Провел translate Turkish

Я много часов провел в сортире, читая ваши книги.

Tuvalette sizin kitaplarınızı okuyarak saatler geçirdim.

Судя по всему, он так много времени провел с наркодилерами, изучая свою роль, что и правда стал одним из них.

Görünen o ki araştırma yapmak için uyuşturucu satıcılarıyla o kadar zaman geçirmiş ki bir anda rol onun gerçeği olmuş.

Слушайте, я всю ночь провел у себя на работе.

Bakın bütün gece ofisimdeydim.

Санта провел год, накапливая магическую силу всего человечества, поэтому мы убьем его ровно в полночь.

Noel Baba bir yıl boyunca tüm insan ırkından büyü gücü topladı. Yani Onu tam olarak gece yarısında öldürüyoruz.

Ты провел подробный расовый анализ и сверил его с системой оценки, основанной на очках?

Ne yani, tüm ırk tipleri üzerinde detaylı bir analiz yaptın ve de bu analizi bir puanlama sistemiyle mi değerlendirdin?

Да он вас просто за нос провел, кучка любителей

Sadece sizin gibi amatörlerle oynadı o kadar.

Вернуться здесь и провел шесть лет ищет от за колючей проволокой...

- Gitmem lazım! Buraya geri dönüp altı yılımı dikenli tellere bakarak ziyan ettim.

Ну, как провел ночь? Бурно, я полагаю.

Dün geceden istekli olmalısın.

5 лет провел в море.

- 5 yıl falan dönmedi.

ѕридетс € спросить у совета дир... я два года провел в агентстве по оборонным разработкам.

Üzgünüm. Bunun için yönetim kurulu... İki yıl DARPA'da çalıştım, salak.

8 месяцев провел в плену.

8 ay boyunca esir tutuldu.

И я работал тут в течении 5 тел, но следующие 30 лет я провел изучая священников растлителей и их жертв.

5 yıl boyunca gidip geldim. Sonraki 30 yılımı ise tacizci rahiplere ve mağdurlarına yardım ederek geçirdim.

- Ты не клоун, а доктор, который без инструментов и за полминуты провел бескровную операцию.

Hekimsin. Az önce hazırlıksız bir dakikadan az sürede kuru cerrahi operasyon yaptın.

Итак, твои мышцы, твои кости, весь твой скелет будут изо всех сил стараться вернуться в твое бывшее пресмыкающееся состояние, в позу луддита, в которой ты провел последние

Şu an kasların kemiklerin, tüm iskelet sistemin kendilerini yeniden başlatmak için boğuşacak. 18 yıldır olduğun eski burnu yerde Luddite hâline geri döneceksin.

Как провел время?

İyi vakit geçirdin mi?

Я провел, но не в одном месте.

- Yaptım ama her şeyi içeren araştırma değil.

Ты не провел расследование, вот что самое главное.

Araştırma yapmadın, şu anda elimizdeki tek gerçek bu.

Представь, что стажер - человек с большим опытом, а не тот, кто провел последние четыре года на пивных вечеринках.

Son dört yılını bira tenisiyle geçiren biri yerine ömür boyu tecrübesi olan birini işe aldığını düşünsene.

Я не льщу вам, но я много лет провел в бизнесе и никогда не встречал людей, похожих на вас.

Yağ çekmeye çalışmıyorum ama uzun süredir iş dünyasındayım ve senin gibisini hiç görmedim.

Я ее провел.

Onu kandırdım.

Всю жизнь провел в Креншо, а теперь меня застрелит какой-то беляк из Беверли-Хиллз.

Tüm hayatımı Crenshaw'da geçirip Beverly Hillsli bir beyaza mı kurban gideceğim?

Грег, как летние каникулы провел?

Greg, yaz tatilin nasıl geçti?

Привет, как провел летние каникулы?

- Merhaba, yaz tatilin nasıldı?

Ю Пэк провел сегодня боевые состязания.

- Yu Baek bugün dövüş müsabakası düzenledi.

Доктор Кэрол провел весь день на одной срочной операции, какой-то восьми часовой кошмар.

Dr. Carol bütün gün şu acil ameliyatlardan birindeydi. Yaklaşık sekiz saatlik bir kâbustu resmen.

Адонис Джонсон, которого тренирует Рокки Бальбоа провел бой с претендентом на титул в полутяжелом весе, Лео Саприно Джонсон победил техническим нокаутом, во втором раунде прошлой ночью в Филадельфии.

Rocky Balboa'nın antrenörlüğünü yaptığı adı duyulmamış boksör Adonis Johnson hafif ağır sıklet şampiyonluğu unvanı için dövüşen Leo Sporino'yu geçen gece Philadelphia'da ikinci rauntta teknik nakavtla mağlup etti.

Он провел только один бой.

- Daha bir dövüşe çıkmış.

Он не провел не одного серьезного боя в своей жизни.

Bir gecede zafere ulaştı, hayatında hiç gerçek bir dövüşe çıkmadı.

По Альдо Де Лука провел всю ночь в казино.

Elimizdeki bilgilere göre, De Luca bütün gecesini kumarhanede geçiriyormuş.

Я провел столько времени, наблюдая, как повезло другим, что у меня не было возможности понять, как повезло мне.

Başkalarının mutluluğuyla o kadar ilgilendim ki, kendiminkiyle ilgilenecek fırsatı bulamadım.

И если бы я довел его до успешного завершения, я бы не оставил профессию и не провел 35 лет здесь, в этом месте, вдали от мира!

Başarılı bir neticeye getirseydim meslektaşlarımı bırakmaz ve 35 yılımı burada, dünyadan soyut biçimde geçirmezdim!

Потерял все за игорным столом, и провел себе тонзиллоэктомию при помощи дробовика.

Hepsini masada kaybetti ve kendini pompalıyla bademcik ameliyatı etti.

Разве мало времени ты провел таскаясь по судам?

Mahkemede yeteri kadar zaman geçirmedin mi?

В начале 70-х мы основали программу исследования паранормальных явлений. За пять лет до этого, КГБ провел похожие исследования.

70'lerin başında psişik araştırma programına başladık, psişik fenomenleri araştırıyorduk, beş yıl kadar sonra KGB benzer çalışmalar yürüttü.

Я много времени провел с пожарными.

İtfaiye istasyonunda yeteri kadar vakit geçirdim. Erkekler tam bir hayvan.

Росс провел месяц в тюрьме Окленда, в ожидании экстрадиции в Нью-Йорк.

Ross, New York'a iadesini beklerken en az bir ay Oakland'daki cezaevinde tutuldu.

Он 6 недель провел в одиночной камере.

Bu sürecin altı haftasını tecrit hücresinde geçirdi.

Я провёл в реанимации 8 месяцев.

8 ay boyunca yoğun bakım ünitesinde kaldım.

Я провёл некоторое исследование.

- Epey bir araştırma yaptım.

На месте вызова полицейский провёл меньше пяти минут.

Polis memuru bölgede 5 dakikadan daha az bir süre vakit geçiriyor.

Ублюдок провёл меня.

Pislik herif beni avladı.

- Я провёл несколько крупных экспедиций, но с ограниченным запасом кислорода, КИПП занимался всей беготней.

- Birkaç büyük keşif gezisi yaptım. Oksijen kısıtlı olduğu için işin büyük kısmını KIPP yaptı.

Ты в самом деле провёл два года в постели?

Cidden 2 yıl boyunca yatakta kaldın mı?

Он тебя провёл.

Seni oynadı.

Я провёл с ним много времени.

Onunla çok fazla zaman geçirdim.

Я полагала, ты провел расследование.

- Araştırma yaptığını varsaymıştım.

Всю свою взрослую жизнь я провёл в большом городе.

Tüm yetişkin hayatımı şehirde geçirdim ben.

Он провёл свой день отдыха очень по-гейски.

Bu adam boş gününde kendini geyliğe vermiş.

Хотел сказать, что вчера отлично провёл время.

Dün gece çok keyifli zaman geçirdiğimi söylemek için aradım.

- Я бы провёл с ней пару минут.

Onunla birkaç dakika geçirmek isterdim.

Халлендейл провёл все свое время здесь.

Hallendale burada düşüp kalkar.