Benim için üzülme translate English
104 parallel translation
Benim için üzülme.
Don't feel sorry for me.
Benim için üzülme.
And you mustn't feel sorry for me.
Ama benim için üzülme.
But you shouldn't feel sorry for me.
Benim için üzülme.
Don't worry about me.
# Benim için üzülme diye onu uyardım.
# Warned her not to grieve me
- Benim için üzülme.
- Don't be sorry for me.
- Benim için üzülme.
- Don't pity me.
Benim için üzülme.
Never mind about me.
Benim için üzülme Karl amca.
Don't worry about me, Uncle Karl.
Benim için üzülme.
Don't grieve for me.
Benim için üzülme çocuğum.
Don't feel sorry for me, child
Benim için üzülme, Maxwell.
Don't feel sorry for me, Maxwell.
Benim için üzülme.
Don't worry about my curls.
Benim için üzülme.
Don't mind me, Spadge.
- Benim için üzülme Rosa Lee.
- Hey, don't feel sorry for me, rosa Lee.
Benim için üzülme.
Do not pity me.
Artık benim için üzülme.
Don't worry about that now.
" Benim için üzülme demiş saz, buna hiç gerek yok.
Your pity,'answered the reed,'is kind, but unnecessary.
Benim için üzülme.
Don't be sorry for me.
Bi-Yu lütfen korkma ve benim için üzülme.
Bi-Yu... please don't be afraid... and don't grieve for me.
Benim için üzülme.
Don't feel bad about me.
Boş yere benim için üzülme.
Well, don't go wasting your sorry on me.
Lütfen, benim için üzülme.
Please... I don't feel sorry for meself.
Benim için üzülme anne.
Don't feel sorry for me, Mom.
Benim için üzülme.
Dont feel sorry for me.
- Benim için üzülme!
- Don't feel sorry for me!
Ama benim için üzülme.
But don't you feel sorry for me.
- Hayır, benim için üzülme.
- No, don't feel sorry for me.
Benim için üzülme. Ben iyiyim.
And don't worry about me, I'm fine.
Beklediğin gibi değil ama benim için üzülme.
It's not as you expected, but don't be upset with me.
Benim için üzülme.
Don't feel bad for me.
benim için üzülme.
Don't worry about me.
Benim için üzülme, Beppe!
Don't bother me with trivia, Beppe!
Benim için üzülme.
You don't need to worry about me.
Geçmişe bakma ve benim için üzülme.
Don't look back, and don't grieve for me.
Benim için üzülme. Sadece bana inan.
Don't feel sorry for me.
Sırf körüm diye, sakın benim için üzülme.
Don't feel sorry for me just'cause I'm blind.
- Yok Şef, benim için üzülme.
- No problem.
Benim için üzülme sakın.
Don't you feel sorry for me.
Benim için üzülme.
Now, you're not to worry about me.
Belki de senden "Ben iyiyim anne, benim için üzülme." demeni bekliyordur.
Maybe she wants to hear you say, " It's okay, Mum, you don't have to worry about me.
Benim için üzülme Kirk.
Well, don't you feel sorry for me, Kirk.
Sakın benim için üzülme.
So don't you be feeling sorry for me.
Benim için üzülme bir tanem.
Oh, don't fret for me, sweetheart.
Benim için üzülme.
Don't you worry about me.
- Benim için üzülme.
- Don't get upset with me.
Lütfen benim için üzülme.
Please don't worry about me.
Benim için sakın üzülme.
- Do not sit by m? .
Benim için artık üzülme, tamam mı?
Don't worry about me anymore, okay?
Oh, benim küçük çırağım için üzülme.
Oh, don't worry about my little errand boy.
Benim için o kadar üzülme.
Don't be so sad because of me
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için 458
benim için uygun 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için 458