Bir daha olmayacak translate English
2,359 parallel translation
Hey, aud, um, sadece civarda dolaşıyorduk ve, um, ben uh, sizin taşıyıcı annenizle yattım ve bir daha olmayacak.
Hey, aud, um, we were just cruising around the neighborhood and, um... I, uh, I hooked up with, uh, your surrogate and it won't happen again.
Peki efendim. Bir daha olmayacak.
Yes sir, it will not happen again.
Bir daha olmayacak.
it won't happen again.
Her neyse, bir daha olmayacak çünkü aktif görevden alındım.
Anyway, it won't happen again Because I'm off the mission list,
Bu bir daha olmayacak.
It won't happen again.
- Bu bir daha olmayacak.
- Swear you won't. Swear that you will not.
Bir daha olmayacak.
It won't happen again.
Üzgünüm, Skipper. Bu bir daha olmayacak!
It won't happen again.
Söz veriyorum bir daha olmayacak.
I swear it will never happen again.
Bu emsalsiz çeşitlilik dalgası daha önce olmamış ve bir daha olmayacak bir şeydi.
This unprecedented surge of diversity was something that had never happened before and would never happen again.
Böyle bir şansımız bir daha olmayacak, Alex.
We're not gonna get a chance like this again, Alex.
Gerçekten çok üzgünüm, bir daha olmayacak.
I'm really sorry about that, no next time.
Bir daha olmayacak, efendim.
It won't happen again, sir
Böyle bir şey bir daha olmayacak.
This sort of thing won't happen again.
Bir daha olmayacak.
That won't happen again.
Bir daha olmayacak.
I will not let that happen again.
Ama sizi temin ederim, bu bir daha olmayacak.
But I can assure you, it won't happen again.
- Bu bir daha olmayacak.
It won't happen again.
Bir daha olmayacak.
You ain't gonna like this.
- Bir daha olmayacak.
It won't happen again.
Bir daha olmayacak.
It's the last time.
Yemin ederim, bu bir daha olmayacak.
I swear, this thing ends here.
Bir daha olmayacak.
This won't happen again.
Pardon, söz veriyorum bir daha olmayacak.
Sorry! I promise it won't happen again!
Daha ileri gitmek için bir fırsatım olmayacak.
I'll never get an opportunity to go further.
Muhtemelen de en azından bir yıldızın tüm enerjisinden daha az olmayacak miktarda enerjiye ihtiyaç duyardık.
We would probably need to harness at least the energy output of an entire star, if not a lot more than that.
Biliyor musun, Casey'e söylememe gerek olmayacak bir yol daha var. Eğer senle Ben buraya taşınırsanız. - Olmaz!
You know, there is one way I wouldn't have to tell Casey anything... if you and Ben moved in here.
Bileğim senin yüzünden bir daha eskisi gibi olmayacak!
My ankle will never be the same because of you.
Boynundaki yara, bir kaseden daha büyük olmayacak!
The wound on your neck won't be bigger than a bowl.
Daha önce anlamamıştım ama söz veriyorum bir daha asla olmayacak.
I, uh--I didn't- - I didn't understand it before. But I promise- - I promise It'll never happen again.
Çünkü bir daha ki kopan kelle plastik olmayacak.
Because the next head to roll won't be plastic.
Çünkü, eğer tutmazsan bu adil adam bu defa seni içeri tıktığında bir daha dışarı çıkma şansın olmayacak.
'Cause if you don't, this fair man will lock you up again, and this time you won't get out.
Bir daha hayatıma burnunu sokmayacaksın ve başka habersiz ziyaret olmayacak.
No more unannounced visits.
Belki ona bir daha ihtiyacın olmayacak.
Maybe you don't need him anymore.
Daha kötü bir felaket olmayacak.
- There's not gonna be any worse disaster.
Bir daha asla olmayacak.
It'll never happen again.
Ve böyle bir şey bir daha asla olmayacak.
Okay. And something like this will never happen again.
Bir daha olmayacak!
Never again.
- Bir daha böyle bir şey olmayacak.
- I won't let this sort of thing happen again...
Ve eğer bir miktar diğer yöne itelersek, helyum'dan daha ağır hiç bir element oluşamazdı, öyleyse karbon olmayacak, hayat olmayacak, kimya bile olamazdı.
And if we nudge it just a few percent in the other direction, then no elements heavier than helium form, so no carbon, no life, not even any chemistry.
Bir daha asla yaşamımızda olmayacak.
He's out of our lives forever.
Her ne olduysa, bir daha asla olmayacak.
But whatever it was, it will never happen again.
Söz veriyorum Tanrı şahidim olsun ki bu bir daha asla olmayacak.
Now, I promise as God is my witness that that will never happen again.
Artık daha fazla aç olmayacak, Mara'nın tek bir amacı kaldı, o da sürüye tekrardan dahil olabilmek.
No longer hungry, Mara has one last goal, to be accepted back into the River Pride.
Aslında bir daha hırsızlık yapmana hiç gerek olmayacak.
In fact, you never have to steal again.
"Bir daha böyle bir şey asla olmayacak efendim." diyeceksin.
and you say, "It will never happen again, sir."
Gerçekten bi daha olmayacak Biz bir takımız.. bi daha olmayacak
You know that this will never happen again... now that you and I are... you know really a team.
- Bir daha olmayacak.
- It won't happen again.
Hadi vur beni... ama ıskalama, çünkü bir şansın daha olmayacak.
Go ahead and shoot me... but don't miss it,'cause you won't get another chance.
- Bayan Tainot, bir daha asla olmayacak.
- Miss Tainot, this will never happen again.
- Bir daha asla olmayacak tabii.
- It will never happen again.
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir daha 442
bir daha bak 16
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha yap 42
bir daha yapma 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir daha 442
bir daha bak 16
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha yap 42
bir daha söyle 118
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha yapmayacağım 40
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha ki sefere 39
bir daha yapmam 21
bir daha yapalım 21
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha yapmayacağım 40
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha ki sefere 39
bir daha yapmam 21
bir daha yapalım 21
bir daha düşündüm de 20
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
olmayacaksın 18
olmayacak 119
olmayacak mı 17
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dilek tut 57
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
olmayacaksın 18
olmayacak 119
olmayacak mı 17
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dilek tut 57