Bir kelime translate English
7,398 parallel translation
Genel anlayışın aksine bir kelime oyunu yaptım.
I used wordplay to manipulate a common phrase.
Bu konu hakkında tek bir kelime daha duymak istemiyorum.
I don't wanna hear you say another word about it.
Umut dört harfli saçma bir kelime.
Hope is a dirty four-letter word.
Bu bir kelime oyunu.
It's wordplay.
Daha çok çalışılabilir, çünkü bu bir kelime oyunu.
Well, it could be working harder, and that's wordplay.
Bu bir kelime oyunu.
It's a pun.
Bir kelime daha edersen boğazından aşağıya bunu sokarım.
And I'll jam this down your throat.
Yeni bir kelime keşfetmek gerekli.
There has to be another word created.
Bu sayılmaz, başka bir kelime ile gel!
That one doesn't count, come up with another c-word!
Gazetelerde bir kelime dahi yazılmadı.
Word hasn't even got out to the papers.
Bir yalnız için ne süslü bir kelime bu.
Which is just a fancy word for alone.
"Chupacabra" İspanyolca bir kelime. Bahse varım Juliette bu konuda bir şeyler biliyordur.
"Chupacabra" is Spanish, and I bet you Juliette knows something about this.
"Normal." Ne muhteşem bir kelime.
"Normal." What a wonderful word.
"Öldür beni" ifadesi için 7 harfli bir kelime söyle.
What's a 7-letter word for "Kill me now"?
Onun bir kelime olmadığını da biliyorum, evet.
And yes, I know that that wasn't a word, right.
Çok mantıksız bir kelime.
What an impractical name.
O cümlede çan haricinde anladığım tek bir kelime bile yok.
There's not a single word in that sentence I understood except cowbell.
Yavapaice bir kelime hakkında soru sordu.
No. She just had a question about a yavapai word.
Unutma. Kimseye tek bir kelime bile etmeyeceğiz.
Remember... not a word about this to anyone.
- Tek bir kelime bile Kenny.
- Not a word, Kenny.
Bir grup çocuk her şeyi gördü ama kimse tek bir kelime etmedi.
Bunch of kids saw the whole thing, wouldn't say a thing.
Bir kelime daha konuşma sakın!
Don't say another word!
Bir dolap için süslü bir kelime.
I don't know what a hutch is. Fancy word for a cabinet.
Belki daha havalı, daha uçuk yeni bir kelime olabilir.
Maybe there's, there's got to be some cool, hip new word.
Akılsızca bir kelime oyunu.
It's primarily a witless pun.
Her şey Boyle'un "dolgun" diye bir kelime söylemesiyle başladı.
[Sighs] Well, it started with Boyle wanting to say the word "succulent."
Öyle bir kelime yok.
There isn't one.
Bir kelime daha edersen, spa gününü iptal edeceğim.
One more word, and I'm taking away spa day.
Hepsi bütün bir kelime hâlinde, boşluk yok, değil mi?
Right, uh, all one word, no spaces?
Çok kullanılmayan bir kelime, seyyah.
That's such an uncommon word... peripatetic.
Ve bu zamana kadar bunun hakkında tek bir kelime bile söylemedim çünkü Charlie bana söylemememi söyledi
And the only reason I didn't say anything is because Charlie told me not to bring it up.
Öğle arasıyla ilgili bir kelime oyunu.
It's a... It's a play on "lunch time."
- Çubuklu bir kelime oyunu bence.
- He's a pun with a stick.
Bu konuda tek bir kelime daha duyarsam yasal işlem başlatırım.
And I hear one more word about this, and I take legal action. Do you understand me?
Jonas, artık herhangi bir uygulanışı olmayan eski bir kelime kullandı.
Jonas used a word so antiquated that it no longer has any application, okay?
Bu şeyi tanımlayacak bir kelime bilmiyorum.
I don't have the words to describe it.
Bunu tanımlayacak bir kelime bilmiyorum.
I don't have the words to describe it.
- Bunu tanımlayacak bir kelime bilmiyorum.
- I don't have the words to describe it.
Ağaç değil. Bir kelime :
There's a tree, a word :
Koruma, ilginç bir kelime değil mi?
It's a funny word, isn't it, bodyguard? - Uh...
- Siktir kötü bir kelime Bug.
Bitch isn't a bad word, Bug.
Washington'a döndüğünüzde bizim için bir iki kelime edersiniz, nasıl olur?
Oh, maybe you guys can put in a good word for us when you get to Washington.
- Ben de bir kaç kelime söylesem?
If I could say a few words? BoJack Horseman.
Çok müsamahakâr bir "Kelime oyunu" tanımın var.
You may have too forgiving a definition of the word "wordplay."
Tek bir anlamı varsa o kelime oyunu olmaz.
It's not a pun if it only works one way.
- Böyle bir kelime var mı ki?
Is that even a word?
Bir kez daha "sünger" diyececeğim. Aklınıza gelen ilk kelime. Hazır mısınız?
I'm gonna say "sponge" one more time, first word that pops into your head.
Anlaşılan İngilizcede bir sürü kelime varmış ve Bonnie hepsini biliyormuş.
Apparently there are a lot of words in the English language, and Bonnie knows just about all of them.
Ahtapotun stratejisi çok tuhaf görünmek, bir ahtapota için tek kelime ile tanınmaz.
The wonderpus's strategy is to look so bizarre it is simply unrecognisable as an octopus.
Kavga etmememizin tek sebebi, sen beni iriti ettiğinde ağzımı açıp tek kelime etmemem ki bu da sürekli olan bir şey.
The only reason we don't fight is because I never say anything when you annoy me, which is constantly, baby.
- Peki. Bu branç ya da NASA gibi kelime oyunu gibi bir şey.
It's an anagram I came up with, much like brunch or NASA.
kelime 21
kelimeler 50
kelimesi kelimesine 31
kelimesi 41
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kez olsun 43
kelimeler 50
kelimesi kelimesine 31
kelimesi 41
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kere 190
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kadın 232
bir kez daha 333
bir kuş 32
bir kere 190
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kadın 232
bir kez daha 333
bir kuş 32