English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ К ] / Как там

Как там translate Turkish

13,016 parallel translation
- Как там Кевин?
- Kevin ne durumda?
Как там ее зовут, еще раз?
Adı ne demiştin?
Как там молодожены?
- Çifte kumrular neredeler?
Как там дела с уликами?
İz sürme ne alemde?
Знаете, мне кажется, тут нужна новая... ну, такая штука с рожками, как там она называется?
Bir şey diyeyim... Sanırım yeni bir şeye... Neydi adı?
Как там зовут того чувака с отклонениями?
Garip bir engeli olan adamın adı neydi?
Интересно, как там сейчас дела обстоят.
Merka ettim, acaba hala yerinde mi?
Как там наш пациент?
Hastamız nasıl?
Как там дела, доктор Лин?
Nasıl görünüyor Dr. Lin?
Как там Дебс?
- Debs nasıl?
Как там её звали? Амару.
- Bir daha söylesene ismi neydi?
Как там дела?
- Durum nasıI?
Как там его зовут?
Adı neydi lan?
Как там хот-дог?
Peki şu sosisliye ne dersin?
- Привет. - Как там?
- Nasılız?
Но вы ребята кое-как выстояли против Флэша и Чудо-Женщины, а там будет еще и Супермен.
Ama Flash ve Harika Kadın'a karşı zor ayakta kaldınız üstelik Superman ortada bile yoktu.
Как ты там держишься?
Nasıl dayanabiliyorsun?
А я там как раз работаю.
Ben orada çalışıyorum aslında.
- Как они там? Без Призрака.
Ghost'un yokluğuyla nasıl baş ediyorlar?
Её настоящее имя - Фиона как-то там, но все называют её Миттенс, потому что она кошатница.
Gerçek adı, Fiona bir şey ama herkes ona Mittens der, çünkü kedilere aşıktır.
– Как ты там оказался?
- neden oradaydın?
Там как раз нужны руны, крест и кровь.
Rünler ve haçlar ve kanlarla yapılır.
Оно пролежало там как минимум пару недель.
En az iki haftadır oradaymış.
Мчись как молния, ведь там
- Sebep? Evet.
Думаешь, я хочу торчать там за дверью, как жалкая крыса, ждущая объедков?
Sence ben kapının önünde peynir parçası arayan zavallı bir fare gibi dolanıp durmak istiyor muyum?
Люди, которые так глубоко проросли в нас, что мы принимаем их существование, как должное, пока они вдруг не оказываются там.
Çok derinlere gömülü insanlar varlığını hafife aldığımız insanlardır. Taa ki aniden onları kaybedene kadar.
Ну же. Во-первых, как-там-его не писал её.
Öncelikle adı neyse o yazmamış.
А один парень приехал на санях с запряжёнными... как их там?
Bir keresinde adamın biri uçan bir şey tarafından çekilen bir kızakla gelmişti. ... neydi o şeyin adı?
Вы двое поговорите с как-там-его Элис.
Siz ikiniz Alice'in bilmemnesiyle konuşun.
Там будет не так уныло, как здесь.
Tüm bunlardan çok daha az uysaldır.
Как мы спали на земле у стекольного завода, потому что и зимой она была там теплой?
Eskiden cam fabrikasının dışında yerlerde uyuduğumuzu mu öğrenmek istersin? Çünkü kışın dâhi yerler sıcaktı.
А там вдруг все как завизжат, прям как свиньи.
Hayvanlar çığlık atmaya başladı, sıkışmış domuzlar gibi.
Жди там. Перезвони, как только он вернётся.
Orada bekle ve Brian döner dönmez beni ara.
Я понятия не имею, как всё там сложится, Брайан.
Orada işler nasıl bir hal alacak bilmiyorum, Brian.
И так как финансовый район попал под отключение первым, точнее, 200 квартал улицы Чембер, можно предположить, что бактерию выпустили там.
Ve ilk etkilenen bölge finansal bölge olduğu için, özellikle Chambers Caddesinin ilk 200 bloğu, ilk açığa çıktığı yerin buralarda olduğunu farz edebiliriz..
Ты начал бегать там после того, как Наз закрутила гайки, и ты понял, что если оторвёшься от слежки, у тебя будет 1-2 минуты, когда они не смогут увидеть тебя.
Naz yeni kurallar koyduktan sonra orada koşmaya başladın ve peşindeki elemandan biraz daha hızlı koşarsan seni göremeyecekleri bir veya iki dakikan olabileceğini fark ettin.
Мы не знаем, сколько у него там товара, и не знаем, где они, так что как зайдём, всем рассредоточиться.
Kaç adamı olduğunu bilmiyoruz, nerede olduklarını bilmiyoruz o yüzden bölümlere ayrılıp iyice yayılın girince.
Как вы там говорите?
Sizin adam ne söylemişti?
Как его там?
İsmi neydi?
Святое как-его-там!
Kutsal melodiler!
Да. Там не все, как мы хотели, но почти.
Herşey istediğimiz gibi değil ama en azından buna yakın.
Не знаю, кого ты там подстрелила, но я своими глазами, видел как Гекко сгорели дотла.
Kimi vurduğunu düşündüğünü bilmiyorum ama ben Gecko'ları gördüm, ikisini de, kendi gözlerimle, yanıp kül oldular.
Так он там заперт, в полном сознании без возможности говорить, как долго?
Bilinci yerinde fakat konuşamaz halde bedenine sıkışmış durumda ne kadar kalmış?
Просто... Как подумаю, что он там совсем один...
Onun orada... yalnız başına... olmasının düşüncesi.
Как говорят, не стирай там, где ешь, но... Этот билет принес самый большой выигрыш в истории магазина.
Yediğin yere kazma derler ama o bilet Kwik-E-Mart tarihindeki en büyük kazı-kazan ikramiyesini kazandı.
Тогда я скажу вам, потому что до смерти хочу кому-то рассказать, ведь там было как в фильме "12 разгневанных мужчин", и я был тем самым.
O zaman söyleyeyim çünkü birine söylemek için sabırsızlanıyordum. Çünkü orada'12 Öfkeli Adam'vardı ve o kişi bendim.
Как там дела?
- Nasıl gitti?
Элизабет Кин, как ты там ее называешь.
Elizabeth Keen ya da ne diyorsan.
Как думаешь, каково сейчас Нине там где она?
Şu anda kaldığı yer Nina'ya nasıl geliyordur sence?
До того как Элен умерла, она оставила сообщение, но вы это знали, конечно же, потому что вы были там.
Ellen ölmeden önce, evine bir mesaj bırakmış ama siz zaten bunu biliyorsunuz, çünkü oradaydınız.
Как будто Вселенная пожелала, чтобы мы оказались там в нужный момент.
Sanki evren o anda evde bulunmamızı istiyor gibiydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]