Ama olmuyor translate English
1,660 parallel translation
Bak, bunların bana ne faydası olacağını bilmiyorum, ama olmuyor!
Look, I don't know why you think this is helping me, because it isn't!
Buraya getirip asmak istedim ama olmuyor. Bana uymuyor.
I thought about bringing it down here and hanging it up, but it just isn't me.
Luis den çok hoşlanıyorum ama olmuyor sonuçta bu tatilin tek amacı eğlenmekti değil mi?
I like a lot, but I'm wrong, the reason of holiday is fun
Nedenini bilmiyorum ama olmuyor işte.
I do not know why we aren't successful.
Ben konuşmak istiyorum ama olmuyor bir türlü.
I want to talk to her, but it's impossible.
Aptalca gelebilir, ama olmuyor.
Sounds silly, but it never has.
Connecticut'a girersem, Her eyalete girerim,... ama Connecticut'la olmuyor.
! If I enter Connecticut, I'm entering every state that Connecticut's ever been with.
Hamileyim, ama boktan bir kişi bile benim için mutlu olmuyor.
I'm pregnant, and not a fucking person is happy for me.
Duygularını incitmek istemiyorum, ama Paris'e gitmek meyveleri toplamak olmuyor, tamam mı?
I don't want to hurt your feelings, but going to Paris is not reaping any fruits.
Her gün yıkıyorum, jöle kullanıyorum ama istediğim gibi olmuyor.
I wash it every day, I condition, but I just can't get it where I want it.
Biliyorum, hastasın ama hiç belli olmuyor.
I know you've been sick, but it doesn't really show.
Her şeyimiz iyi gidiyor, ama artık eskisi gibi de olmuyor.
Everything's all right, but it's not the same.
Evet, ama onların gözü bu şekilde üzerimde olmuyor.
Yeah, but they don't be all up on you like that.
Benim yaşımda ama bunun bir faydası olmuyor.
He's my age, which doesn't help.
Sohbetinize doyum olmuyor ama bu yolda yılda bir kere hayalet görülüyor.
Look, this is a fascinating conversation and all but this highway's only haunted once a year.
Ama bir anda anladım ki bazen kimi kadavraların devasa dudaklarına ruj sürmek ya da yüzlerine kapatıcılar kullanmak yeterli olmuyor.
But then i realized Sometimes it's not enough To slap a fresh coat of lipstick On some cadaver's giant mouth.
Ama herkese bir tür yalan söylemiş olmuyor musun?
Cheers. But aren't you kind of, you know, lying to everyone?
Ama hiç sıkıcı olmuyor.
But it's never dull.
Ama burda hiçbirşey olmuyor.
But nothing is happening here.
Nasıl oluyor da sana her soruşumda, boş günün olmuyor da ama sözde kardeşin ziyaretine gelince bir anda takvimini boşaltıyorsun?
How come anytime I ask you to take a day you can't, but your little "pledge brother" comes to visit and you clear your calendar?
- Kesinlikle katılıyorum ama bazen sana hayır demek kolay olmuyor.
- I agree completely but sometimes it's not so easy to say no to you.
Ama sanırım, bunların hiçbiri kontrolünde olmuyor, değil mi?
But I guess it's all out of your control, isn't it?
Ama bu durum binlerce Luke Blade hayranının, onun kişisel eşyalarını, tavan yapmış fiyatlardan almasına engel olmuyor.
But that hasn't stopped thousands of fans from purchasing luke blade paraphernalia as sales have gone through the roof.
Ulaşmaya çalıştım ama olmuyor.
I've tried to get ahold of her and I can't.
Alınma ama doktorlardan iyi koca olmuyor.
And doctors make crummy husbands. No offense.
Geçen akşam öyle olmuş olabilir. Ama bu ilk defa olmuyor.
Last night, possibly, but this isn't the first time this has happened.
Ben de Cliff Robertson değilim ama bu yemeklerimi onun odasına yazdırmama engel olmuyor.
I'M NOT CLIFF ROBERTSON, BUT THAT DIDN'T STOP ME FROM SIGNING MY MEALS TO HIS HOTEL ROOM.
Anladım, ama bu yine de içimdeki boşluğu doldurmaya yardımcı olmuyor.
I got it. Still,
Ama bu, ona borcum var diye beni sıkıştırmasına engel olmuyor.
But that didn't stop him from busting my fucking balls because I owe him some money.
Bunu duymak sana zor gelecek belki ama yemek, her sıkıntıya çare olmuyor, tamam mı?
I know this is hard for you to believe, but food may not be the answer to every problem.
Ama dur, bazen artık da olmuyor, sadece çukur oluşturuyor.
But wait, sometimes hanging chad don't even hang,
Ama sen sürekli çevremdeyken bir faydası olmuyor.
But it doesn't help when you're just around me all the time.
Pat diye söyledim, özür dilerim ama... Konuşmak için hiç zamanın olmuyor, o yüzden böyle yapmaktan başka şansım yoktu.
I'm sorry I blurted it, but I c... you never have time to talk, so I-I kinda had no choice but to blurt.
Bir ton şeker tüketerek bu ezilmiş egomun düzelmesini umuyorum ama öyle olmuyor.
Now I wish that I was secure enough to hane that without a bruised ego - and a lot of processed sugar, but I'm no - wait, wait, wait.
30 sene de olsa beklerdim ama sizin gibi çocuklarla bu iş olmuyor.
I was expecting the luckiest stroke of 30 years! I stopped hoping.
Garanti bulmaya çalıştım ama kimse benimle ortak olmuyor.
I tried to lay off the bet, but no bookie in town would take that action.
Eve giderken cebime koyardim ama o zaman tadi pek guzel olmuyor
Only in here though. Sometimes I'll take'em home in my pocket and eat'em, but they didn't taste good like this.
Her zaman çok keskin olmuyor ama her zaman içimde.
It's not always acute, but it's always there.
Benim de sırt ağdasına ve Michael Buble'yle bir geceye ihtiyacım var ama her istediğimiz olmuyor.
And I need a back wax and a night with Michael Buble, but we don't always get what we want.
Şu anda sana karşı çok dürüst olmaya çalışıyorum, ama bazen senin için,... hiçbir şey yeterli olmuyor, tamam mı?
I'm really trying hard to be honest about all this right now, but sometimes, for you, it's just never enough, okay? And I can't take it anymore. Do not turn it around.
Çünkü herkesin bir kötü hikayesi var ama herkes katil olmuyor. Şunu söyleyeyim, hayat kötü.
Well, guess what.
Ama o zaman bedava olmuyor
But then had not been free.
Ama ayniymis gibi gözükseler bile etkileri hep ayni olmuyor.
But although they may look the same they don't always behave the same.
Ama bu bazen yeterli olmuyor.
Yeah, but sometimes that's not enough.
Bu işleri seviyorum ama vaktim olmuyor.
The tank's working in no time.
Çok güzel olurdu ama öyle deyince olmuyor işte.
That would be great, but that's not how it happens.
Marco inşaat sektöründeki duraksamadan bahsediyor, ama ikna olmuyor.
He talks of a slump in the building trade, but she's not convinced.
Bitkin düşüyorsun ama sana bir getirisi olmuyor.
Exhausted, but nothing to show for it.
Ama bu olmuyor, değil mi?
I mean, this can't be it, right?
Bilgisayarda görüntüyü zumladım ama yüzü belli olmuyor, sadece bir kadın bedeni.
I ran a hyper-zoom processor on it, And I couldn't make out a face, just a female form.
Ama artık olmuyor tabii.
Doesn't really happen anymore.
olmuyor 171
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama onun 17
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama o zamana kadar 18
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama o zamana kadar 18