Bir kuş translate English
4,131 parallel translation
Pencereye bir kuş kondu da.
A bird flew into the window.
# Sen küçük bir kuş olsaydı, ben bir yuva olurdum.
"I'd like to be a nest if you were a little bird."
İçgüdülerime göre senin kafana bir kuş sıçmış.
My instincts say that a bird took a dump on your head.
Şişenin etrafında boş boş dolanan kırık bir kuş gibi.
Like a little broken bird sloshing around in a bottle.
Küçük bir kuş bana Succubus sürtüğünün Dal'da patladığını söyledi.
A little birdie told me about the Succubitch's blow-out at the Dal.
Ben zarif bir kuş değilim!
I'm not some dainty bird!
Sadece bir kuş.
It's just birds.
Yine de büyük bir kuş.
Still a big get.
- Minik bir kuş ziyaretimden bahsetmiş olmalı.
A little bird must have told you of my visit.
Yani yuvadan attığın bir kuş gibiyim şu an.
So I'm just some bird that you're kicking out of the nest?
İki taşla bir kuş vursak ya?
What if we solve both problems at once?
Küçük bir kuş devrem bittiğinde makamımı almaya en yakın adayın sen olduğunu söyledi.
A little bird told me that you are the top candidate to fill my position when my term is up.
ya da bir kuş, belki.
or a loon, maybe.
Laila bir kuş yemliğine saklamış.
Laila hid it in a bird feeder.
Bir gün yalnız ve bıkmışken ayaklarının ucunda ölmekte olan bir kuş belirir.
One day, you're alone, tired. At your feet, a dying bird.
Küçük bir kuş gelip bana dedi ki Dwight, oğlunun doğumgününe gelemiyormuş.
Hey, so a little birdie just told me that Dwight can't come to your son's birthday.
Başparmağı bebek bir kuş kafası gibi.
His big toe looks like a baby bird's head.
Tahminimce bir kuş alıp götürmüş.
Best guess is a bird got at it.
- Küçük bir kuş dedi ki, şu anda kasanız tamtakırmış.
The party coffers aren't all that full. - That's right.
Aslında Lois, o söylediği yerel kuş evlerine uğrayan bir kuş türü.
Well, actually, Lois, that's a species of bird that's known to frequent domestic birdhouses.
Harika bir kuş evi yapmışsın oğlum.
You built a great birdhouse, son.
- Ne, bir kuş için mi?
- What, for a bird?
Küçük bir kuş söyledi de, bu yıldıza kendi ekibini veriyormuşsun?
Hey. You know, a little bird told me that you gave this one her own pod.
- Vinç olarak bilinen bir kuş.
It's a bird known as a crane.
Sanki tarih öncesinden, dev bir kuş.
A giant, prehistoric-looking bird.
Üzeri kuş işlemeli tahta bir bastonunuz var mı acaba?
You don't, by chance, have a cane with a carved wooden bird in it?
İşin üzücü kısmı, sen fiyatına bile bakmadan paraya kıyacakken koca kasabada bir tane bile kuş işlemeli baston bulunmayışı.
Well, the sad part is that you cannot get a cane with a bird carved in it in this town, no matter how much you're willing to spend.
Bir de kuş gribi için dikkatli olmak zorundasın değil mi?
Yeah, you also gotta watch out for the bird flu, right, Jakes?
Çünkü sen leğen kemiği olan kuş-vari tuhaf bir kadınsın ve OKB hastasısın ve Will Schuester, hayattaki en büyük neşesi çoluk çocukla şarkı söylemek olan... -... ve yakın arkadaşı 19'unda olan ağlak bir adam.
You're a weird bird-lady with a hollow pelvis and OCD, and Will Schuester is a weepy man-child whose greatest joy in life is singing with children and whose best friend is 19.
Bir taşla iki kuş vurabiliriz!
We can kill 2 birds with one stone!
Bir taşla iki kuş vurabilirsiniz.
You could accomplish two goals.
O bir kuş.
There's your superpower, kiddo.
Hadi millet, bir taşla iki kuş.
Okay, two birds with one stone, everybody.
kuş uçmaz kervan geçmez bir adadaydın.
You were on a deserted island.
Denizi gagalayan bir kuş.
It's a bird pecking the sea.
-... sadece bir solucan olacaksın. - Ne yazık ki yakalayan kuş sen olamadın.
Well, too bad you weren't the early bird that caught it.
Ancak o tam bir taklacı kuş çıktı ve burada falan değil. Ne kadar ironik.
But she's a tricky little bird, and she's not here.
Tahtaya vurunca, bir taşla iki kuş vurmuş oluyorsunuz.
Tapping the table kills both birds with one stone.
Hatta bir vatoz türüne kuş ismi vermişler.
One species of ray is even named after a bird.
Tuhaf bir şekilde, o kuş aslında sen olduğun için olmasın?
It is because, in some strange way, it is you?
Bir taşla iki kuş vuracağız.
We can kill two birds with one stone.
Bir kaç kuş türünün iguana nüfusu üzerinde çok az etkisi vardır.
There are so few birds that they make very little impact on the iguana population.
Bir kuş.
A bird.
Kuş değil. Bir sürüngen.
Not birds, but reptiles.
- Bu kuş tam bir manyak.
- The bird is a sociopath.
Hem bak, olur da davayla ilgili elimize bir şey geçerse bir taşla iki kuş vurmuş oluruz.
And, look, if we happen to catch a break in the case, it's two birds with one stone.
Bu ispiyoncu kuş birazdan ölü bir zenci olacak kanımca.
That J-Bird gonna be a dead nigger soon, you ask me.
Kuş tüyünden bir yatağa da bayılırım, Ama her ikiside gerçekleşmeyecek.
I wouldn't mind a feather bed either, but neither one is happening.
Tereddüt etmemin nedeni Ava'yı da yanımızda götürsek mi diye düşündüğüm için, anlarsın ya bir taşla iki kuş hesabı.
The hesitation was'cause I just realized, I should probably take her, too... save me from making another trip, two birds, one stone and all.
Bir taşla iki kuş!
Two birds with one stone!
Savunma bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyor :
The defense is trying to get two cracks at bat :
kusura bakma 1152
kusura bakmayın 909
kuşum 23
kusursuz 113
kusura bakma ama 29
kusuruma bakma 61
küstah 56
kusuruma bakmayın 108
kusura bakmayın ama 27
kusura bakmayın efendim 20
kusura bakmayın 909
kuşum 23
kusursuz 113
kusura bakma ama 29
kusuruma bakma 61
küstah 56
kusuruma bakmayın 108
kusura bakmayın ama 27
kusura bakmayın efendim 20
kusura bakmazsanız 22
kusma 19
kuşlar 80
kusurumuza bakmayın 21
kuşkusuz 237
kusacağım 96
kuş beyinli 35
küstahlaşma 16
bir kız 192
bir kızım var 22
kusma 19
kuşlar 80
kusurumuza bakmayın 21
kuşkusuz 237
kusacağım 96
kuş beyinli 35
küstahlaşma 16
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kere 190
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir kahve 26
bir kez 117
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kere 190
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kız vardı 25
bir kaza 50
bir kelime 22
bir kahraman 27
bir kadın olarak 17
bir kere olsun 20
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kız vardı 25
bir kaza 50
bir kelime 22
bir kahraman 27
bir kadın olarak 17
bir kere olsun 20