English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Н ] / Не так уж плохо

Не так уж плохо translate Turkish

1,143 parallel translation
Не так уж плохо.
Çok da kötü değil.
Может быть, нам обоим все приснилось и это было не так уж плохо?
Belki ikimizde hayal gördük ve bu o kadar da kötü değildi.
Ну что ж, это не так уж плохо - верить хоть во что-нибудь.
Evet. Bir şeylere değer vermek çok güzel.
Вообразить себя расслабленным, это не так уж плохо.
Ve hayali rahatlama da o kadar kötü değil.
У меня тут под рукой капли для глаз - все не так уж плохо.
Yanımda biraz göz damlası olunca o kadar da kötü olmuyor.
Капитан, это не так уж плохо.
Kaptan, çok kötü olmayacak.
Ну же, не вешай нос, все не так уж плохо.
Ah, hadi ama. Neşelen. O kadar da kötü değil.
... не так уж плохо поступила, попытавшись изменить себя.
Sadece içgüdüsel ama ona güvenmiyorum.
Тут не так уж плохо.
Evin durumu o kadar kötü değil.
Не так уж плохо.
Hiç fena değil.
Может всё не так уж плохо. Она подарила ему часы.
Belki de işler kötü gitmiyordur.
Всё не так уж плохо.
O kadar da kötü değil.
Не так уж плохо.
Bu hiç fena değil.
Ну, должен признать, что не так уж плохо.
Söylemeliyim ki, nefret etmedim.
Всё не так уж плохо.
O kadar kötü değil.
Все не так уж плохо.
Adamım, o kadar da kötü değil.
Видишь, все не так уж плохо.
Gördün mü, o kadar da kötü değilmiş.
Всё не так уж плохо.
- O kadar da kötü olamaz.
Не так уж плохо, а?
O kadar da kötü değil, değil mi?
Жить с Марис было не так уж и плохо.
- Niles Maris'le hayat kötü değildi.
Всё не так уж и плохо.
O kadar da kötü değil.
Не так уж плохо.
O kadar fena değil.
( Играет музыка ) Эй, не так уж и плохо.
Hey, hiç fena değil.
Не так уж плохо ты выглядишь.
Çok da kötü görünmüyorsun.
Не волнуйтесь, Иван Фёдорович, всё не так уж и плохо.
Hiç iyi değil, Ivan Thedorovitch, Hiç iyi değil.
Когда мой коллега спросил вас, не являетесь ли вы плохой матерью, вы как-то слишком уж быстро ответили ему, не так ли?
Çünkü bu doğru değil. - Sabahları, kızınızın kahvaltısını hazırlamak için yanında oluyorsunuz, değil mi?
Всё было не так уж и плохо.
Eh, adam o kadar da kötü değildi.
Я думал, что ненавижу здоровый образ жизни, но всё не так уж и плохо.
Sağlıklı yaşamdan nefret ederim sanıyordum ama o kadar kötü değilmiş.
Не так уж всё плохо, знаешь-ли.
Hayır o kadar da kötü değil.
Эй, не так уж и плохо.
Hey, hiç fena değil.
- Не так уж и плохо, даже как бы ничего.
Çok kötü değildi. Hatta iyiydi.
Когда перестанешь задыхаться, оно не так уж и плохо.
Boğulma refleksini atlattıktan sonra, tadı fena değildir.
Все не так уж и плохо. Я похожа на гермафродита!
Ross, insan müsveddesiyim ben!
Не так уж и плохо?
"O kadar kötü değil" mi?
- -Да, не так уж и плохо.
- Gerçekten değil.
- -По сравнению с консервной банкой не так уж и плохо.
- Hurdayla kıyaslarsan fena değil.
Я уверена, что с подачей кислорода всё в порядке. Так что, не так уж всё и плохо.
Oksijen sağlayabileceğimden oldukça eminim durumumuz o kadar kötü değil.
Видишь, это не так уж и плохо.
Görüyor musun, bu stersli değil.
Мне кажется, четверо из семи миллионов не так уж и плохо.
- 7 milyondan 4'ü gitti.
Нет. Это не так то уж и плохо.
- O kadar da kötü değil.
К тому же, так уж плохо и не было, раз снова позвонил.
Beni tekrar araması kadar kötüsü olamazdı.
Ты выглядишь не так уж плохо
O kadar da kötü görünmüyor.
- Звучит не так уж плохо.
- Hiç kötü görünmüyor.
Все не так уж и плохо...
Yani o kadar da kötü değildi- -
Может, это не так уж и плохо.
O kadar da kötü olamaz.
Вроде не так уж плохо
Er Fry, bundan böyle, Kif'in asistanı olacaksın.
Быть одной не так уж и плохо.
Yalnız olmak o kadar da kötü değil.
Это не так уж и плохо.
- 3 milyon!
Ну, не так уж это и плохо, когда ты в самом центре событий.
Ortasında kalınca o kadar da kötü gelmiyor.
Не так уж и плохо выглядит, Джим.
Pek fena görünmüyor, Jim.
Не так уж и плохо. Хватит, чтобы начать всё сначала.
O kadar kötü değil, yeniden başlamamız için yeterli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]