English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ К ] / Как там говорят

Как там говорят translate Turkish

114 parallel translation
Как там говорят ваши друзья Борги? "Сопротивление бесполезно".
Borg arkadaşların ne diyordu?
- Да уж, как там говорят?
Deyimi hepiniz bilirsiniz :
Как там говорят?
Nasıl denirdi?
Как там говорят мужчины :
Siz erkekler nasıl diyorsunuz?
Точно. Как там говорят?
Aynısı elbette.
Как там говорят? Шоу должно продолжаться.
Ama, yarış devam etmeli.
Короче, пока что они их сдерживают, но, учитывая, что Картель периодически устраивает отстрел, и ваш свояк пытается накрыть всю контору, то мы, типа, как там говорят, находимся между двух огней.
Her neyse ; şimdiye dek uzak tutmuşlar herifleri. Ama bir yanda kartelin rastgele atışları bir yanda da tüm bunları gün yüzüne çıkarmak isteyen bacanağın olunca nasıl derler iki ucu boklu değnek gibi bir durum ortaya çıkmış.
Как там говорят?
Size ne diyorlardı?
Или как там говорят в Австралии.
Ya da Avustralya'da her ne diyorlarsa.
Как там говорят по-английски... Просто сногсшибательно.
İngilizcede söyledikleri gibi nakavt edecek gibisin.
Как там говорят?
Arkadaşlarını yakınında tut düşmanlarını daha yakınında. Nasıl derlerdi...
Как там говорят?
Ne diyorlardi?
Ночь бурная была : там, где мы спали, Вихрь трубы поломал, как говорят,
Belalı bir gece geçirdik. Bacalar uçtu kaldığımız yerde.
Как говорят там у них в Америке?
Oh... " Tadı güzel...
Миша! Как у вас там говорят, топай до хазы. Иди, иди!
Anlayacağın dilde söylüyorum, İnine dön!
Мы ездили в больницу Беллвью, как ты поручил. Там говорят, он - его жена.
Bize söylediğin gibi Bellevue gittik karısı olduğunu söyledi.
Цыгане говорят, что никакого замка там нет кроме как в воображении людей.
Çingenler, orada öyle bir şatonun olmadığını söylüyorlar ancak insanın hayalinde olabilirmiş.
Меня там не было, но, говорят, Байрон Хедли рыдал, как маленькая девочка.
Görmek için orada değildim, fakat Byron Hadley'i aldıklarında bir kız gibi hıçkırarak ağladığını duydum.
Там говорят о том, как чертовски здорово...
O büyük alev topunun..
Скажите, там правда все насквозь фальшивое, как говорят?
Söylesene, gerçekten dedikleri kadar yapay ve yüzeysel mi?
Говорят, там прекрасно в это время года и, как ты знаешь, я на одну четверть француз.
Yılın bu zamanlarının çok güzel olduğunu..,... duydum ve biliyorsun bende çeyrek Fransız sayılırım.
Как там у вас в армии говорят?
Askerde yaptıkları gibi.
Как там они говорят, Джонни?
- Ne derler, Johnny?
Не знаю, как принято там, откуда вы родом, но у нас обычно говорят "доброе утро".
Geldiğin yerde belki farklıdır, ama burada kibarca bir "Günaydın" diyebilirsin.
В детстве, пока нас еще не научили, как нужно думать наши сердца говорят нам, что там есть что-то еще.
Çocukken, nelere inanacağımız öğretilmeden önce kalplerimiz evrende bir şeylerin olduğunu söylerdi.
Как там у вас говорят - "как жизнь половая?"
Sizler hep nasıl dersiniz? Nasıl gidiyor?
Перед тем, как умереть, он пообещал, что, если там всё так, как говорят, обязательно он найдёт способ связаться со мной и сообщит, что он счастлив.
Çünkü ölmeden önce, eğer bu, dedikleri gibi bir şey ise, bana ulaşmak ve mutlu olduğunu bana haber vermek için bir yol bulacağına dair bana söz verdi.
Там правда так здорово, как говорят?
Söyledikleri kadar huzur verici bir yer mi?
Разные ситуации с Аароном в смертельной опасности... запертым в пианино, уплывающем в океан... а ещё там летящий голубь и Клэр и моя мать, одетые, как ангелы, которые говорят, что я должен спасти ребёнка.
Aaron'un ölümcül bir tehlikede olduğuna dair, piyanoda sıkışıyor, denizde sürükleniyor ve uçan bir güvercin. Claire ve annem melekler gibi giyinmiş, bana bebeği kurtarmam gerektiğini söylüyor.
Говорят, он убил ту женщину в новостях, МонИк, или как ее там.
Haberlerdeki Monique denen kadını öldürdüğünü söylüyorlar.
Так что... попридержи коней, или как там еще говорят.
Bu yüzden mumunun fitilini kendine sakla ya da her ne derlerse ondan işte.
Как думаешь, что они там говорят, Фрэнк?
Sence orada ne söylüyorlar, Frank?
Там не так плохо, как говорят.
Ama anlatıldığı kadar kötü olamaz.
Там так холодно, как говорят?
Söyledikleri kadar soğuk mu?
Ну, да ладно, как там говорят?
Küçük roller yoktur, sadece küçük oyuncular vardır.
Как там дети говорят?
Yani, çocukların söyledikleri neydi?
Не знаю, как они там говорят.
Nasıl konuştuklarını gerçekten bilmiyorum.
Но потом он поехал на пенную вечеринку в Мексику, и там выкурил косяк, в который, как говорят, был подмешен фенциклидин. Сжег себе что-то в голове. [уровень ТГК - в хлам]
Sonra baja'daki bir partide PCP ile karıştırılmış bir ot içip beyninde bir şeyleri yakmış.
А, я понял.Ты... как там у вас говорят?
- Anladım. Sen... - Nasıl deniyordu?
Надеюсь, там так же жарко, как говорят!
Umarım aşağısı söyledikleri kadar sıcaktır!
Патриция больше похожа на отца, а я на мать, или как там все говорят.
Tricia daha çok babama benzer bense anneme, ya da insanların söylediği bu.
Как бы там ни было, но обстоятельства говорят о том, что наш клиент - не убийца, Дон.
Durum öyle olabilir ama kanıtlar müvekkilimizin bir katil olmadığını gösteriyor, Don.
Их мерцающие голографические поверхности словно бы говорят нам, что все, как нам кажется, находящееся прямо здесь отражено где-то там, на самом краю нашей таинственной Bселенной.
Onların yanardöner, holografik yüzeyleri, bize, burada düşündüğümüz her şeyin oraya, gizemli evrenimizin uzak bir kıyısına yansıtıldığını anlatıyor gibi görünüyor.
А теперь, в письменной форме, даже не взглянув на меня, там в Париже, они говорят, что как раввин я - ничто.
Sonra Paris'den avutucu tek söz içermeyen bir posta gönderip boşuna hahamlık yaptığımı söylüyorlar.
Ты там пишешь о том, как люди открываются, что их родители говорят и всё такое.
İnsanların açığa çıkmaları ve ailelerinin tepkileri konusunda yazdıklarında haklısın.
Как там говорят?
Ne derler bilirsiniz?
И у меня там... двое людей как раз сейчас им об этом говорят.
Hatta şu anda dışarıda iki adamım çocuklara bunu söylüyor.
Там, где говорят так, как ты.
Oradakiler de senin gibi konuşuyor.
Как ты думаешь, о чём они там говорят?
Sence neden bahsediyorlar?
Он останется в реанимации, потому что представители секретных служб говорят что, условия там такаие же хорошие как и везде.
şu anda acil serviste çünkü, ah, gizli servis yardımcıları Oradaki tesislerin başka yerler kadar iyi olduğunu söylüyorlar.
В полиции говорят, что там осталось много пустующих зданий и мест, где можно спрятаться, после того, как вы перевели производство в Азию.
Saklanılacak birçok yeri vardı. Boş binalar, eski tersaneler. Çünkü tüm pisliğinizi Asya'ya taşıdınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]