Ama o öldü translate English
545 parallel translation
Ama o öldü, öyle değil mi?
But he is dead, isn't he?
Şimdi olgunlaşmış. Ama o öldü.
But now that I'm back, they've all ripened and turned red, even though my wife is dead.
- Ama o öldü!
- But he's dead!
Ama o öldü.
But he's dead.
Ama o öldü.
But he'd dead.
- Ama o öldü.
- But he's dead.
- Sasha, ama o öldü.
- Sasha, but he's dead!
Bunu söylemek zorunda olduğum için üzgünüm, ama o öldü.
I'm sorry to have to tell you, ma'am, that he's dead.
Barrett için üzgünüm, ama o öldü, bitti.
I'm sorry about boy Barrett, but he's dead, finished.
Sen sarsıldın ama o öldü.
– You may be distraught, but he's dead.
Ama o öldü.
But he is dead.
Ama o öldü?
But he's dead!
- Ama o öldü.
- But isn't he dead?
- Ama o öldü!
He's dead.
Başkan Joo Gun cimri davranarak iyi bir hayat sürüyor ama o kız onun yüzünden öldü.
That's why he's called'The Master'. He also known as'The Tyrant'. The master is living well while acting like a tyrant.
Ama o gözlerimin önünde öldü.
But she died right in front of my eyes.
Biliyorum, Ama, şu an o... Öldü.
well, now hes gone.
Evet, Rus'um, ama bir arkadaşım, ki o da Rus, mide ülserinden öldü.
All right, I'm Russian, but a friend of mine, a Russian, died from stomach ulcers.
O bir kez öldü ama ben binlerce kez öldüm.
He died once, and I died a thousand times.
Regan öldü, tamam, ama o yapmadı.
Regan's dead, all right, but she didn't do it.
Joe buralarda olsaydı ondan yararlanabilirdik ama o da öldü.
If Joe was around, you could use him, but Joe's dead too.
Doğru, ama Capo Mulini'nin ötesinde denizde öldü o.
That's right, and he drowned at sea... still working, never complaining.
Büyük halam konyak yüzünden öldü ama o gün 15. bardağıydı.
My great-aunt died over a glass of brandy, but it was her 15th that day.
O zamanlar köpeğimiz vardı ama öldü.
We had a dog then, but he died.
O öldü ama sen hayattasın.
He's dead and you're alive.
O iyi, ama adam öldü.
She's all right, but the man was killed.
Curt ondan korkardı ama o şimdi öldü.
Curt was afraid of him, but now he's dead.
Ama bu bir düşünceyse, yok olmuştur, çünkü o öldü. Bir'nesne'olmalı.
But if it's a thought, it's dead because she's dead.
Ama geçen yaz o öldü.
He died last summer.
Beni ele vermediğin için teşekkürler ama o şimdi öldü.
Thanks for not giving me away, but... he's dead now.
Ama şimdi o öldü her şey bitti.
But now that he's dead it's all over
Annem severdi beni ama, o da öldü gitti.
My mama loved me, but she died.
Ama Eleanor, öldü o.
But Eleanor, he's dead.
O öldü ama ben hayatımın geri kalanında işlediği suçun anısıyla yaşamak zorunda kalacağım.
He's dead but I'll have to live with the memory of his crime for the rest of my life.
Yazık ama o tutuklu çoktan öldü sayılır.
It's a pity, but that prisoner is as good as dead.
Ama o 2000 yıl önce öldü.
But he died over 2,000 years ago.
- O öldü, ama silahı efsane oldu.
When he died, that gun of his became a legend.
Abbott öldü. Ama o Abbott'dı.
It couldn't have been Abbott.
Sen en iyi atışını yaptın. Ama o sarayda Huerta oturuyor. Ve Madero öldü.
You gave it your best shot, chief, but after all, Huerta is sitting in that palace and Madero is dead, and there's no way in the world you three are gonna change that.
Ama o şimdi öldü, biz ne yapacağız?
What should be done now that he's dead?
Ülseri vardı ama o zatürreeden öldü.
He had ulcers but died of pneumonia
Rahat kıyafetler değil, biliyorum ve sen bunları savaşta da giymedin ama şu ana kadar iki kişi öldü, o nedenle giymek zorundasın. Sorusu olan?
I know those are uncomfortable, and you didn't really wear them in the war, but we've two men dead already, so you'll wear them now.
Yaşayacağına inanıyor, ama biz biliyoruz ki o öldü!
He believes to be alive, but we know that he is dead!
- Emin değilim ama sanırım o da öldü.
Well, I'm not sure, but I think he's dead, too.
Ama o da öldü.
But he is dead too.
O öldü ama!
He has already died
Babam kaldı bir tek ama o da öldü ve sıra bana geldi
That was papa. So papa died too. And that leaves me.
Ama unutma, o öldü çünkü sen, ona sahip çıkamadın.
But you just remember, he's dead because you weren't looking out for him.
- Hayır ama o ağaç öldü.
- No, but that tree's dead.
O kişi izindeki bir erdi. Karınız kaçtı ama zavallı çocuk yol üstünde öldü.
She drove off leaving him to die on the road.
Ama... O öldü.
But... she's dead.
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama onun 17
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama o zamana kadar 18
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama o zamana kadar 18