Bir daha asla translate English
10,298 parallel translation
Bir daha asla bunu yapma.
Never do that again.
Çocuklarımı bir daha asla göremeyeceğim.
I'll never see my kids again.
Çocukların bir daha asla hayvan balonlarıyla ya da özel sipariş edilmiş keklerle buluşamayacak!
Your children will never have a balloon animal maker or customized cake again!
Senin bir daha asla çalışmaman gerekir.
We can make sure that you never work again.
Geri döndüğümde ise o kadar fazla param olacak ki seni bir daha asla terk etmek zorunda kalmayacağım.
And when I get back, I'll have so much money, I'll never have to leave you ever again.
Onu bulduğumda o kadar derin bir çukura gömeceğim ki bir daha asla gün ışığı göremeyecek.
When I find him, I'm gonna bury him in a hole so deep, he'll never see the light of day.
Bir daha asla Cortez'den içeri adımımı atmam.
I'm never stepping foot in the Cortez again.
Böylece bir daha asla yalnız kalmayacaklar.
So they never have to be alone again.
Sanki bir daha asla mutlu olamayacağımı hissediyorum.
I feel like I'll never be happy again.
Bir daha asla bekleme.
Ever again.
Galveston'a gidip kılık değiştirmeli Robert Durst adını bir daha asla kullanmamalıydım.
I intended to go to Galveston and disguise myself and never use the name Robert Durst again.
Her şeyden önce Defiance'ı düşüneceğine halkın yararı için suç örgütüne karşı savaşacağına ve bir daha asla sözümden çıkmayacağına ya da verdiğim bu karardan beni pişman etmeyeceğine yemin edersen..
If you assure me that you will put Defiance first, if you swear to get the criminal element organized and fighting for the common good, if you promise to never cross me or make me regret this decision...
Bir daha asla sahip olamayacağım şeyler nasıl hissetiriyor bilebilir misin?
Do you know what it feels like To be reminded of what I can never have?
Bir daha asla yalnız kalmazsın.
You'd never be alone again.
Meleğin sana geri döndü. ... ve seni bir daha asla bırakmayacağım.
Your angel has returned to you, and I will never leave you again.
Hayatın bir daha asla eskisi gibi olmaz.
Life is never quite whole again.
Bir daha asla kiliseye gitmedim.
I've never gone to church again.
– Sen de Bay Cha. – Bir daha asla kâbus görme ve ağlama.
- As for you, Mr. Cha, don't ever dream nightmares and cry.
Bu ülkede polis davranış standardını yükseltmek için Brandon Parker'a olanların neden olduğunu anlamak ve bir daha asla aynı olayın kimsenin başına gelmeyeceğinden emin olmak için bu tasarıya ihtiyacımız var.
To elevate the standard of police conduct in this country, and to make sure that what happened to Brandon Parker never happens to anyone ever again.
Bir daha asla kötü bir şey yapmayacaksın.
- You're never going to make anything worse ever again.
Seni bir daha asla terk etmeyeceğim.
I will never leave you again.
Damon, o tedaviyi alırsan bir daha asla vampir olamazsın.
Damon, if you take that cure, you can never be a vampire ever again.
Bir daha asla mutlu olamayacağım derken seninle tanıştım.
I thought I would never be happy again, and then... and then I met you.
Lola benimle bir daha asla konuşmayacak.
Lola will never speak to me again.
Kubbe'nin dışında olsaydık bile bir daha asla yürüyemezdin.
Even if we were outside the dome, you'd never walk again.
Seni bir daha asla göremeyeceğimi sanmıştım.
I thought I would never see you again.
Bir daha asla bir araya gelmemek için yemin ettiler. Aman Tanrım!
They Swear never meet each other again oh my god!
Bir daha asla başka bir adama dokunamayacaktım.
I would never touch another man.
Evlisin de bu da bir daha asla yalnız ağlamak zorunda olmadığın demek.
You're married and that means you never have to cry alone again.
Bir daha asla seni ya da başka bir Osela'cıyı görmeyeceğim, anladın mı?
And I will never see you or any Osela ever again, you understand?
Ve senin için gelecekler, senden ve Osela'dan bir daha asla haber almayacağım.
And they will come for you, and I will never hear from you or Osela ever again.
- Bir daha asla onu görmeyeceğimi sanıyordum.
I thought I'd never see her again.
Eğer haklıysan, bir daha asla Elena'mı görmeyeceğim.
And if you're right... I'll never see my Elena again.
Bundan sonra hayat yok. Elena yok. Hiçbir şey yok, tümü, bir daha asla.
It's just a quick trip that ends in nothing but an ugly stain on the pavement, no life after this one, no Elena, no anything, at all, ever again.
Bir daha önce kandırdı ama bir daha asla olmayacak.
You know, she fooled me before, but she won't... She won't do it again.
Bir daha asla aynı şeyi yapmak istemiyorum.
I never want to go through that again.
Bak, bir daha asla kişisel hayatına dahil olmayacağım.
Look, I'll never get involved in your personal life ever again.
Bir daha asla bana silah doğrultmayacaksın.
Now you'll never point a gun at me again.
Bir daha asla Amfora'yı göremeyeceksin.
You're never going to see that Amphora again.
Kara bir çukura girip, bir daha asla geri dönmedi.
Went down a dark hole, never came back.
"Çok pişmanın ve bir daha asla olmayacak."
"I'm very sorry. It will never happen again."
Çok pişmanım ve bir daha asla olmayacak.
I'm very sorry, and it will never happen again.
Ona bir daha baktım ve düşüdüm. " Eugene eğer yapsaydık, asla onu terk etmezdim.Eugene Eugene
I look at her again and think, "lf we make it, I'll never leave her."
O an anladım Hissedebilen birşey asla bir daha yiyemeyeceğimi.
I could never eat anything that could feel emotion again.
Evime asla bir daha geri dönemedim.
I could never go home again.
Bir daha onu asla görmeyeceğim.
I will never see him again.
Yurtseverlerin bir ekip şey yapma yeteneğine sahip Sadece bana daha asla olmayacak ne kadar.
A team of patriots capable of doing anything so that what just happened to me will never happen again.
Bir daha bana asla silah doğrultamayacaksın.
And now you'll never point a gun at me again.
Sen ya da Osela'cı arkadaşların bir daha yoluma çıkmayacaksınız, bir daha sizi asla görmek istemiyorum.
You and your Osela friends will take her away, and I will never see you again.
Delilik. Demek istediğim, güvenin bana, daha önce bunun gibi bir şeye asla inanmazdım.
I mean, trust me, I never believed in anything like this before.
Tek yapman gereken yargıca çok pişman olduğunu ve asla bir daha olmayacağını söylemek.
All you have to do is tell the judge you're very sorry, and it'll never happen again.
bir daha asla olmayacak 26
bir daha yapma 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha bak 16
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha yapma 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha bak 16
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha yap 42
bir daha söyle 118
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha yapmayacağım 40
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha ki sefere 39
bir daha yapmam 21
bir daha yapalım 21
bir daha söyle 118
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha yapmayacağım 40
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha ki sefere 39
bir daha yapmam 21
bir daha yapalım 21
bir daha düşündüm de 20
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
aslan 94
aslanım 50
asla 2570
aslanım benim 20
aslanpençesi 18
aslanlar 28
asla olmaz 108
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
aslan 94
aslanım 50
asla 2570
aslanım benim 20
aslanpençesi 18
aslanlar 28
asla olmaz 108