English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ H ] / Hey hey

Hey hey translate English

497,497 parallel translation
- Orası benim yerim!
- Hey, that's my seat!
Dalgagüdücü hemen...
Hey! The Waverider's just around...
Gideon, 1942'ye dönüyoruz dedi.
Hey, Gideon said we're going back to 1942.
Seyahate mi çıkıyorsun?
Hey, you going on a trip?
Rittenhouse konusunda ne yapacağız?
Hey. What are we gonna do about Rittenhouse?
- Rica etsem...
- Hey, could you...
- Ne?
- Hey, what?
Hey Singer!
Hey, Singer!
Tuvalete gitmem gerek.
Hey! Bathroom break?
Kanın aktığı yere dikkat edin.
Hey, watch where you're bleeding.
Ben teşekkür ederim.
Hey, thank you.
Bunun için hazır mısın?
Hey, are you ready for this?
Hey patron.
Hey, boss.
Rufus!
- Rufus! - Hey!
Selam millet.
Oh, hey guys.
- Selam!
- Oh hey, ha!
Selam, senin gelmeni beklemiyordum.
Oh, hey, I didn't expect you to be here.
Yarın akşam yemeğe çıkıp olan biten her şeyi konuşsak mı?
Hey, what do you say we go for dinner tomorrow night and have a proper catch-up?
Tucker.
Oh, hey, Tucker.
- Nasıl gitti?
Hey. How'd it go?
"Alo, ben Riley'nin nişanlısı Danny Wheeler."
" Hey, this is Riley's fiancé Danny Wheeler.
Hey!
Hey!
Bir ay sonra yeniden gelebilir miyiz?
Hey, can we come back in a month?
- Bir sürü yemeğimiz var.
- Hey, we have a ton of food.
Baksana...
Hey, look...
Hey! Ne yapıyorsunuz?
Hey!
Yeşil açık mı demek kapalı mı?
Hey, is green on or off?
- Aptal kitabından tavsiye vereceksen ben almayayım. - Selam kardeşim.
Hey, bro.
- Bu kitabı yakmama yardım eder misin?
Hey, uh, you wanna help me burn this book?
Şuraya baksana Lois, Jessica Chastain.
Hey, Lois, look over there... It's Jessica Chastain.
Baksana!
Hey!
Umarım tez vakit iyileşirsin.
Hey, hope you feel better soon.
Şu gözler yakın zamanda iyileşir, baba.
Hey, hope those eyes get better soon, Pop.
Aslında biliyor musun?
Hey, you know what?
Hey çocuklar onu yerine koyun.
Hey, guys, guys, put him back up.
Merhaba Carter.
- Hey, Carter.
Hey, saat 4 : 30... Yemek vakti.
Hey, it's 4 : 30... time for dinner.
Hey, bu müthişti Carter!
Hey, that's terrific, Carter!
Merhaba ahbap. İyi görünüyorsun!
Hey, buddy, looking good!
İçine girmeden önce kıçını yıkamadın değil mi?
Hey, did you also not wash your ass before getting in?
Hey, bu plastik torbalardan bir kaç tanesini fazladan alabilir miyim?
Hey, can I get a couple of extras of these plastic bags?
Hey, bu çılgınca, tamam mı?
Hey, that's crazy, all right?
Hey, hey, hey!
Wha... hey, hey, hey!
- Hey, Jeff!
- Hey, Jeff!
- Hey, üzgünüm, efendim, bugün erken çıkabilir miyim?
- Oh! - Hey, sorry, sir, can I clock out early today?
Hey, hey, hey, hey, oh.
Hey, hey, hey, hey, oh.
Baba, şuna bir bak! - _
Hey, Dad, check it out!
Hey, hey!
Oh! Hey, hey!
- Hey!
- Hey!
Hey, bu mantıklı.
Hey, that sounds reasonable.
- Hey, hey, dostum.
- Hey, hey, buddy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]