Dışarı çıkacağım translate English
656 parallel translation
Bu kılıkta dışarı çıkacağımı sanıyorsan, delisin sen!
If you think I'm going out in this, you're crazy!
Dışarı çıkacağım.
I shall be going out presently.
Sanırım dostumuz Tonetti bizi fark etmeden nasıI dışarı çıkacağımızı biliyorum.
I think I know how we can get out of here without our friend Tonetti missing us.
Temyize gidip dışarı çıkacağım.
I'll get out on appeal.
Yarın ve her gece dışarı çıkacağım.
I will go out tomorrow and every night.
Bu akşam dışarı çıkacağım.
I'm going out this evening.
Dışarı çıkacağımı söyledim.
- I'm going out, I said.
Dışarı çıkacağım.
I'll go out.
Son bir yıl, dışarı çıkacağım ve seni bulacağım günün hayaliyle yaşadım.
For the last year, all I could dream about was getting out... and finding you.
Bu gece dışarı çıkacağım zaten.
I'm going out tonight.
Başka nasıl geceleri dışarı çıkacağım ki?
How else could I get out nights?
Dışarı çıkacağım ve hep dışarıda kalacağım.
I'm gonna come out, and I'm gonna stay out.
Ama gittikçe kolaylaşıyor. Çünkü o gittikçe zayıflıyor, bense gittikçe güçleniyorum. Ve bir gün, ben dışarı çıkacağım, dışarıda kalacağım görürsünüz.
But I tell you one thing, though, it's getting easier...'cause she's getting weaker and I'm getting stronger... and one of these days, just like I tell you, I'm gonna come out and stay out.
Tamam, çavuş. Biraz dışarı çıkacağım.
Okay, Sergeant, I'm going out for a while.
Ben biraz dışarı çıkacağım baba. Birazdan dönerim.
I'm going out for a While, Pa.
Ve belki sadece bu gece dışarı çıkacağımız zaman ortaya çıkacaktır.
And maybe it'll show up tonight just when we're leaving.
İsteğiniz üzere dışarı çıkacağım.
I'll go outside as you wish.
Dışarı çıkacağımı söylemeye her geldiğimde neden beni içeri davet ediyorsunuz?
Why is it every time I stop here to tell you I'm going out, you ask me to come in?
Akşam dışarı çıkacağımı söylerdim.
I want to go out for the evening.
- Şu kafesten dışarı çıkacağım.
- I'm going out through that fence.
Dışarı çıkacağım birazdan.
I'm getting out pretty soon.
Beş dakika dışarı çıkacağım. Bu sürede, bu iğrenç nesneyi uzaklaştırsanız iyi olur!
I ´ m leaving for five minutes, by which time that disgusting object had better be removed.
Paramı istiyorum, imzaladığım kağıtları istiyorum, sonra dışarı çıkacağım ve siz iki palyaço küçük bir kahkaha atabilirsiniz.
I want my money, I want the papers I signed, then I'll get out and you two clowns can have your little laugh.
Sonuçta müşteri memnun göründüğü sürece, dışarı çıkacağım ve kendime bir taksi bulacağım.
As long as the customer finally seems pleased, I'll just step out and find myself a taxi.
Dışarı çıkacağım zaman, Maruso ve Donton içerim.
When I'm out, I take Maruso and Donton.
Dışarı çıkacağımızı unuttun mu?
Have you forgotten we're going out?
- Dışarı çıkacağım senin için... getireceğim.
I'II go out there. For you... I will bring.
Hayır. Dışarı çıkacağım.
No, I'm going out.
-... ve dışarı çıkacağım.
- and go out- - - What happened?
Sekize doğru karıma ve diğer akrabalara dışarı çıkacağımı söyledim.
To 19h50, it said my wife e to my fathers-in-law : I go to leave.
Dışarı çıkacağım.
I'm going to go outside.
Ben biraz dışarı çıkacağım, yalnız kalmaya ihtiyaım var.
I want to be... alone for an hour, I'll be in the park.
Dışarı çıkacağım.
- I'LL GO TO NEW YORK. I'LL GO TO NEW YORK.
Ve bu evin içinde kusmayacağım, kusmak için dışarı çıkacağım çünkü evinize saygı duyuyorum.
And I'm not gonna throw up in this house, I'm going outside to throw up,'cause I respect your house.
Dışarı çıkacağımızı düşündünüz.
You thought I meant to go out.
Sadece burada birkaç saat oturacağım ve sonra dışarı çıkacağım.
I'll just sit tight here for a few hours and then be off.
Ben biraz dışarı çıkacağım, temiz havaya ihtiyacım var.
I think I'll take a walk, need fresh air.
Dışarı çıkacağım.
I'll be right out.
Biliyor musun? Doğayı takdir etmek için dışarı çıkacağım.
Well, while you're thinking about this, we shall pay homage to nature.
Biraz dışarı çıkacağım.
I'm going out a bit.
Sayım bitene kadar dışarı çıkacağını aklından bile geçirme.
You don't know you're out till they stop counting.
Ben biraz dışarıya çıkacağım, anne.
I'm going to take a walk, Mother.
Oradan dışarı nasıl çıkacağınızı ayarladınız mı?
What arrangements have been made for getting out?
Dışarı çıkacağız ve sana Londra'yı göstereceğim.
We're going out, and I'm going to show you London.
Dışarıya gezintiye çıkacağım biraz, gelmek ister misin?
I'm going out for a walk. Would you like to come?
Bu akşam dışarı çıkacağımızı söylemedim mi?
Didn't I tell you we're going out tonight?
Bende akşam yemeğinden sonra dışarıya çıkacağım.
I'll be going out after dinner too.
Bununla saklandığımız yerlerden dışarı çıkacağız.
) We'll come out of our hiding place with this!
Dışarı nasıI çıkacağımı hesaplamadan buraya gireceğimi mi sanıyorsunuz?
You think I walked in here without knowing I could walk out?
Gece dışarı mı çıkacağım?
I should go out nights?
Sürekli dışarıdan eleman alırlarsa ben posta odasından nasıl çıkacağım?
How am I gonna get out of the mailroom if they keep hiring outside people?
çıkacağım 19
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı gel 90
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37
dışarısı çok soğuk 29
dışarıda bekleyin 38
dışarı mı 28
dışarıdalar 31
dışarıda mı 50
dışarı çıkarın 30
dışarı çıkmak istiyorum 32
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37
dışarısı çok soğuk 29
dışarıda bekleyin 38
dışarı mı 28
dışarıdalar 31
dışarıda mı 50
dışarı çıkarın 30
dışarı çıkmak istiyorum 32