English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Benim için öyle

Benim için öyle translate English

1,176 parallel translation
Benim için öyle değerlisin ki.
You are so precious to me.
Benim için öyle zor ki...
How hard this is for me.
Kütüphane benim için öyle bir yer.
Library's like that for me.
Benim için öyle.
It was to me.
Benim için öyle değildi.
Not for me, it wasn't.
O benim için öyle biriydi.
That's what he was for me.
En azından benim için öyle.
At least, they are for me.
Eskiden benim için öyle demiyordun ama.
Years ago you didn't say that about me.
Aslında benim için öyle bir seçenek yok.
The truth is, that is not an option for me.
Zaten görmüştüm ve artık benim için öyle bir yer yok.
I have seen it and there was no place for me.
Benim için öyle.
It is for me.
- Benim için öyle.
- I know I have.
- Benim için öyle.
- It does for me.
Benim için öyle.
For me, anyway.
Benim için öyle değil.
Not for me.
Onca zaman sonra kendini yeniden kitaplara verdin demek. Sırf benim için hem de, öyle mi?
You're hitting the books after all this time just for me?
Sen de benim icabıma bakmak için geldin, öyle mi?
And you're here to take care of me? Is that it?
Eğer senin için öyleyse, benim içi de öyle.
They are for me if they are for you.
Bu benim için inanılmazbir acı, Bayan Kellogg senin abilerin ve ablaların için de öyle.
It is of great distress to me, to Mrs. Kellogg, to your brothers and sisters.
İnsan ellerini yıkamasa bile öyle davranır, benim için.
Even if you're not gonna soap up at least pretend, for my benefit.
Benim için öyle ama sen harika bir oyun çıkarıyorsun.
You're having a great game.
Bir insana dokunmak, kadın ya da erkek,... sizin için nasıl etkileyici ise benim için de öyle oldu.
Touching a human man, or a woman, is as powerful for me as it was for you.
Öyle bir kadın ki benim gibi birinin bir birliktelik için hiç şansı yok.
You know, the kind... The kind a guy like me doesn't stand a chance with.
Öyle düşünüyorsun çünkü ben bir cüceyim,... benim için tek meslek de, o büyük topla yapılan meslek olacak.
You thought that because I am a person of short stature that the only career I could procure for myself would be one in the so-called big top.
Evet, öyle, benim gibi normal insanlar en iyi arkadaşlarını kurtarmak için şanslarını kullanırlar, biliyorsun.
Yeah, well, normal people like me take chances to save their best friends, too, you know.
Jake baba'ma dedi ki, "Sen öyle büyük sanatçısın ki kurallar seni hiç bağlamıyor sadece benim için geçerli."
Jake said to Daddy, "You think'cause you're this big artist, " like rules don't apply to you, but they should always apply to me. "
Benim için, sen ne dersen odur, Melibea için de öyle olacaktır Tanrı'nın izniyle, ondan daha itaatkar, daha yumuşak başlı kimse bulunmaz.
For me, it will be as you say, and it will be so for MeIibea, for, God be praised, there is none more obedient, more demure or more honest.
Verdiniz efendim unutmuş olmalısınız. Öyle güzel sözler de söylemiştiniz ki verirken kıymetleri büsbütün artmıştı benim için.
My honored lord you know right well you did and with them words of so sweet breath compos'd as made the things more rich.
- Benim için de öyle.
- And so say I.
Benim için de öyle.
Likewise, I'm sure.
Oh, ve ben öyle umuyorum, benim için çektireceğiniz resim, bu takımla olur.
Oh, and I hope you'll have your picture made for me in that suit.
Çünkü benim için daima öyle kalacaksın...
For dearest you will always be...
Bu benim için kötü değil öyle değil mi kız kardeş?
That's not bad for me, is it, sister?
Orada benim programım için, yeterince kapasite var, öyle değil mi?
There's enough capacity for my program, isn't there?
Benim için değil, öyle değil mi?
Not to me, it isn't.
Siz ikiniz birlikte olduğunuz sürece, ve öyle olmalısınız... sadece benim için burada yer yok. Hayır, ben kararımı verdim.
No, I've made up my mind.
Dr. Hofstader öyle söylüyor. Burada çalışan insanlar benim için Memorial çalışanları ve Poindexter'dır.
The only people working here that are Memorial staff are me and Poindexter.
Benim için değil, fakat İbn Rüşd için öyle.
Maybe not for me.. but for Averroes
Aslında, bu dava sonrası öyle bir noktaya geldim ki, benim için aşağı düşmekten başka bir yol yok.
In fact, I'm so hot after this case, there's no place for me to go but down.
Sonunda öyle bir hal aldı ki, o benim için ijiyordu, ben de onun için.
And so, first it was me drinking for him, and then him drinking for me.
Benim için de öyle.
It meant a lot to me too.
Öyle çok ki, dediği yüzünden başka bir iş bulmak benim için zor oldu.
Please do not tarnish it.
Hepimizin bu süreçte oynamak için rolleri var. Benim rolüm de orada oturan, o adamı korumaktı, hala da öyle.
I don't think we ever ratified persecution under the heading of "fun".
Yaptıklarımın sonucundan etkilenmekten öyle uzaktım ki, kimseye zarar vermediğimi sanmak benim için çok kolaydı.
I was so far removed from the consequences of what I was doing it was easy to pretend that I wasn't hurting anyone.
Benim için ve diğerleri için öyle değil.
Not for me, not for the others.
Bu benim kendi iyiliğim için, öyle mi?
It's for my own good, right?
John Bontecou ile birlikte üçkağıt yaptınız. öyle ki, benim şirketimi kendi avuçlarına almak için parçalayabilirsin.
You played footsie with John Bontecou so you could dismember my company to line your own pockets.
Benim için de öyle Harp Okulu öğrencisi Tolstoy!
Mr. younger too the military school. The Imperial Military Academy! Our apologies.
Oh evet.Onun için de öyle. Benim için çok daha farklı.
Oh, yeah, it's cool for them, but for me it's much more than that.
istediğim bir yerde gezebilirim... herhangi bir yerde gezebilirim... yaşam öyle görünüyor ki solacak gün be gün uzaklaşarak içimde kaybolarak hiçbir şey önemli değil, hiç kimse yaşama isteğimi yitirdim kalmadı verecek şeyim benim için dahası yok beni özgür kılacak sona ihtiyacım var
Wherever I may wander... Wherever I may roam... Yeah!
Elalemin çocukları koşturuyor benim için. Eşşoğlueşşekler! Baba öyle söyleme ya!
- Don't talk like that, Dad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]