Getir bakalım translate English
229 parallel translation
- Pekala, getir bakalım.
- All right, bring it to me.
- Evet, getir bakalım.
- Yes, let me have them.
Git getir bakalım.
Go get it, boy!
- Getir bakalım.
- Here, let's see. Put them down here.
Getir bakalım.
Let's have'em.
Getir bakalım onları.
Fetch them down.
- Şu yazıyı getir bakalım.
- Let's have that article.
Getir bakalım.
Bring it up.
Fremont, şu testiyi tekrar babana getir bakalım.
Fremont, bring back that jug to your old father.
Getir bakalım!
Bring it, please.
Getir bakalım!
Well, bring it, then!
Getir bakalım.
Let me see.
Pekâlâ getir bakalım cüzdanı geri.
All right. Bring it back.
Pekala, ağrı ilacını getir bakalım.
All right, get the liniment.
Sen getir bakalım.
You bring them in.
Hadi R. getir bakalım, senin için bir süprizimiz var Joe.
Come on R. bring that through now, we've got a suprise for you Joe.
Getir bakalım.
Hand it over.
- Getir bakalım, sağ ol.
Wow, thank you.
Getir bakalım.
Let me cut that.
Bütün bunlar, davayı çözmek içindi. Pekâla, getir bakalım yardımcılarını, şahitlerini!
Well, bring them in, your deputies, your witnesses!
Evde başka bir şeyin varsa getir bakalım'ha?
See if you got anything else at home,'ey?
Getir bakalım buraya.
Bring them here!
Şu lanet demiri getir bakalım.
Bring up that blinking bar.
- Evet o. - Getir bakalım.
- Bring it up here.
Getir bakalım.
You do that.
Şu üşümüş ayaklarını getir bakalım buraya.
BRING YOUR COLD FEET OVER HERE.
Getir bakalım.
Bring it over.
Getir bakalım.
Bring it on.
Hadi kıçını buraya getir bakalım.
Get your butt up here.
paketi getir bakalım.
Bertha, bring the package.
Getir bakalım.
Come on, put it there.
Getir bakalım.
Been waiting hours here!
Tamam, Yardımcı şovmen Mel... doğum günü pastasını getir bakalım.
Okay, Sideshow Mel... bring out the birthday cake.
Tüm oyuncuları getir bakalım.
Bring the whole fucking cast.
Monty, parayı getir bakalım.
Monty, get the money.
onu bana getir bakalım okuma ve kütaphane kartını çıkart bakalım buyrun
Bring it here. Give me your card and the book card. Yes, ma'am.
Buraya getir bakalım.
Just bring it over here.
Pekala sözlerini yerine getir bakalım.
Let me see what you can do.
Kahve süzülmüş mü bak bakalım. Taze kaymak da getir.
Mildred, see if the coffee's perking and get some fresh cream.
Onlardan biraz daha getir, biz de işimize bakalım Johnny.
Bring me some more of that and we can do business, Johnny.
Anteni getir. Bakalım BBC'yi yakalayabiliyor muyuz...
Let's see if we can catch the BBC.
Yarın onu da getir ve bir bakalım.
Alright. Why don't you bring him down tomorrow? - And I'll have a look at him.
Buraya birini getir ve bak bakalım görevi var mıymış.
Get somebody in there and see if you've got a part.
Gel bakalım, anneni de getir!
Come on, you mother!
Fezzik, hafızasını bir yerine getir bakalım.
Fezzik, jog his memory.
Getir bakalım.
- I can always have some.
Dünkü kompozisyonunu getir de Vito Amca'na oku bakalım.
Get yesterday's essay and read it to Uncle Vito.
Onu buraya getir de bir bakalım.
Get it up here and we'll take a look-see.
Git babanı getir bakalım.
Where's your father?
Sen elli kişi getir, ben de elli kişi getireyim. Bakalım kim...
You ask 50 people, I'll ask 50 people, and we'll just see who- -
Getir onu bakalım.
Bring it to me now.
bakalım 1238
bakalım neler olacak 16
bakalım ne olacak 31
bakalım doğru anlamış mıyım 31
bakalım burada ne var 21
bakalım şimdi 17
bakalım ne varmış 22
bakalım burada ne varmış 41
bakalım anlamış mıyım 16
bakalım neymiş 17
bakalım neler olacak 16
bakalım ne olacak 31
bakalım doğru anlamış mıyım 31
bakalım burada ne var 21
bakalım şimdi 17
bakalım ne varmış 22
bakalım burada ne varmış 41
bakalım anlamış mıyım 16
bakalım neymiş 17
getir 116
getireceğim 51
getirdim 98
getir onu 108
getiririm 30
getireyim 73
getiriyorum 62
getir şunu 18
getirin 79
getirin onları 22
getireceğim 51
getirdim 98
getir onu 108
getiririm 30
getireyim 73
getiriyorum 62
getir şunu 18
getirin 79
getirin onları 22