Не ваша забота translate Turkish

- Это не ваша забота!

- Bu konu sizi ilgilendirmez!

Моё будущее – не Ваша забота!

Geleceğim sizi ilgilendirmez.

Верите вы или нет, но я решила попробовать, мистер Картер. И это не ваша забота.

İşletmeyi başarıp başaramamam sizi ilgilendirmez Bay Carter.

Протоколы - - не ваша забота.

Tutanağı boş verin ve size söylediğim şeyi yapın. O kadar.

Здесь всё разваливается, но это не ваша забота.

Lanet yer dökülüyor. Ama şimdi bunu düşünmemelisin.

Это тот опасный преступник, о котором вы предупреждали меня? Эй, он - не ваша забота.

Beni uyardığınız tehlikeli suçlu bu mu?

Они не ваша забота, следите за орбитой!

Siz onları boş verin. Gemiyi yörüngede tutun.

Знаете, парни, это не ваша забота.

Bakın çocuklar, bu sizi hiç ilgilendirmiyor tamam mı?

Это ведь не ваша забота?

Senin işin bu değil ne de olsa, değil mi?

- Интерсект больше не ваша забота, агент Уокер. Я...

- Intersect konusunda endişelenmenize gerek kalmadı Ajan Walker.

Вторая ступень - не ваша забота.

Sen onu bana bırak. Tamam mı?

Не ваша забота, Чарльз.

Seni ilgilendirmez, Charles.

- Ну, это не ваша забота, разве нет? - Брэк, звони в полицию.

Anneniz konukevinde kalıyor, değil mi?

Не Ваша забота Говард

Seni ilgilendirmez Howard.

Ёто больше не ваша забота. ¬ оенные возьмут дело в свои руки.

Bu iş bizden çıktı. Ordu halleder.

Это не ваша забота. Так что не верьте русским. Верьте деньгам.

Sizin sorununuz değil yani Ruslar'a güvenmeyin.

Местонахождение агента Шоу - не ваша забота, мистер Бартовски.

Ajan Shaw'in nerede oldugu seni ilgilendirmiyor Bay Bartowski.

Это не ваша забота.

Bunların hiçbiri seni ilgilendirmiyordu.

Это не ваша забота, детектив.

Bunların hiçbiri sizi ilgilendirmez, Dedektif.

Мистер Лима, то как мы проводим допросы не ваша забота.

Bay Lima, soruşturmayı nasıl yürüttüğümüz sizi ilgilendirmez.

Это не ваша забота.

- Pek sizi ilgilendirmez.

Поверьте мне, когда я говорю, что это не ваша забота.

- Sizi ilgilendirmez dediğimde beni dinleyin.

А это уже не ваша забота, что я буду делать, лады?

Bunu dert etme, tamam mı?

Это на самом деле не ваша забота.

Seni pek de ilgilendirmiyor.

- Это не ваша забота.

- Bu seni ilgilendirmez.

Со всем уважением, но она - не ваша забота.

Saygılarımla, bu sizin işiniz değil.

Может он решил, что это не ваша забота.

Belki de konu seni ilgilendirmediği için bahsetmemiştir.

В любом случае, это не ваша забота.

İki türlü de bu konu seni ilgilendirmiyor.

Что я буду делать в свое свободное время не ваша забота, Терней.

Mesai dışında ne yaptığım seni ilgilendirmez Terney.

Мои привычки не ваша забота, профессор.

Doğam sizi ilgilendirmez profesör.

Гектор Виллареаль - не ваша забота.

Hector Villareal seni ilgilendirmez.

Мне нужно поговорить с доктором Уокер. Доктор Уокер больше не ваша забота.

Dr. Walker artık seni ilgilendirmiyor.

Чего я хочу не ваша забота.

İstediğim şey sizi ilgilendirmez.

Это не ваша забота, миссис Карлайл.

Bu sizin probleminiz değil Bayan Carlyle.

Это не ваша забота.

Sen dert etme.

Как Каракер достиг своей цели? не ваша забота, Зои.

Krakauer'ın görevini nasıl yerine getirdiği senin meselen değil, Zoe.

Как? Это уже не ваша забота.

Nasılı seni bağlamaz.

Эти детали - не ваша забота, доктор Эдисон.

O detaylar sizi ilgilendirmez, Dr. Edison.

Это не ваша забота, принцесса.

Damgalanmış hergelelerle uğraşan kişi siz olmayacaksınız, Prenses.

- Это не ваша забота.

- Sizi ilgilendirmez.

Это не ваша забота.

Orası seni ilgilendirmez.

Эти – забота полковника Брайтона, не Ваша.

Bu Albay Brighton'ın işi.

Это моя забота, не ваша.

Bu benim sorunumdur, sizin değil.

Это не ваша забота.

Bu seni ilgilendirmez.

Мой сын не ваша забота

Benim oğlum seni alakadar etmez.

Не было ли это другим спасением, на которое вы надеялись, как... ваша забота о матери... или... о вашей жене?

Yoksa bu da bir başka kurtarma operasyonu muydu, tıpkı annene bakıcılık ettiğin gibi ya da karına?

Мои отношения с Кейт - это моя забота, а не ваша.

Kate ile işleri nasıl yürüttüğüm beni ilgilendirir, seni değil.

Уровень комфорта мистера Бишопа - это не наша забота, ваша честь.

Bay Bishop'un rahatlık seviyesi bizi ilgilendirmiyor, Sayın Yargıç.

Это здорово, если безопасность - ваша главная забота, но не так здорово, если у вас не хватает детонатора.

İlk endişeniz güvenliğinizse harikadır. Ama eğer fünyeniz kısa ise harika değildir.

- Это не ваша забота.

- Bu konu seni ilgilendirmiyor.

"Людей не заботит насколько велики Ваши познания, пока они не узнают насколько велика Ваша забота".

"Kimse ne kadar umursadığınızı bilmedikçe, ne kadar bildiğinizi umursamazlar."