Benim için de öyle translate English
368 parallel translation
Benim için de öyle.
Well, it is with me, too.
Ama senin için iyi bir şey değil, benim için de öyle.
Yeah, but this is no good for you, and it's certainly no good for me.
- Benim için de öyle!
- And to me.
Benim için de öyle.
It's been that for me, too.
Benim için de öyle.
It is for me, too.
Benim için de öyle. - Anahtarın yanında mı?
- Have your key?
Ve benim için de öyle.
And so it is with me.
Benim için de öyle.
It is for me too.
Benim için de öyle, hepimiz için öyle.
And so in me. And so, I think, in all.
Benim için de öyle.
Yeah, for me too.
- Benim için de öyle. Hayır.
So am I.
- Benim için de öyle Chad.
- To me, too, Chad.
- Benim için de öyle, Mr. Christian.
- Same to you, Mr. Christian.
Benim için de öyle.
Same for me, of course.
Eh, doğrusunu söylemek gerekirse, benim için de öyle, Canavar.
Well, I'll tell you the truth, Monster. It's a fascinating morning for me too.
- Benim için de öyle.
- Same to you.
Tabii ki benim için de öyle. Sırtımdan bir yük kalkacak.
And to mine as well, just to get it off my back.
Benim için de öyle
Same goes for me
Benim için de öyle, Francois.
For me as well, Francois.
Benim için de öyle oldu.
LIKE A PIANO WITH THE HOOD DOWN.
Benim için de öyle.
It has been for me, too.
- Benim için de öyle.
- Same here.
- Benim için de öyle.
- It's great seeing you.
Ve bunu anlamak zor, benim için de öyle, çünkü annem çok güzeldi.
And it is hard to understand, even for me because my mother was so very beautiful!
Benim için de öyle.
On me too.
Senin için ne kadar anlamlı olduğunu, biliyorum ve benim için de öyle.
I know how much it means to you, and it means that much to me, too.
- Benim için de öyle.
Same, I'm sure.
- Benim için de öyle.
- It has for me, too.
Benim için de öyle.
No less for me.
- Benim için de öyle.
I guess. - Same.
Benim için de öyle ama şimdi sus.
It was for me too, but I think it's time you should shut up now.
Benim için de öyle.
It's been a long time for me, too.
Benim için ne kadar değerliyse senin için de öyle olsun.
Let her be as precious to you... as she's been to me.
- Aynen öyle. Benim için de pek bir anlam ifade etmiyor.
Doesn't mean much to me, either.
Ben bir çocukken durumumuz öyle kötüydü ki Noel'de herhangi bir şey alsak, benim için büyük sürpriz diye ona denirdi işte.
When I was a kid, we were so busted... that if we got anything at all for Christmas it was a big surprise.
Öyle güzel sözler de söylemiştiniz ki verirken, kıymetleri büsbütün artmıştı benim için.
And with them words of so sweet breath composed as made the things more rich.
Benim için falanca numaralı bir mahkumsun, öyle de kal.
To me, you're a face and a number, and let's keep it that way.
Aron'un annesi olmadığı için... aklına gelen tüm iyi özellikleri onda görüyor. Benim de öyle olduğumu sanıyor.
Aron never having had a mother... he's made her everything good that he can think of... and that's what he thinks I am.
Yani benim için öyleydi... köylerde yaşayan insanlar için de öyle.
You mean he was, as much to the people of these villages.
Benim için elin hâlâ silah tutuyor. Benimki de öyle.
Well, for my dough you're still a fighting man.
Öyle mi, peki benim mal varlığımın sorumluluğunu taşımak için de hazır mısınız, Bay Van Valen?
and are you ready to assume the responsibilities... Mr. Van Valen?
Hollywood'a gidip... bir senaryo yazacaktı. Benim için de bir anlaşma ayarlayacaktı. Ama hiç de öyle olmadı.
He was going to Hollywood to write one of those spectaculars and he promised to get me a studio contract but it never turned out that way.
Grant de benim için öyle birisi.
Oh, and that's what Grant is.
Eğer benim için anlamı olan bir şey hissediyorsan, zerre kadar bile olsa, şu an benim de öyle hissetmemi nasıl beklersin?
If you feel that that's meant anything to me, anything to me at all, what would you expect me to feel like at this minute?
Araştırmaya başlamadan önce kardeşin hakkında her şeyi bildiğimi sanıyordum. Ama bu araştırma süresince karşımıza çıkan bir adam her şeyi değiştirdi. Benim için yabancı olan biri, aynı zamanda kendi kızı için de öyle olan biri.
Before we started the inquiry I thought I knew everything about your sister... but during this inquiry about a man - a stranger to me and also practically to his own daughter...
Elbette bu plan benim tarafımdan bir blöftü. Bu tür muziplikleri seven Sam için de öyle.
Of course, this plot was all a bluff on my part, and on Sam's, who loved this kind of joke.
- Benim için hiç de öyle değil.
- I sure as hell don't.
Benim için önceden nasıssa, tamamen şimdi de öyle.
She's exactly the same as she was for me.
Öyle değil mi? Buraya yardım için geldin, benim görevim de sana duygusal yardım sağlamak.
You've come here for help and my job is to offer you emotional assistance.
Bu benim için bir saygısızlık göstergesidir spor ahlakı ve takım arkadaşlarınız için de öyle!
It shows disrespect to me, to the sport, and to your teammates.
Charles senin için ne ifade ediyorsa, sen de benim için öyle olacaksın.
Then you'll be to me what Charles is to you.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için 458
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için 458