Benim için yeterli translate English
875 parallel translation
Bu benim için yeterli.
That's enough for me.
Sözün benim için yeterli.
I simply want your word for it.
Bu, benim için yeterli.
That's good enough for me.
Bn. Upjohn'un tavsiyeleri benim için yeterli.
I'm satisfied with Mrs. Upjohn's recommendations.
O benim için yeterli.
She's good enough for me.
Baba, bu benim için yeterli.
Father, it's enough for me.
Eliza benim için yeterli.
Eliza's good enough for me.
- Hayır, benim için yeterli.
- No, this is good enough for me.
Benim için yeterli... bir daha ona dokunma.
He's well enough for me... and you no touch him again.
Benim için yeterli.
It's enough for me.
Sana inanmam benim için yeterli ve vakti geldiğinde bir asker gibi davranacağına eminim.
It's enough for me that I trust you. And I believe that when the time comes, you'll conduct yourself as a soldier should.
- Doktorun sözü benim için yeterli.
- The Doc's word's good enough for me.
Ama gitmem, çünkü burada beni isteyen en azından bir kişi var ve bu benim için yeterli.
But I won't, because there's at least one person who wants me here and that's good enough for me.
Bobby'nin anlattıklarından sonra bu benim için yeterli.
After what Bobby told us, that's enough for me.
Anlaşmalı bir evlilik benim için yeterli.
I will be content with a life of a symbolic marriage.
El Libre hakkında duyduklarım benim için yeterli.
What I've heard about El Libre is good enough for me.
Pekala, Bu benim için yeterli.
Well, I've had enough.
Bu da benim için yeterli.
That's enough for me.
Bu benim için yeterli sebep değil.
Well, it's not good enough.
Mutlu bir aile olarak yaşamak benim için yeterli.
Living together as a happy family is enough for me.
Belki benim için yeterli değildir.
Maybe. Maybe's not good enough for me.
Bu benim için yeterli.
That's good enough for me.
Ben Smith'le anlaşmanız, benim için yeterli demektir.
As long as Ben Smith goes along, that's good enough for me.
Stowe and Baker'ın personel müdürünü öldürmüş olmanız benim için yeterli bir neden.
I was led to believe that had you not been restrained... you would have murdered the personnel manager for Stowe and Baker.
Yani, kesenin ağzını biraz açabilseydin, benim için yeterli olurdu.
You mean, if you'd loosen up a little, I'd have enough.
- Üç tanesi benim için yeterli.
- Better make enough for three.
Oh, Sarah Jane ve benim için yeterli.
Oh, it'll do for Sarah Jane and me.
Katie'yi ikna etmişsin. Benim için yeterli.
Well, Herbert, you certainly have convinced Katie, and that's good enough for me.
Üzgünüm Bay Medina, ama sözleriniz benim için yeterli değil.
I'm sorry, don Medina, but your word is not enough.
Ve okuduklarım benim için yeterli oldu.
But I read the paper and believe me that's enough. You know what?
Ünlü Doktor Breuer'ın beğenisini kazanmak benim için yeterli bir mükâfattır.
If I won the approval of the eminent Dr Breuer it's reward enough.
Ve bu inanç benim için yeterli.
And that belief sustains me.
Grevler benim için yeterli değil. Ne sendika eylemciliği ne de kırmızı bayraklarıyla "Mayıs Günleri."
Strikes aren't enough for me, nor union activism, nor "May Days" with their red flags.
Sokaklara çıkmak bile artık benim için yeterli değil.
Even taking to the streets isn't enough for me anymore.
- Ama sadece güzel görünüş benim için yeterli değil.
You don't notice any of this, when you're in love.
Bu benim için yeterli.Oldukça yardımcı oldun.
That's good enough for me. You've been a lot of help.
Benim için yeterli bir neden.
It's reason enough for me.
Benim için yeterli.
They are for me.
Benim gücümün bile tüm insan ırkını kurtarmak için yeterli olmadığını fark ettim.
I realized that even with my power, it wasn't nearly adequate to save the entire human race.
Benim için senin sözün yeterli.
Your word's good enough for me.
Senin için benim sözüm yeterli mi?
Is my word good enough for you?
Bir kez evlendiğimi biliyorsun. Ve bir kez benim gibi bir adam için yeterli.
I've been married once, you know that, and once is enough for a man like me.
O benim amaçlarım için yeterli bir erkek.
He's man enough for my purposes.
Roketine başlamana yardım edeceğim. Benim yaşımda biri için yaşlı dünyamızdan bir şeyleri kurtarmaya katkı vermenin tatmin duygusu yeterli olur.
I'll settle for the satisfaction that I contributed to salvaging something from our old world.
Bu da benim için konuyu kapatmaya yeterli.
As far as I'm concerned, that ends the matter.
Bu bilgi yeterli benim için.
I am satisfied.
- Benim için bu kadar yeterli.
- That's enough for me.
Benim pederi asmak için bir ağaç yeterli olmuştu hala benim için de yeterli.
A tree was good enough for my pappy and I say it's good enough for me.
Jules'e dedim ki : " Sana küçük bir kız doğurdum, benim için bu kadarı yeterli.
I said, " I've given you a child. That's enough.
Çünkü benim için asla "olmaz" kelimesi yeterli değildir, her zaman bir yol vardır!
Because I've never allowed the word "can't" to exist, there's always a way, always!
Bu başka bir gösterici için yeterli olabilir ama benim için değil.
That's a guideline that might be enough for somebody else, but not for me.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39