Dışarı çıkıyor translate English
844 parallel translation
Rhoda da dışarı çıkıyor.
Rhoda's going out too.
Şimdiyse aniden şu yaşlı kurtla dışarı çıkıyor.
Now all of a sudden she rambles off with that fat wolf.
- Peggy, Woody Merrill ile dışarı çıkıyor.
Peggy's going out with Woody Merrill. - Who's he?
Kendi başına eğlenmek için sıklıkla dışarı çıkıyor.
She's often out enjoying herself.
Dışarı çıkıyor.
Well, he's getting out.
Sonra rüyalar geliyor uyanıyorum kalkıyorum, yemek yiyorum, çamaşır yıkıyor ve dışarı çıkıyorum. Nereye gideyim?
Then come the dreams, and waking up... and getting up, eating, washing, going out... where should I go?
- Dışarı çıkıyor.
- He's going out.
Önce Nanni dışarı çıkıyor, sonra sen.
Now Nanni goes out first, then you.
Birdenbire bir kadınla niye dışarı çıkıyor?
Why is he all of a sudden taking a dame out?
Paul, kız dışarı çıkıyor.
Paul, she's going out.
Kız dışarı çıkıyor.
The girl's going out.
Dışarı çıkıyor, Paul.
She's going out, Paul.
Sabah için dışarı çıkıyor.
The doctor's out for his morning constitutional.
Ama arabayla gezinti için dışarı çıkıyor olmalı.
But she must go out for a drive.
Şey. Ara sıra dışarı çıkıyor, o da Rusça bir şeyse eğer.
Well, she does go out occasionally, if there's anything Russian.
İstediğin kişi dışarı çıkıyor.
NO NEED TO LIGHT THOSE FIRES.
- O zaman arkadaşım dışarı çıkıyor.
- Then my partner's coming out.
Şu anda kapıdan dışarı çıkıyor.
He's just going out the door.
Yani kötü Anne dışarı çıkıyor, iyi Anne ise içerde kalıyor.
So the mean Anne comes to the outside and the good Anne stays in the inside.
Er Sasa dışarı çıkıyor!
Recruit Sasa leaving!
- Sadece dışarı çıkıyor olmasına seviniyorum.
Look, I'm just happy to see her going out.
Bu Fella dışarı çıkıyor
# This Fella is finally coming out #
Yaşlı Efendi çok sık dışarı çıkıyor.
The Old Master goes out often
Dışarı çıkıyor musunuz?
You coming out?
Boo ancak geceleri herkes uykudayken zifiri karanlıkta dışarı çıkıyor.
Boo only comes out at night when you're asleep and it's pitch-dark.
- Şimdi kızınız dışarı çıkıyor?
- She goes on out huh?
Dışarı çıkıyor.
Now it's coming out.
Yüzme ve yürüyüş için dışarı çıkıyor ve tenis ayakkabısı giyiyor.
So, he goes out for swimming and track, and wears tennis shoes.
Kendi kendime diyordum ki, Rosemary dışarı çıkıyor, ben de gidip, biraz Noel alışverişi yapayım.
I said to myself, if Rosemary's going out, I might as well do some Christmas shopping.
Dışarı çıkıyor ve arabasına biniyor.
He ´ s coming out and getting into his Lotus.
Dışarı çıkıyor muyuz?
Are we still going out?
İçindeki her şey dışarı çıkıyor.
You get all the blood out of it, just disgusting.
Sanırım buraya basıldığında bu dışarı çıkıyor.
I suppose one just presses that and out it pops.
Serumu merumu her şeyi çözüyor sonra kalkıp doktor gömleği giyip dışarı çıkıyor ve doktorları öldürüyor.
He pulls out the wires and the tubes... and he gets up and he puts on a doctor's uniform, and he murders doctors.
Yağmurda dışarı çıkıyor, boş.
She goes out in the rain, anything.
Dışarı çıkıyor musun?
Do you ever go out?
William dışarı çıkıyor.
William's going outside.
Tavuğu kesince tereyağı dışarı çıkıyor.
I don't understand.
Bu saatte dışarı mı çıkıyor?
Going out at this hour?
Dışarı çıkıp eğlenmeye ve dans etmeye bayılıyor.
She loves to go out, have fun and dance.
- Yeğenim dışarı mı çıkıyor?
- My nephew's going out?
Hatırlıyor musun, Saranac'ta herkes evli olmadığımızı düşünmüştü de dışarı çıkıp evlenmiştik.
Remember that time in Saranac when everybody thought we weren't married, - So we went out and got married?
Vay be, Gözünü ondan ayırır ayırmaz, hemen dışarı çıkıp bir şeyler çalıyor.
Gee, the minute he lets her out of his sight, she just goes right out and steals things.
Ben dışarı çıkamadığım için o da bahçeye çıkıyor.
He goes in the garden as I can't go out.
Birlikte dışarı çıkıp iyi vakit geçiriyorlar. Ve birden işler ciddiye binmeye başlıyor.
They go out together and have a good time, and suddenly things start to get serious.
Ama onlardan biri sadece biri dağın ortasından geçip... 1,5 km sonra bir mağara ağzından dışarı yaylanın üstüne çıkıyor.
But one of them, just one, goes from the top of the plateau down through the heart of the mountain and out through a cave exit more than a mile from its base.
Bombardıman sonrasında, dışarı sürünerek çıkmıştık, nasıl bir şoktu hatırlıyor musun?
Remember how shocked we were when we crawled out after the carpet-bombing?
Bütün ordu dışarıya çıkıyor.
The whole army is coming out!
Bu çiçek dışarı çıkıyor.
This flower is poking out. Do not touch it!
Bütün gece dışarıda, genç kızlarla çıkıyor, onun yaşında bir adam!
He's out all night, going out with young girls, a man of his age!
Ahh, ne yaşam ama... kimse sizi dışarı çıkıp atları beslemeniz için zorlamıyor.
No farmer to force one out - to feed the horses.
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkıyoruz 44
dışarı çıkıyorlar 18
çıkıyor 42
çıkıyorum 133
çıkıyorsun 19
çıkıyorlar 21
çıkıyoruz 57
çıkıyor musunuz 22
çıkıyor musun 44
dışarı çıkıyoruz 44
dışarı çıkıyorlar 18
çıkıyor 42
çıkıyorum 133
çıkıyorsun 19
çıkıyorlar 21
çıkıyoruz 57
çıkıyor musunuz 22
çıkıyor musun 44
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkacağım 19
dışarı çıkalım 87
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkacağım 19
dışarı çıkalım 87
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29