Не такое translate Turkish

Мне такое раньше не попадалось.

Böyle bir şey görmemiştim.

Это оперение не такое теплое, как выглядит.

Bu tüyler göründüğü kadar sıcak tutmuyor.

Послушайте, это дело не такое срочное, как могло показаться.

- Of be. Pekâlâ, dinle. Bu davanın düşündüğün kadar bir acelesi yoktur belki.

Во-вторых, ты далеко не молод, и твоё здоровье не такое крепкое.

İkincisi, artık genç sayılmazsın üstelik sağlığın da pek yerinde değil.

Я не знаю почему, но... мне тяжело представить, что я могу себе такое позволить.

Niye bilmiyorum ama... kendimi böyle hayallere kaptırırken... görmek zor geldi.

Такое ощущение, что он уже не Джус.

Sanki artık eski Juice değil gibi.

А все эти борзописцы, которые пишут, что Боб Шапиро ничего не смыслит, что Боб Шапиро - мыльный пузырь, что Бобу Шапиро такое дело не по зубам...

Basında gezen Bob Shapiro'nun kafası basmıyor, Bob Shapiro boş bir takım elbise gibi Bob Shapiro böyle büyük bir davayı kaldıramıyor haberleri yalan.

- Должен сказать, мистер Дуглас, я знаю мистера Ходжмэна как своего коллегу и судебного юриста, но я никогда не видел у него такое выражение лица как сейчас.

- Şunu söylemeliyim ki, Bay Douglas Bay Hodgman'ı üniversite ve staj yıllarından beri tanırım ve yüzünü hiç böyle görmemiştim.

Никогда не слышал, чтобы на такое обращали столько внимания.

Bu kadar önemsiz bir şeyin buralara geleceğini hiç düşünmedim.

Я пока не могу домой. Что такое?

Daha eve gelemem.

Думаю, я бы такое не забыл, г-н Судья.

Sanırım böyle bir şey olsa hatırlardım, Yargıç.

Тебе такое не знакомо, а мне - да.

Senin için yeni bir şey ama benim için değil.

Видимо вы не знаете, что такое анекдот.

Sen daha fıkranın ne olduğunu bilmiyorsun.

Хотя наша королева склонна прощать, такое не прощают.

Kraliçemizin bağışlayıcı bir yapısı olsa da bunu affedemeyiz.

Такое чувство, что я здесь не первый раз.

- Sanki buraya daha önce gelmiş gibiyim.

Не делай такое лицо, мы на каникулах.

Öyle bakma, tatildeyiz!

Есть такое, чего вы можете не знать?

Senin bilmediğin ne olabilir ki?

Такое не должно повториться.

Bunun bir daha olmasına izin veremezsin Nora.

Никогда не видела, чтобы кто-то терпел такое избиение раньше.

Hiç böyle dayak yiyen birini görmemiştim.

В некоторых случаях мы никогда не сможем разобраться.Такое случается.

Bazen hiç öğrenemeyiz işte. Oluyor böyle arada.

Слушай, я не имею понятия, что ты такое, но чем бы не была эта штука... Она - чертовски опасна.

Bak, ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok ama o elindeki her neyse çok tehlikeli.

Я никогда не знала, что такое настоящий отец пока не встретила Томаса Уэйна.

Thomas Wayne'le tanışana dek gerçek bir babanın nasıl biri olabileceğini bilmiyordum.

Я на втором уровне, а ты вообще не знаешь, что такое ответственность!

Benden zorlasan ikinci sınıf olur ve senin sınıfın bile yok!

Не думал, что такое увижу.

Tanık olamam sanmıştım.

Не переживай. Такое часто бывает.

Endişelenme, her seferinde olur.

Не думаю, что смогу сказать такое Розе.

Bunların hiçbirini Rosa'ya söyleyemem.

Вообще-то нет. С ней такое впервые.

Ceset bulmak için pek öyle denemez.

Их предупредили, чтобы они следили друг за другом? Чтобы не шли с неизвестными и все такое?

Birbirlerine göz kulak olsunlar diye uyarmak veya tanımadıkları kimseyle bir yere gitmesinler diye uyarmak falan?

- Кому, как не вам, знать, что такое ненависть.

Aynen ve kimse nefreti sizden iyi bilemez.

Он еще и не на такое способен.

O, söylediklerinden çok daha fazlasını yapabilir.

Я думал, это начало новых с ней отношений... когда она, правда, будет всем делиться... Но, возможно, такое больше не повторится.

Onunla yeni kurduğumuz bu ilişkinin bir başlangıç olduğunu düşünüyordum... bana gerçekten samimi şeyler söyledi... fakat belki bir daha böyle olmayacaktı.

Я люблю разговоры о великом, о политике, философии, войне и жизни, о том, что что такое эта жизнь, и так далее...

Önemli konuları dinlemeyi ve konuşmayı seviyorum politika, fikirler, savaş, nasıl yaşanır ve yaşamın anlamı nedir gibi konuları.

Некоторые сотрудники считают, что вы не справляетесь со своей работой в информационном отделе. - Это кто ж такое сказал-то?

Bazı kişiler danışma bölümünde, işinizde yeterli etkiyi gösteremediğinizi düşünüyor.

Я на такое не подписывался.

Ben bunun için gitmemiştim oraya.

Вы не знаете, как такое могло произойти?

Olay nasıl olmuş olabilir, aydınlatabilir misiniz?

Ну не знаю. Я все еще в "авторах идеи" и все такое...

Yine de hikaye yazarı benim.

Да, я знаю, что такое операция Лимпет - тактика подавления. Она не имеет ничего общего с Лэнгли.... или MI6.

Evet, Limpet'in güvenlik operasyonu olduğunu biliyorum ve operasyonun ne Langley'le ne de Karargâh'la ilgisi var.

Хотя не совсем понимаю, что "это" такое.

Her ne kadar ne olduğundan henüz pek emin değilsem de.

Не думаю, будто ты понимаешь, что это такое.

Böyle birini kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu bilemezsin tabii.

Такое не должно повторяться впредь.

Bir daha olmasın.

Дай мне миллион лет, и я такое не сочиню.

Bana düşünmek için bir milyon yıl versen yine de böyle bir şey uyduramazdım.

Такое случается иногда. Мне не приснилось, Майк.

Hayal falan görmedim Mike.

Такое бывало в полевых условиях, но ни одна полуавтоматическая не может хвастаться, что не заедает.

Daha önce yaşandığı biliniyor ama piyasada tutukluk yapmayan yarı otomatik cihaz yok.

Ты не знаешь, что такое особое отношение?

İkna etmenin neresini anlamadın?

Я опущу кровавые подробности, но это было больше, чем сделка. Такое не забываешь.

Korkunç detayları vermeyeyim ama kârlı bir pazarlıktı, unutulacak bir şey değil.

Что такое политика, если не грандиозная шахматная партия?

Politika da neymiş? Ki satranç büyük çaplıdır.

Если ты не в курсе, что это такое, я тебе расскажу.

Bunun ne olduğunu bilmiyorsan söyle de sana anlatayım.

Если бы вы умели водить и подавать выпивку, мы бы не упали на такое дно.

Sen sürmeyi bilsen, sen de bira servis etmeyi bilsen bunlar olmayacaktı.

Я не знал, что выйдет такое. Всё ты знал.

- Böyle olacağını tahmin edememiştim.

Мы на такое не договаривались, маньяк ты с ослиными мозгами!

Böyle bir şey için anlaşmamıştım ben, eşek beyinli manyak herif.

А что значит "мы на такое не договаривались"?

"Böyle bir şey için anlaşmamıştım" derken ne demek istedin?