Your man translate Turkish
23,865 parallel translation
But I am not your man.
Ama aradığınız adam ben değilim.
And when your man is down, how very bold you are.
Adamınız yerdeyken ne kadar da cesursunuz.
I hope you know I didn't kill your man from the ship.
Umarım gemideki adamınızı öldürmediğimi biliyorsunuz.
- Your man.
- Senin adamın.
You tried to get me to roll over on Nick Costas, but I was all Stand By Your Man and crap.
Nick Costas'ın üstüne gidebilmek için beni ayarlamaya çalışmıştın, ama ben sadık olmayı seçtim ve sonradan işler sarpasardı. Cassidy.
We take your man to get fresh air.
Arkadaşınızı hava almaya çıkarıyoruz.
You don't look like your old man's lady either.
Babanın sevgilisine de benzemiyorsun.
Don't look at me like that, I don't want your sympathy.
Bakma öyle, bana acımanı istemiyorum.
Please, welcome the man who, with your help, will soon be the next President of the United States!
Sizin yardımlarınız ile, Birleşik Devletler'in gelecekteki başkanına hoş geldin diyin lütfen!
Well, Big Head, it takes a brave man to admit his mistakes, and with this token of apology, you've officially righted your wrong.
Pekâlâ Koca Kafa. Hatasını kabul edip böyle bir özür hediyesi almak cesur adam işidir. Hata yaptığını resmi olarak doğruladın.
You have your stash, but at the rate you're going through it, man, that's gonna last, what, a few weeks?
Zulanda var ama bu dozajla devam ederse ne kadar süre yetecek, birkaç hafta mı?
Just lose the hat, for your old man.
İhtiyar baban için şapkanı çıkar.
The man who stole your fiancée?
- Nişanlını çalan adam mı?
I wanted you to know your mom.
Anneni tanımanı çok istedim.
If I see your little man, We're gonna have a little problem.
Eğer senin ufaklığı görürsem aramız bozulur.
Like, it literally makes you ill to see your own reflection?
Kendi yansımanı görmenin seni tam anlamıyla hasta edecek bir şey?
Good job you didn't take after your old man?
Yaşlı adamın ardından almadığın iyi işti?
A man of your years got to be thinking what happens next after he dies.
Sizin yaşınızda birinin... ölümden sonrasını düşünmesi gerekir.
I don't talk how my meat gets made, you don't talk about your magic man in the sky.
Ben etimin nasıl yapıldığını anlatmam sen de gökteki büyücüyü anlatmazsın.
An inferno at your back consuming every man, woman, and child in its path.
Arkanızda bir alev topu var yoluna çıkan her erkeği, kadını ve çocuğu yutuyor.
I hear you're your own man again.
Senin de tekrar yalnız bir erkek olduğunu duydum.
Well, your dad was a good man.
Baban iyi bir adamdı.
So check your bleeding heart at the armory and man up, agent Danvers.
Yufka yüreğine sahip çık da git biraz adam ol, Ajan Danvers.
If this spreads from National City, it won't be long before every man, woman and child, including your children, will be on their knees.
Eğer bu National City'nin dışına taşarsa, tüm erkekler, kadınlar ve çocuklar senin çocukların da dahil, Non'a diz çökerler.
You're just gonna let the blood of that man's children be on your hands?
O adamın çocuklarının kanının ellerine bulaşmasına izin mi vereceksin?
= = sync, corrected by elderman = = @ elder _ man When your brother was trapped in Purgatory, you were here with a girl and a dog.
Kardeşin Purgatory'de tutsakken sen bir kız ve köpeği ile birlikteydin.
MAN : Were you on your own?
- Tek mi takılıyordun?
Your old man struggling a bit, is he?
- Baban zor durumda galiba. - Haydi o zaman.
I know your party wants you to resign to make way for a younger man.
Partinizin gençlerin önünü açmak için istifa etmenizi istediğini biliyorum.
I, Philip, Duke of Edinburgh, do become your liege man of life and limb, and of earthly worship.
Ben Philip, Edinburgh Dükü hayatım boyunca kulun ve hizmetkârın olacağım.
Please don't try to use a lonely man to your benefit.
Lütfen çıkarlarınız için yalnız bir adamdan istifade etmeye kalkmayın.
He's the man who killed your father.
Babanı öldüren adam.
Uh, do you, by any chance, know if your daughter knew a man named Daniel Stinger?
Uh, kızınız Daniel Stinger adında birini tanıyor muydu hiç biliyor musunuz?
Get your fucking hands off me, man.
Ellerini üzerimden çek.
Man, don't you care what happens to your friend now that you've done this?
Bunu yaptığınıza göre, arkadaşınıza ne olacağı umrunuzda değil.
That's how you greet your old man?
- Babana böyle mi selam veriyorsun?
I get your father, man.
Babanı anlıyorum.
So nice of your new man to send us a pressed juice basket.
Yeni manitanın bize sıkılmış meyve sepeti göndermesi çok nazik bir hareket.
You got to be on your toes, man. You got to be on your toes.
Dikkatini buraya ver.
A very intelligent man once told me. If things go your way, it's good. If it doesn't, it's even better.
Çok akıllı bir adam bana demişti ki ; eğer her şey yolunda giderse bu iyi gitmezse bu daha da iyi.
Man, you work up the nerve to resign, and your boss gets abducted.
Sen istifa etmeyi planla sonra patronun kaçırılsın.
Open your ears, big man.
Kulakları iyi aç koca adam.
Move your ass, man.
Kaldir kiçini dostum.
Griffin, you seem like an exemplary young man, so perhaps you'd like to explain to me why you have a drug lab in your backyard.
Griffin, sen örnek niteliğinde genç bir adama benziyorsun bu yüzden arka bahçende neden bir uyuşturucu laboratuvarı olduğunu açıklamak istersin.
Such a handsome man, Your Majesty.
Çok yakışıklı bir adamdı Majesteleri.
Meanwhile, the sum total of your experience here is as an E.R. resident, my man.
Bu zaman zarfındaki toplam tecrüben acil servis ihtisası yapmaktı, dostum.
This man is dying, and your first thought is to bring him here?
Bu adam ölüyor, onu buraya getirirken ne düşündün?
This was the same man you later claimed broke into your house.
Ki aynı adamı daha sonra evinize zorla girmekle suçladınız.
A prescient man, your father.
- Baban öngörülü bir adam.
Would you please check your attitude, man?
Tavrına biraz dikkat eder misin?
Oh, man, they were all up your business.
- Amanın, her yere sızmışlar.