You sold it translate Turkish
670 parallel translation
Or have you sold it to somebody?
Yoksa birine mi sattın?
I'm afraid you wouldn't get what it was worth if you sold it now.
Şimdi satarsan, korkarım çok ucuza gider.
You sold it this afternoon.
Bugün öğleden sonra sattınız demek.
You sold it!
Araziyi sattın!
! You had a house and you sold it.
Evin vardı ve sattın.
That was cracked when you sold it to me.
Bunu bana satarken de çatlaktı.
Why, Steve, you sold it!
Vay Steve, onu satmışsın!
You sold it?
Sattın mı?
So you sold it to a stranger!
Yıllardır tanışırız. Sen ise ilk görüşte masayı ona sattın.
You sold it, Mr. Tresher, you sold my painting.
Bay Thresher, sattınız demek. Benim tablomu sattınız ha.
You sold it to me.
Onu bana sattınız.
Once they left, I fixed up the place and sold it, and made a huge profit. Why would you come back to live here if you made that kind of money?
O kadar kazandıysan niye burayı alıyorsun?
You sold a parrot to Mr. Arlington. Who delivered it?
Bay Arlington'a papağanı siz sattınız değil mi, peki almaya kim gelmişti?
Listen, you go back and tell that firm of yours that they sold me something good, and they just found it out.
- Beni dinle. Bana sattıkları arazinin değerli olduğunu yeni anladılar. Firmana git ve bu dediklerimi söyle.
You see, the necklace that you sold mademoiselle is really very beautiful but too expensive for us, and I'm afraid we'll have to return it.
Matmazele sattığınız kolye çok güzeldi ama bize göre çok pahalı. Maalesef iade etmek istiyoruz.
If you have so much to say about this shop folding, about your things being sold, shout it outside.
Dükkânın kapanması ya da eşyalarının satılmasıyla ilgili söyleyecek bu kadar çok şeyin varsa çıkıp dışarıda bağır.
Oh, I was so afraid you'd sold it.
Sattınız diye çok korkmuştum.
- Is it true, Miss Dolly, you sold all your jewels?
Bütün mücevherlerinizi sattığınız doğru mu?
It's sold out, I tell you.
Söyledim ya, satıldı.
I sketched you the other day and sold it.
- Geçen gün eskizini yaptım ve sattım.
You sold my sight. I would endure your hatred, Samson if it would bring back your sight.
Gözlerini geri verecek olsa nefretine katlanırdım Samson.
You're kind of sold on it, aren't you?
Kanına işlemiş bu, değil mi?
Not unless you died before he sold it.
O satmadan önce, sen ölmedikçe yok.
It appears that, by a mistake, you were sold a new experimental type...
Görünen o ki, bir hata sonucu size deneme aşamasındaki bir model satılmış..
- Do you know where he got it? - He sold a painting.
- Parayı nereden buldu, biliyor musunuz?
You seem to like it here, so why don't you stay on until you've sold the house?
Sen buradan hoşlandın. Neden ev satılana kadar kalmıyorsun?
Even children as young as you are bought and sold, treated like animals, and nobody questions it.
Siz yaştaki çocuklar bile alınıp satılıyor hayvan gibi muamele görüyor ve kimse buna ses çıkarmıyor.
I looked it up on the map before I sold you the place.
Burayı sana satmadan önce haritaya baktım.
I can prove it. I'll take you to the girl who sold it to me.
İspatlayabilirim Sizi bunu bana satan kıza götüreceğim.
I thought you said it had been sold.
Bunun satıldığını söylemiştin.
You gone and sold it to Terrill.
Gidip onu Terrill'lara sattın.
The salesgirl that sold it to you waited on me and she told me about it.
Bunu sana satan tezgahtar kız söyledi.
It says that for $ 300 to each of you, you agree that your shares in the farm are sold over to me.
Burada yazdığına göre her birinize 300 dolar karşılığı çiftlikteki hissenizin bana satılmasını kabul ediyorsunuz.
You are not sold on it?
- Siz inanmadınız mı?
They almost sold it to you too.
Neredeyse sana sattılar da.
You sold it to the garage man back there.
Ardımızda bıraktığımız tamirhaneye sattığın lastik için.
By that time you can afford it because we'll have sold all those songs.
Güzel bir hediye alırsın. Bu arada, bunu karşılayabilirsin çünkü bütün şarkılarımızı satmış olacağız.
Why do you suppose I haven't sold it?
Niye telaşlanıyorsun onu satmadım ki?
Our minister of war whose integrity you never doubted has sold the corn meant for our armies for his own profit to foreign powers and now it feeds the troops who are invading us.
Dürüstlüğünden asla şüphe duymadığınız savaş bakanımız ordularımıza ayrılmış olan buğdayı, kendi çıkarı için, dış ülkelere sattı ve şimdi o buğday bizi istila eden askerleri besliyor.
- Is he the one who sold it to you?
- Size satan buydu değil mi?
You've sold it to whomever needs it.
İhtiyacı olan herkese satabilirsin!
It's real hard to be free when you are bought and sold in the marketplace.
Pazarda alınıp, satılırken insanın özgür olması zordur.
But it was you who sold her to the Mallorys.
- Ama kızı Mallory'lere satan sendin. - Kim?
But if you sold a lot more... you could spare an old leaflet that no one cared about... and give it to me so I could give to my sister.
Ama çok fazla satarsanız... kimsenin almadığı eski bir broşürü bana verirseniz, ben de onu kız kardeşime götürürüm.
I'm a woman, I stay at home all day and I sold it for seven to a young man just before you came home.
Ben kadın başıma, bütün gün evde olduğum halde sizden az önce gelen genç bir adama yediye sattım.
You offered five, my wife sold it for seven!
Sen beş verdin ama, karım yediye satmış!
When you were selling guns to... do you remember what the little man in the shop said to us when he sold it to us?
O küçük adamın, bize satışta ne dediğini hatırlıyor musun?
So she sold it... to you.
Size sattı yani...
Unless you have a receipt from whoever sold it to you.
Eğer elinizde bunu size satanın verdiği bir fatura yoksa?
You hankering to be sold off, keep it up.
Satılmak istiyorsan, devam et.
You won't believe it. I think I've got it sold.
İnanmayacaksın ama sattım galiba.
you sold me 24
you sold me out 36
you sold us out 16
sold it 23
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
you sold me out 36
you sold us out 16
sold it 23
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347