You want to translate Turkish
317,198 parallel translation
What do you want to know?
Ne bilmek istiyorsunuz?
A hotel manager's a perfect cover if you want to rip off some tourists.
Otel müdürü turist kazıklamak için ideal bir konum.
Spencer, if you want to fight this to the end, I promise you I will bring everything in my arsenal to the battle.
Spencer, eğer bu işi sonuna dek götürmeye niyetliysen söz veriyorum savaşmak için elimdeki her şeyi kullanacağım.
Do you want to try that new Thai place tonight?
Yeni Tayland restoranını denemek ister misin?
You want to, uh, eat everyone else's else's froyo?
Diğerlerinin froyosunu yemek ister misin?
Aw, you want to go tell the teacher?
Öğretmene mi şikâyet edeceksin?
You want to get a bite after this?
- Sonra bir şeyler atıştıralım mı?
- What do you want to know?
- Ne bilmek istiyorsun?
And you want to do good... just like your sister.
Ve sen iyi yapmak istiyorsun... Tıpkı kız kardeşin gibi.
Herman, what do you want to do?
Herman, ne yapmak istiyorsun?
You want to let Roman out?
Roman'ın dışarı çıkmasına izin mi istiyorsun?
Hey, gramps, you want to fill me in? Lot of ships.
- Büyükbaba, beni de bilgilendirmek ister misin?
So do you want to know what that money's for?
Yani o paranın ne için lazım olduğunu bilmek istersen...
You didn't want me to have this baby in the first place.
İlk başta bu bebeğe sahip olmamı istemedin.
You might want to bring her a robe.
Ona bir bornoz götürmek isteyebilirsin.
You don't want to be a mom anymore?
Artık anne olmak istemiyor musun?
Yeah, because you don't want to believe that kids are capable of such a thing.
Çünkü çocukların böyle şeyler yapacağına inanmak istemeyiz.
I mean, I'll look at it if you want me to.
İstersen bakarım ama.
Well, Garcia, since your area of expertise is relevant on this one, I want you to join us in the field.
Garcia, senin uzmanlığın da konuyla ilgili olduğundan bize katılmanı istiyorum.
I thought you all might want to look at the vehicles.
Araçlara bakmak isteyeceğinizi düşündüm.
Marta, I want to try to help you remember by doing something called a cognitive interview.
Marta, hatırlamana yardımcı olmak için bilişsel görüşme adında bir şey denemek istiyorum.
I want you to walk me through that day, exactly as you experienced it.
Bana o günü aynı yaşadığın şekilde anlatmanı istiyorum.
I don't want to see you plead guilty to a crime you didn't commit.
İşlemediğin bir suçu işlediğini söylemeni istemiyorum.
Ah! It means that the 2-to 5-year deal you didn't want want this morning is no longer an option.
Yani bu sabah istemediğin 2 ile 5 arası anlaşma artık geçerli değil.
Not that I'd want to join something you know about or I'd need a dating website,'cause I don't.
Senin bildiğin bir şeye katılmak istediğimden ya da ihtiyacım olduğundan değil çünkü yok.
Can you think of anyone who would want to hurt you?
Sana zarar vermek isteyecek biri aklına geliyor mu?
You don't want to wander the dark tunnels alone?
Karanlık tünellerde yalnız gezmek istemiyor musun?
You wouldn't want to come, would you?
- Gelmez istemezsin değil mi?
You didn't want innocents to die, yet you tried to kill me and my team.
Masum insanların ölmesini istemedin. Ancak beni ve ekibi öldürmeye çalýţtýn.
Beta team, I want you to enter from the rear exit.
Beta ekibi, arka çıkışdan girmenizi istiyorum.
If you ever want to talk...
Eğer şimdiye kadar konuşmak istersen...
Look, I don't want you to think that this is what I do all the time.
Bak, bunun benim her zaman yaptığımın olduğunu düşünmeni istemiyorum.
They need you to make the video if they want the ransom.
Fidyeyi istiyorlarsa videoyu yapman gerekiyor.
I don't want to hurt you, lady.
Canınızı yakmak istemiyorum bayan.
Jack, do you want me to take the boyfriend into custody?
Jack, erkek arkadaşı gözaltına alayım mı?
Han. I have no idea what you're talking about, but I think I might want to speak to my lawyer.
Neden bahsettiğinizi bilmiyorum, ama sanırım avukatımla konuşmak istiyorum.
And as an art dealer, I understand all the museum-quality storage that you have to rent, but I couldn't for the life of me understand why you would want some rat-infested garage deep in the heart of the city.
Sanat simsarı olarak müze ayarında yerler kiralamanı anlarım, ama niye şehrin göbeğinde farelerin cirit attığı bir yeri istediğini anlayamadım.
Yeah, but in a country where possession is punishable by death, you'd want to limit your exposure to the fewest number of locations possible.
Ama uyuşturucu bulundurmanın ölümle cezalandırıldığı bir ülkede mümkün olduğunca az mekan kullanmak istersin.
After today, I want to see you repenting and remorseful.
Bugün sana bunun sonuçlarını göstereceğim.
If you don't want to be a rapist, stay strong and endure.
Eğer sende bir tecavüzcü olmak istemiyorsan kendini toparlaman gerekiyor.
Do you want Chu's nagging to continue?
Başkan Choo'nun kızı için kopardığı yaygarayı her gün duymak istiyor musun?
And I don't want you to look more foolish than you already have.
Çoktan göründüğünden daha aptalca görünmeni istemiyorum.
Wait, so you really want me to walk you through how we process expense reports?
Bekle, birlikte yürüyerek, maliyet raporlarını nasıl hazırladığımızı anlatmamı istiyorsun?
- but I just want you to know...
- Ama bilmeni istiyorum ki...
See, this is why I didn't want to submit, but you went behind my back and you did it anyway.
Bak, işte bu yüzden sunmak istemedim. Ama sen arkamdan iş çevirdin ve gene de sundun.
- I don't want to talk about it, and I really don't want you to "Emily" this.
- Bundan bahsetmek istemiyorum. Ve gerçekten buna "Emily" olmanı istemiyorum.
I just want to point out that we're talking about a poop crime, and you said "logs."
Dikkat çekmek istiyorum ki "kaka" suçundan bahsediyoruz ve sen "kayıtlar" dedin.
Actually, you need to just reach back here, hit this little doohickey, and... you could go wherever you want.
Aslında, sadece şuraya uzanman ve bu küçük zamazingoya vurman gerekiyor vee... Nereye istersen gidebiliyorsun.
Okay, so you want us to un-Emily this?
Tamam, yani buna Emily olmuyoruz?
You know, I just want to say I've forgiven you for lying to me about needing the money for Six Flags...
Ben sadece, paranın Six Flags konusunda lazım olduğu yalanın için seni affettiğimi söylemek istemiştim.
- And I want you to know that I don't expect you to tell me why you need the money, but I am available to you as a friend.
- Ve bilmeni istiyorum ki bana neden paraya ihtiyacın olduğunu söylemeni beklemiyorum.
you want to see me 30
you want to die 96
you want to talk to me 36
you want to play 93
you want to kill me 68
you want to go home 38
you want to go there 27
you want to help 79
you want to know why 131
you want to go first 17
you want to die 96
you want to talk to me 36
you want to play 93
you want to kill me 68
you want to go home 38
you want to go there 27
you want to help 79
you want to know why 131
you want to go first 17