English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Buna izin vermeyeceğim

Buna izin vermeyeceğim translate English

476 parallel translation
Buna izin vermeyeceğim.
And I shall not permit it.
- Buna izin vermeyeceğim.
I won't have it.
Buna izin vermeyeceğim!
I won't allow it!
Buna izin vermeyeceğim.
I won't let you.
Buna izin vermeyeceğim.
Well, I'm not gonna let you.
Buna izin vermeyeceğim.
I won't let you do that. I won't...
Buna izin vermeyeceğim.
I've done all the time I'm ever gonna do.
Buna izin vermeyeceğim!
I ain't gonna stand for it!
Sana Lloyd'la veya başka biriyle evlenmeyeceğini söylemeye geldim.. .. çünkü buna izin vermeyeceğim.
I came to tell you that you will not marry Lloyd, or anyone else, because I will not permit it.
Buna izin vermeyeceğim.
I'm not gonna let him.
Hoşuma gitmiyor ve buna izin vermeyeceğim.
I don't like it, and I won't have it. You understand?
Buna izin vermeyeceğim.
I won't let this happen.
Çok iyi biliyorsun ki buna izin vermeyeceğim.
You know perfectly well I won't allow it.
Buna izin vermeyeceğim Steve.
I'm not gonna let you, Steve.
Zorla da olsa buna izin vermeyeceğim!
By Harry, I won't have it!
Buna izin vermeyeceğim.
I won't let'em.
Buna izin vermeyeceğim.
I will not permit it.
Buna izin vermeyeceğim.
I won't let him.
Buna izin vermeyeceğim!
I will not permit this!
- Ama buna izin vermeyeceğim.
But I won't allow this.
Bu anlattıklarınızın tümü saçma sapan fikirler buna izin vermeyeceğim.
Let me tell you something that makes nonsense out of this whole thing.
Buna izin vermeyeceğim.
I won't let it be closed.
- Hayır, buna izin vermeyeceğim.
- No, I won't allow it.
Hayır, yapamazsın Hermione. Buna izin vermeyeceğim.
No, you don't, Hermione. I don't let you.
- Buna izin vermeyeceğim!
My dear, what's the matter?
Sonra onlara ne deriz? Buna izin vermeyeceğim.
I will not allow it.
Tabi ya, anladım! Bir komiserle dalga geçmeye çalışıyorsunuz. Ama, buna izin vermeyeceğim!
I understand, you want to make fun of the commissioner.
Niyetleri bu, ama buna izin vermeyeceğim.
They'd like to, but I won't let them.
Ama buna izin vermeyeceğim.
But I won't let her.
- Buna izin vermeyeceğim.
- I will not allow that to happen.
Sizin oyunuz benim dinsel sözümdür ben buna izin vermeyeceğim.
Your vote is my solemn promise that I will not let this happen!
İmparator olduğumda buna izin vermeyeceğim.
I won't allow it when I'm Emperor.
Bunu bize yapamazsın bayım. Buna izin vermeyeceğim.
You can't do this to us, gentlemen, I won't allow it.
Buna izin vermeyeceğim.
I won't allow it.
Buna izin vermeyeceğim!
I won't let this happen!
Buna izin vermeyeceğim.
No, I won't.
Buna izin vermeyeceğim.
That you are not gonna do.
Buna izin vermeyeceğim!
I will not allow that!
Buna izin vermeyeceğim.
I won't allow that to happen.
Buna izin vermeyeceğim.
I won't let it happen.
Çünkü ben buna izin vermeyeceğim.
I'll see to that.
- Buna izin vermeyeceğim!
- I won't tolerate this!
Buna izin vermeyeceğim!
I'm not gonna do it!
Bu mide bulandırıcı, ahlak dışı... ve buna izin vermeyeceğim. Beni anladın mı Jerry?
That's disgusting, it's immoral, and I won't tolerate it, okay?
Hayır, vazgeçemezsin. Buna izin vermeyeceğim.
I'm not gonna let you.
Buna asla izin vermeyeceğim.
I shall not permit it.
Buna karışmana izin vermeyeceğim.
I won't let you interfere.
Duygularımı yok sayıp, bu olaya gülüp geçmeyeceğim. Toplumunda buna gülüp geçmesine izin vermeyeceğim.
I won't deny my own feelings and just laugh it off, or let society laugh it off either.
- Buna asla izin vermeyeceğim.
I won't allow you to!
- Buna daha fazla izin vermeyeceğim!
- I won't allow it.
Buna artık izin vermeyeceğim. Her ne kadar bu sarayın misafiri olarak kılıcımı çekmemem gerektiğini bilsem de.
I will no longer permit that he come before my eyes, even if I am in this palace, and my duty as a guest does not allow me to take up my sword!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]