how you pay me back?
Bana olan borcunu böyle mi ödüyorsun?
I don't think you understand the difficult situation that you're in right now, but considering the fact that you pay me a ton of money for my advice,
Şu an ne kadar zor bir durumda olduğunu Anladığını sanmıyorum, ama sadece tavsiyem için bana bir ton para ödediğini de düşündüğümde, beni dinlemeni öneririrm.
I do it with my very youngest pupils so I'll ask that you pay me the same respect.
En küçük öğrencilerime yapıyorum bunu. Bu yüzden sizden de aynı saygıyı göstermenizi isteyeceğim.
Because your mother and brother will be there and they'll pay me for you.
Çünkü annenle ağabeyin orada olacak ve senin için iyi para ödeyecekler.
She'll tell me whatever you pay her to tell me.
Neyi söylemesi için para ödüyorsan onu söyler.
Or make you pay the most if he found out you had captured me and sent me back up north for a summary execution.
Ya da beni yakalayıp idam edilmem için kuzeye gönderdiğini öğrenince en büyük bedeli kimin ödeteceğini.
You can't undo this, and you lied to me, so you're gonna pay for it.
Bunu telafi edemezsin bana yalan söyledin, hesabını vereceksin.
" How much are you gonna pay me, you little shit?
" Bana kaç para vereceksin, küçük pislik?
With these fares, don't you think you can pay me better?
Bu fiyatlarla sizce de bana daha fazlasını veremez misiniz?
If you care not for their spoils, you shall join me in mine.
Onların payını umursamıyorsan benimkinde bana katılabilirsin.
You want me to pay you when you took these things as easily as from babies?
Bunları bebeklerden alır gibi kolayca aldığınız hâlde bir de ödüllendirilmek mi istiyorsunuz?
Yeah, you'll pay me by the hour.
Evet, bana saat başı ücret ödeyeceksin.
You give me some fuckin hush money, send me on my way.
Bana biraz sus payı verdin sonra beni yolladın.
You're gonna give me a chance and I'm gonna earn my keep.
Bana bir şans vereceksin ve kendi payımı çıkaracağım.
You'll pay me when you can.
Ödeyebildiğinde verirsin.
They're gonna do me if I don't pay'em back. - I hate you. I hate you!
Sane verecek hiç birseyim yok!
I thought you wanted me here, pay my respects.
- Beni burada istiyorsun sanıyordum, saygımı sunmak için.
You want me to pay for this?
Bunu ben mi ödeyeceğim?
OK. But I mean, if you... I you want me to pay you instead of the room.
Ama eğer... oda yerine sana ödeme yapmamı istersen.
So give me my cut and you'll never see me again.
Bana payımı ver, bir daha görüşmeyelim.
You don't have to pay me.
Bana ödeme yapmak zorunda değilsin.
I hope you don't expect me to pay for this.
Masrafı benim ödememi beklemiyorsun umarım.
If I am your nurse, you must pay me ¥ 1,000 an hour.
Senin hemşirensem, bana saatine 1000 yen ödemelisin.
You have to pay to keep it safe and to protect me and my family.
Bunu güvende tutmak için beni ve ailemi korumak için ödeme yapmalısınız.
You want to come with me and Dee to shop for makeup after you pay for those?
Elindekilerin parasını verdikten sonra Dee ve benimle makyaj alışverişine çıkmaya ne dersin?
To you? I'm the one who made you pay attention to Cross'activities, when all the military wanted me to do was file unread reports, get old in that little office.
Ordunun benden tek istediği okunmayan raporları o eski ofiste dosyalamakken Cross'un faaliyetlerine dikkatinizi çeken bendim.
You tell me you don't want a piece, I will turn around and walk right out that door.
Bana bu pastadan pay istemediği söyle, arkamı dönüp, çıkar giderim.
Now you can pay me the rent you owe.
- Güzel. Şimdi şu borcun olan kirayı ödersin artık.
So let me give you my best advice... pay the 60 grand, I'll file the same injunctive relief motion we talked about to try and prevent you from having to pay and I won't ask your for any more money from you for me.
Ben dosyaları sana gönderirim
It makes me sad that I have to pay to see you.
Seninle görüşmek için para ödüyor olmak beni üzüyor.
You guys want to pay a visit to the crypt keeper, that's fine, it's your business, but keep me out of it!
Eğer siz kızlar anıt mezarı ziyaret etmek istiyorsanız, edin. Bu sizin bileceğiniz iş ama beni bunun dışında bırakın.
Just tell me what he did to you, and I promise, I'll make him pay.
Size ne yaptığını söyleyin, söz veriyorum, bedelini ödetirim.
If I wanted to auction off your moustache to pay the rent, would you shave it off for me?
Eğer kira için bıyığını satmak isteseydim, keser miydin benim için bıyıklarını?
I'll tell you something, room 12, they don't pay me enough to clean shit out of somebody else's hair.
Sana bir şey diyeyim, 12 numara. Başkasının saçından bok temizleyecek kadar iyi maaş vermiyorlar.
- You have to pay me.
- Bana ödemen gerekecek!
You can pay me back by, um, helping me pick a centrepiece arrangement. Sure.
Belki çiçek aranjmanı seçmeme yardım ederek karşılığını ödersin.
So I'm gonna need you to pay me with your bikini tops.
Bu yüzden bikini üstleri ile bana ödeme yapmanız gerekiyor.
Becky, you couldn't pay me to go back to that.
Becky, para versen bile buraya dönmem.
Until you don't pay me back.
Zaten borcunu da ödemeyeceksin.
And if you go to the doctor, you have to pay a fortune, if you have an accident, you have to pay a fortune, excuse me for being self-referential but...
Doktora giderseniz,... bir servet ödemek zorundasınız,... kaza yaparsanız, bir servet ödemek zorundasınız,... öz eleştiri yaptığım için beni bağışlayın ama...
You're gonna pay me back every cent you just lost me on that house.
Her kuruşunu tek tek ödeyeceksiniz. 133 00 : 05 : 02,261 - - 00 : 05 : 04,028 Evi satmamı engellediniz. Hadi bakalım.
Griffith, why don't you just pay me off the way you paid him off?
Griffith, ona verdiğin gibi neden bana da paramı vermiyorsun?
Hey, you're a lawyer, can a sperm-Mom make me pay child support?
Sen avukatsın, sperm-annesi bana... nafaka cezası çıkartabilir mi?
You can't just pay me to leave.
Gitmem için para veremezsin.
You win a bunch of shares of Ewing Energies in the divorce and you fork them over to me.
Boşanma ile, Ewing Enerjileri'nde birkaç pay koparırsın ve bunu bana verirsin.
Sir, are you going to pay me?
Bayım, ücretimi ödemeyecek misiniz?
Yeah, no problem. Anytime you want to pay me, I will take it.
Bana ödemek istediğiniz her zaman ben onu alırım.