You should be flattered translate Turkish
67 parallel translation
If nothing more, you should be flattered to have a girl chase you.
Her şeye rağmen, bunca zamandan sonra, beni görünce sevineceğini sanmıştım.
So don't let anyone convince you... that you should be flattered she went to such lengths to capture your interest.
Öyleyse, kimsenin ilgini ele geçirmek için gururunu okşayıp, bu kadar mesafe katederek, seni ikna etmesine izin verme.
You should be flattered
Seni delicesine kıskandığımı söylemeliyim.
You should be flattered.
Gururlanmalısın.
well, you should be flattered. definitely be flattered.
Şişirilesi birisisin zaten.
You should be flattered
Gurur duymalısın
- I think you should be flattered.
- Gururun okşanmış olmalı.
- You should be flattered.
- Koltukların kabarmış olmalı.
Maybe you should be flattered. - I'm... - I'm talking!
Savunma stratejimiz sadece bu davayı kazanmaya yönelik değil.
This is about as tolerant as Dad gets, so you should be flattered.
Babam ancak bu kadar hoş görülü olabilir, bunu bir iltifat olarak kabul et.
You should be flattered.
Gururunuz okşanmış olmalı.
You should be flattered.
Gurur duymalısın. İmrenmek huyum değildir.
You know, you should be flattered by all this, Richard.
Biliyor musun, tüm bu olanlardan gurur duymalısın, Richard.
Oh, you should be flattered.
Koltukların kabarmalı.
- You should be flattered.
- Gurur duymalısın.
You should be flattered.
Gurur duymalısın.
You should be flattered a pretty girl takes an interest in a mutt like you.
Böyle şirin bir kızın senin gibi bir ite ilgi gösterdiği için memnun olmalısın.
- Maybe you should be flattered.
- Bu aslında gururunu okşamalı.
- You should be flattered.
- Gururun okşanmış olmalıydı.
You know, you should be flattered.
Bence gurur duymalısın.
Honey you should be flattered, you look like Kate Moss.
Gurur duyman gerek. Kate Moss'a benziyorsun.
Frankly, you should be flattered.
Açıkçası, pohpohlanmış olmalısın.
Ooh. You should be flattered.
Gurur duymalısınız
It's a compliment. You should be flattered.
Bu bir iltifat sayılır, koltukların kabarmalı.
She didn't want to stand next to a tall, beautiful woman... and have you actually looking decent. You should be flattered.
Seni pohpohlamış olmalı.
You should be flattered!
Koltukların kabarmalı!
{ \ pos ( 192,210 ) } You should be flattered.
Gurur duymalısın.
You should be flattered.
Kendinle övünmelisin.
Hey, come on. You should be flattered.
Hadi ama, gururlanmış olmalısın.
You should be flattered.
Gururun okşanmış olmalı.
Annie, you should be flattered. She looks up to you.
Annie, kendinle gurur duymalısın.Sana özeniyor.
You should be flattered'cause you've got no one else to dance with.
Memnun olman lazım çünkü seninle dans edecek başka kimse yok ortada.
You should be flattered, right?
Gurur duymalısın, değil mi?
You know, you should be flattered that I took the time to mull it over.
Bunu kafa yorduğum için gurur duymalısın.
- YOU SHOULD BE FLATTERED.
Bununla övünmelisin.
You should be flattered. You're 38 years old and you have college guys chasing you.
Gurur duymalısın. 38 yaşındasın ve hala peşinde üniversiteli var.
You're goddamn right you should be flattered.
Zaten öyle de olmalı.
You should be flattered.
Memnun olmalısın.
You're goddamn right you should be flattered.
Bırak da gururun okşansın.
You know, you should be flattered.
Kendine pay biçmelisin.
Perhaps you should be flattered that your peers are soliciting your advice.
- Belki de sizin görüşlerinizi sordukları için mutlu olmalısınız.
You should be flattered. "
Gururlanman lazım aslında. "
Then you should be even more flattered.
O halde, daha da çok gururlanmalısın.
I guess I should be flattered you want my research, even if you are using it illegally.
Sanırım çalışmamı istemen göğsümü kabartmalı yasadışı olarak kullansan bile.
You know, honey as flattered as I am that you saw me first I just don't think we should be cranking anything up.
Biliyor musun tatlım gururum ne kadar okşanmış olsa da önce beni gördüğün için bence hiçbir konuda bir üst seviyeye geçmeyelim.
She always said you were the osh e could go to dinner with and then go home and read manuscripts. I suppose i should be flattered, leo.
Beyler, güvenimiz karşılıklı olmayabilir ama menfaatlerimiz öyle.
You two should be flattered.
Hoşunuza gitmesi lazımdı.
I suppose I should be flattered... because I know how much you cared for her.
Peyton. Sanırım seni biraz pohpohlamalıydım... Çünkü ona ne kadar değer verdiğini biliyorum.
Well, I guess I should be flattered that you're keeping tabs on me.
Sanırsam beni dikkate aldığın için gururlanmam gerekiyor.
And besides, you should be at least a little flattered that they both made it all the way to Brooklyn to check it out.
Ayrıca ikisinin de bunu görmek için ta Brooklyn'e gelmesi gururunu birazcık olsun okşamış olmalı.
So, you should be very flattered,'cause I'm an eight and you're a five, so...
Aslında memnun olman gerekir çünkü ben bir sekizim sen ise beş, onun için...
you shouldn't smoke 23
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you should come 233
you should see a doctor 24
you shouldn't have 355
you should know better 74
you shouldn't have said that 26
you shouldn't say that 24
you shouldn't have bothered 22
you shouldn't have done that 152
you shouldn't 299
you should come 233
you should see a doctor 24
you shouldn't have 355
you should know better 74
you shouldn't have said that 26
you shouldn't say that 24
you shouldn't have bothered 22
you should be ashamed of yourself 149
you shouldn't be in here 36
you should know 399
you should have told me 157
you should 1132
you should try it 151
you shouldn't be here 384
you shouldn't have come here 76
you should go 736
you shouldn't have done it 43
you shouldn't be in here 36
you should know 399
you should have told me 157
you should 1132
you should try it 151
you shouldn't be here 384
you shouldn't have come here 76
you should go 736
you shouldn't have done it 43