Ben bilemem translate English
313 parallel translation
Şey, bunu ben bilemem, değil mi?
Well, I wouldn't know that, would I?
Henüz yıldız olmadığımdan ben bilemem elbette.
Well, of course, not being a star yet, I wouldn't know.
Elbette ben bilemem ama bence aydınlanmadan önce daha da kararacak.
Of course, I dont know but I think itll get darker before it gets lighter.
- Onu ben bilemem.
- Well, Pop, that just ain't up to me.
Tanrı'nın tasavvuru nedir, ben bilemem. Ama Tanrı'nın takdirinden şüphe etmeyin.
What vision Gods sent you I can't say, but don't doubt the ways of providence.
Bunu ben bilemem Norman.
I wouldn't know about that, Norman.
Ben bilemem.
I don't know what it is.
Ben bilemem. Uzm.
I wouldn't know.
Ben bilemem.
No, no.
Ne için yaptıklarını ben bilemem.
I can't guess what makes sense to them.
Ben bilemem, Memur Bey.
I wouldn't know, Officer.
Ben bilemem.
I wouldn't know.
Onun değerini ben bilemem.
I don't value his.
Ben bilemem.
I don't.
Priz nerede, bilgisayar girişi nerede ben bilemem.
I'm not supposed to know a power socket from a computer terminal.
dağları ben bilemem?
I know the mountains.
Ama belki görünmez kalitelere sahiptir, onu ben bilemem.
But maybe he has invisible qualities, what do I know.
- Ben bilemem.
- I wouldn't know.
Madam Fanny'i bilemem ama ben hayatımda bir tane bile mektup açmadım.
I cannot speak for madame Fanny, but I have never opened a letter in my life.
Onları bilemem ama bundan sonra ben evime gidiyorum.
I don't know about them but I'm going home. Right after this number. ?
Pekala, ben seni bilemem... ama ben bu soygun işlerinden biraz yoruldum.
Well, I don't know about you... but I'm getting a little tired of all this robbery business.
Ben bir yabancıyım ve siz beyler kadar iyi bilemem... Ancak şu Güneyli'ye ne dersiniz, Dix'e?
I'm a stranger and do not know as much as you gentlemen but what about this southerner, this Dix?
Ben bilemem.
Beats me.
sen yanımda olmazsan ben ne yapacağımı bilemem.
I wouldn't know what to do without you around.
Başkalarını bilemem ama ben emirleri Steve'den alırım.
Well, I can't speak for the others, but I take my orders from Steve.
- Ben kimin ne demek istediğini bilemem.
- I never know what anybody means.
Ve ben aklında ne olduğunu asla bilemem.
And I can never know what is in thy mind
İki yetişkin gibi davranıp güzel bir plan hazırlayalım, ben iş görüşmelerimi yapabileyim, siz de... o görüşmeleri her nasıl adlandırıyorsunuz, bilemem.
Let's try to be adult about this, work out some schedule where I can make my business calls and you can make your... whatever you call them.
Hayır, bilmek zorunda değilim, Ben kadınım bilemem, sadece hissederim.
No, there's very little I know. I'm a woman, I only feel things.
Siz ne diyorsunuz bilemem ama ben ilgilenmesine sevindim.
I don't know how you fellows feel about it but I'm glad he's interested.
Sizi bilemem ama ben sonunu görmek istemiyorum.
I don't want to stay to the end
Ben kendisine avukat olarak kefilim, ama iş dışında bilemem.
I vouch for him as a the lawyer, but as for the rest... You can treat him really badly.
Ne yapacağını bilemem Ben, ama ben hiçbir şey yapmıyorum.
I don't know what you're gonna do, Ben. Me, I do nothing.
Ben bunu bilemem ki.
What do you want?
Sanırım olur, ama ben bilemem.
I wouldn't know.
Ben orasını bilemem.
Well, I don't know that.
Ben... ben çok iyi bilemem.
I don't... I don't know very much.
Ben kazandım ama seni bilemem!
I did, but you?
Ben olsam aşağıya inmezdim. Tabi zevklerin değiştiyse bilemem.
I wouldn't bother going down in there, unless your taste has changed radically.
Ben sadece dişileri bulurum, kişiliklerini bilemem ya.
I locate females, I don't guarantee their behavior.
Ben ne diyeceğimi bilemem.
I'm not gonna know what to say.
Ben bunun çok sevimli olduğunu düşündüm çünkü ben de Munchkin'ler gibi şarkı söyleyebilirim. Sizi bilemem ama ben Wizard of Oz'ı çok beğenirim.
And I thought that was so cute, because, well, I can sing like a munchkin myself.
Ve ben asla doğru zamanı bilemem.
I'll never know when to make the right move.
Seni bilemem Wally ama ben insan olmayı öğrenmek için kendimi bir nevi antrenman programına soktum.
I don't know about you, Wally, but I... I just had to put myself into a kind of training program to learn how to be a human being.
Ben oyuncuyum, şu an bilemem, üç gün sonra sahneye çıkacağım.
I'm an actress, I don't have to be good at it, an opening night is in 3 days.
Olabilir, sabahtan akşama kadar o kadar çok çalıyor ki arayan Bensimi mi değil mi onu bilemem ben.
We get a lot of calls during the day. But I can't say if it's Bensimi or not.
Ben benimkiyle konuşmuyorum. O yüzden bilemem.
I don't talk to mine, so I don't know.
İyi mi oldu yoksa kötü mü bilemem, ama ben de birçokları gibi doğduğum topraklarda büyüdüm.
Was any of this for good or bad? I really couldn't say. But, like most people I guess I was raised in the same country I was born.
- Nasıl olduğunu bilemem Owen. Her şeyi ben mi söyleyeceğim.
- I can't tell you everything, Owen.
Bu durumda bilemem. Ben...
In this case I can't.
Ben de suçlarsam duygularının ne hâle geleceğini bilemem.
Then I won't blame you.
bilemem 161
ben bir kadınım 61
ben benim 43
ben bile 38
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben böyleyim 53
ben biraz 32
ben buldum 53
ben bir kadınım 61
ben benim 43
ben bile 38
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben böyleyim 53
ben biraz 32
ben buldum 53
ben biliyorum 325
ben bir kızım 25
ben buyum 82
ben bittim 83
ben buradayım 348
ben bir askerim 29
ben bulurum 51
ben bilmiyorum 104
ben bir erkeğim 58
ben burdayım 35
ben bir kızım 25
ben buyum 82
ben bittim 83
ben buradayım 348
ben bir askerim 29
ben bulurum 51
ben bilmiyorum 104
ben bir erkeğim 58
ben burdayım 35