English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bir şeyler içelim

Bir şeyler içelim translate English

809 parallel translation
Sizin için de uygunsa bir şeyler içelim mi?
If it's okay with you, can I join you for a drink?
Çok çalıştın. Bir şeyler içelim.
Since we've worked hard enough, let's have a drink for old time's sake.
- Bir şeyler içelim mi?
- Will we have a drink?
Haydi bir şeyler içelim.
Let's have a drink.
Hadi bara gidip bir şeyler içelim.
I know. Let's go down to the bar.
Hadi bir şeyler içelim!
Lets have a drink.
Dışarı çıkıp güzel bir yer bulalım ve bir şeyler içelim.
Let's go out and find some cool spot and have a drink.
Bir şeyler içelim mi?
Have a drink?
- Birlikte bir şeyler içelim Rembrandt. - "Sırada sizin resminiz var" demiştin.
You promised our picture would be next.
O halde, bir yere gidip bir şeyler içelim. Olanları düşünürüz.
Let's go someplace and get a drink and think it over.
- Clarissa... Bir şeyler içelim mi?
- Clarissa... where can we get a drink?
Hadi gidip bir şeyler içelim.
Let's go and have a drink.
- Beklerken bir şeyler içelim.
- Let's have a drink while we wait.
Gel bir şeyler içelim.
Here, let me buy you a drink.
- Gidip bir şeyler içelim.
- Let's go have a drink.
Haydi, bir şeyler içelim.
Come on, let's have a drink.
Eve gidip yemek yiyip bir şeyler içelim, oğlum.
It's food and drink to have you home, boy.
- Bir şeyler içelim.
Some sherry? - All right.
Bir şeyler içelim mi?
Shall we have a drink?
Bir şeyler içelim.
Let's have a drink.
- Haydi gidip bir şeyler içelim. - Tamam.
Let's go and get a drink.
Haydi gel de birlikte bir şeyler içelim.
( Toots bugle )
Bir şeyler içelim mi Yüzbaşım?
- A drink, Captain? - ( Grunts )
- Tamam, bir şeyler içelim!
- Okay, let's have a drinkI
Bara gel, bir şeyler içelim.
Come back to the local and have a drink.
Bir şeyler içelim Sammy.
Have a drink, Sammy.
Hadi bakalım, bir şeyler içelim.
Here you go, take a glass.
Önceki dünyamızda olsaydım, derdim ki hadi bir şeyler içelim.
If I were of our former world, I'd say let's have a drink.
Bunu kutlamak için bir şeyler içelim.
Let's have a drink to celebrate it.
Atlara su verelim ve biz de bir şeyler içelim.
Better water the horses and wet our own throats.
Başka bir yere gidelim ve beraber bir şeyler içelim.
Let's go somewhere, just you and I, and have a drink.
Bir şeyler içelim mi?
Shall we have something to drink?
Hadi bir şeyler içelim sonra sana işyerimi göstereyim.
Let's have a drink and I'll show it to you.
kalkın ve bir şeyler içelim.
Me too. Come on, sheriff, step up and have a drink.
Herkese bir şeyler içelim millet!
Let's all have a drink, everybody!
Bir şeyler içelim.
Let's get some liquor.
İçeri gel bir şeyler içelim dedi ama şimdi onu bu şekilde bulduk.
He'd have asked me in for a drink, and then we'd have found this -
Gel bir şeyler içelim.
Let's have a drink.
Gölgede bir şeyler içelim mi?
How about a drink in the shade over there?
Ortalarda koşuşturacağına bir şeyler içelim.
Let's have a drink instead of getting run over.
Yarışa gel, bir şeyler içelim, biraz para kaybet. İyi gelir.
You come down to the track, we have a drink, lose a little money, it'll relax you.
Evet, bir şeyler içelim ve içimizi dökelim, ne dersin?
Well, I figured we'd crack a jug and tell each other our troubles.
Önce biraz bir şeyler içelim mi?
Shall we have a drink first?
Beyler, gidip bir şeyler içelim!
Gentlemen, there's a jug in the well house!
Neyse, bir şeyler içelim.
Anyway, let's have a drink
- Bir şeyler içelim mi?
- Come have a drink with me.
- Gel bir şeyler içelim.
- Come have a drink.
Bir şeyler içelim mi?
Have a drink with me.
- Bir şeyler içelim.
Cute.
- Bir şeyler içelim mi?
- Shall we have a drink, ladies?
Tamam, gidip bir şeyler yiyip içelim.
We'll go drink and eat something.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]