English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Dışarıdayım

Dışarıdayım translate English

873 parallel translation
Şimdi dışarıdayım. Sook-chae'yi arayamaz mısın?
I'm outside too...
- Gecenin bir yarısı dışarıdayım.
- Out in the night air, eh?
Tam aksine, onu yakalayana kadar her gece dışarıdayım.
On the contrary. I shall go out every night until I catch him.
Dışarıdayım. - Tamam.
All right.
Dışarıdayım.
I went out.
- Ben dışarıdayım.
- I've gone out.
Dışarıdayım!
Out here!
- Sorun çıkarırsa ben dışarıdayım.
- If he gives you trouble, I'm outside.
Ben de geceleri dışarıdayım ama seni hiç görmedim.
Me, I'm out at night too, and I've never met you.
- Ben hâlâ dışarıdayım.
- I'm still out.
- Burada dışarıdayım Bayan Grose.
- I'm out here, Mrs. Grose.
Kefalete rapten dışarıdayım.
I'm out on bail.
Şimdi dışarıdayım, çay vaktine kadar.
I ´ m on the outside now, ´ til tea time anyway.
Dışarıdayım.
I'm out.
- Hayır, dışarıdayım.
- No, I'm away.
Ben kendimi kurtarmak için dışarıdayım.
I'm out to save myself.
Aşkım, dışarıdayım, İmparator sizin için bizlere bir çiçek sunmayacak.
My love, it turns out, we can't have the Emperor dedicating any flowers to you.
Dışarıdayım ve geri dönmeyeceğim.
I'm out and I'm not goin'back.
Burada uslu durursam, beş yıl sonra dışarıdayım.
If I play it cool, I could be out in five years.
Daha üç saattir dışarıdayım. Peşimde takipteler.
I only got out three hours ago, with a tail.
Dışarıdayım.
I just got out.
Beş saattir dışarıdayım.
I'm out here now, it's five hours.
- Bak, dışarıdayım.
-'Look, I'm outside.'
- Beni istersen, dışarıdayım.
- If you need anything, I'll be outside.
Ben dışarıdayım.
I'm on the outside.
- Dışarıdayım.
- l'm just outside.
Ne gören var ne duyan, dışarıdayım.
How do you get back?
Dışarıdayım. Lütfen mesaj bırakın.
I'm out at the moment, but if you leave a message...
Tüm gün ofisten dışarı çıkmadım.
I was cooped up in the office all day.
O gece tesadüfen dışarıda, bir partideydim yani ertesi güne dek mesajı alamadım.
Incidentally, I was out on a party on that night, so I didn't get it until the next day.
Gün boyunca dışarı çıkmadım, Dedektif.
I haven't been out all day, constable.
- Hadi bugün dışarı çıkalım!
- Let's get out for the day!
Yoksa bütün gün dışarıda mıydın?
Or have you been out all day?
- Hayır, maalesef dışarı çıktı.
- No, I'm sorry he's left for the day.
Dışarıda çok güzel bir gün var, şimdi dışarı çıkalım ve bu güzel günün tadını çıkaralım.
It's a lovely day outside, so let's go outside and enjoy this Sunday for a change.
Bütün gün kıçlarını büyüteceklerine, biraz temiz hava almaya dışarı çıkmaları lazım.
Instead of warming their chairs all day, they should go outside for some fresh air.
Saat 10'a kadar dışarıda olacağım.
I'll be out during the day until 10 o'clock.
Bütün gün dışarıdaydım, beni arıyor olmalıydın.
I was out all day, you must have been looking for me.
Gün içinde programımı üç kez değiştirdiğim için akşamları dışarı çıkamayacak derecede yorgun oluyordum.
I had to shift my schedule back a third of a day so that by evening I'd be too tired to be tempted to go out.
Tüm gün camdan dışarı mı bakacaksın?
You going to look out the window all day?
- Tüm gün dışarıda olacağım.
I shall be gone all day.
Ben dışarıdayım!
I'm out on mine!
Ben yaşlı bir köpeğim, ve genç olan her gün dışarı çıktığı zaman neden olduğunu bilirim. Çünkü bir kemik bulmuştur.
I'm an old dog, and I know that when a young one goes out every day it's because she's found a bone
- Bütün gün hiç dışarı çıkmadım.
- I haven't been out all day.
Bu demiryolları gece gündüz koruma olmadan dışarıda mı duruyormuş?
Does the railroad lay on the ground unguarded night and day?
O mukadder günde, bir parça pis kokulu çamur, denizden dışarı çıktı ve soğuk yıldızlara doğru haykırdı : "Ben insanım".
From that fateful day when stinking bits of slime first crawled from the sea and shouted to the cold stars :
Ben bütün gün dışarıda saçımı süpürge edeyim... sen burada lanet cücelerle takıl.
I'm out workin'my tail off all day... and you're in there fuckin'midgets.
O bütün gün evden dışarıya adım atmadı.
He's been inside this house all day.
Sen bütün gün dışarıda iş güçle meşgul olurken o ne yapıyor sanıyorsun? Tek yaptığı kahve ve temizlik yapmak mı?
What does she have if you're running around all day, wheeling and dealing, and all she does is make coffee and clean up?
Bu kaydedilmiş bir duyurudur, malesef hepimiz dışarıdayız.
This is a recorded announcement as I'm afraid we're all out at the moment.
Bakalım. 22 gündür dışarıdayız...
We're at 22 days...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]