Ne kadar da güzel translate English
772 parallel translation
Ne kadar da güzel?
How beautiful is it?
Bu gece uykuya dalarken, herşeyin senle buraya geldiğimden beri ne kadar da güzel olduğunu düşlüyordum.
Why, tonight I fell asleep wishing... everything could go on and on... just as it has ever since I came to you.
Ne kadar da güzel.
She's very beautiful.
Bahçe için şu sevimli taş cücelerden ne kadar da güzel?
One of those lovely stone dwarfs for the garden.
Stephanie, ne kadar da güzel görünüyorsun, tatlım.
And, Stephanie, how pretty you look, child.
- Karınla ne kadar da güzel konuşuyorsun.
- That's a fine way to talk to your wife.
Ne kadar da güzel görünüyorsun.
And how pretty you look!
Rhett, ne kadar da güzel, ama ama bunu kimseye söyleme, tamam mı Rhett?
How wonderful... but you won't tell anybody, will you?
Scarlett, ne kadar da güzel bir ebise bu hayatım.
What a lovely dress, darling.
Oh, ne kadar da güzel görünüyorsunuz.
Oh, how beautiful you look!
Ne kadar da güzel bir zombi, değil mi?
She makes a beautiful zombie, doesn't she?
Bu solgun Endymion vakti ne kadar da güzel.
How beautiful, this pale, Endymion hour.
Vay canına, o meşhur caddede olmak Ne kadar da güzel bir duygu
My, oh, me, what a kick to be On the well-known avenue
Tüm bunların ne kadar da güzel olduğunu. Didindim durdum hep. Ve artık bunun peşini bırakmayacağım.
How wonderful it all is, how I've searched, searched, and now, I will be together always.
Dünya ne kadar da güzel, Eben.
How beautiful the world is, Eben.
Ne kadar da güzel elmaların varmış böyle.
Oh, say, that looks like a mighty fine load of apples you got there.
- Gümüş yıldız madalyanıza ne kadar da güzel bakıyorsunuz böyle.
A fine way to treat a Silver Star.
Şunlar ne kadar da güzel görünüyor. Kutsal azizler, kutsal azizler.
How beautiful these creatures have been for a hundred years.
- Ay ne kadar da güzel.
- What a beautiful moon
Bu gümüş sigara kutusu ne kadar da güzel!
Such a pretty silver case.
Ne kadar da güzel.
How nice.
Ne kadar da güzel.
Say, that's beautiful.
Ne kadar da güzel bacakların varmış!
What nice long legs you have.
Ne kadar da güzel bir fikir, ha?
Wasn't that a good idea?
Hava ne kadar da güzel böyle.
And what beautiful weather.
Ah, ne kadar da güzel.
Oh, it's lovely here
Böyle bir aşk genç iseniz ne kadar da güzel. Ama benim gibi 60 yaşındaysanız elinizde utançtan başka bir şey olmaz.
Such feelings of love are fine when you are nineteen or twenty years of age but when you are an old woman of sixty like I am then it's just shameful
- Ne kadar da güzel.
- How beautiful she is.
Ne kadar da güzel.
I must say, this is very decent of you.
Seni görmek ne kadar da güzel, canım.
I'm glad to see you, darling.
Tekrar midemin üzerine yatıp uyumak ne kadar da güzel olacak.
How nice it will be to sleep on my stomach again.
Sevgili Pouic-Pouic'im, ne kadar da güzel, öyle değil mi?
- Peck Peck. Isn't he beautiful?
Ne kadar da güzel.
So beautiful.
- Kostümünüz ne kadar da güzel bayan
Hey, that's quite an outfit you got on, lady.
Babaları çok çirkin ama, ne kadar da güzel kızları var.
The odd thing is it's so ugly, yet it makes such pretty daughters.
Bugün hava ne kadar da güzel.
What wonderful weather we're having today.
Ne kadar da güzel...!
It's so beautiful...!
Dışarısı ne kadar da güzel. Hadi kırsala gidelim.
It's much nicer in the country.
Hava ne kadar da güzel.
It's a beautiful day.
- Güzel. Kemmerick gibi iyi birine olanlar ne kadar da kötü.
It seemed rotten to think of a thing like that happening to him, a nice fellow like Kemmerick.
Aşkın ne kadar da dingin ve güzel olabileceğini gördüm.
I've seen how fine and sweet things can be between a man and a woman... how love can be calm and good.
Güzel Londram, onu ne kadar da özledim.
Dear old London, how I miss it.
Ne kadar güzel bir kız! Ama Viyana'da çok dikkatli olması gerekiyor.
That's a nice girl, that, but she ought to go careful in Vienna.
Çünkü her şey ne kadar güzel olsa da sensiz daha da incitecek.
Because the more beautiful everything is the more it'll hurt without you.
Her ne kadar evde olmasam da her şeyi gayet güzel idare ettiğini... ve Bay Gerard'ın bütün ihtiyaçlarını karşıladığına eminim.
Now that I'm away from home, I'm counting on you to keep everything running smoothly... and to make sure that Mr. Gerard has everything he needs.
Ne kadar da mükemmel, güzel bir bayan.
What a perfectly beautiful little lady.
Tam da ne kadar güzel bir oğlunuz olduğunu söylüyordum.
I was just saying what a fine son you have.
Üstelik o kadar da işim vardı gelin bakın kim geldi? Bu oğlum Rocco askerliği yeni bitti ne güzel değil mi?
Look at Rocco, he's just back from military service!
Ne kadar da güzel.
I am crazy!
Ne kadar sahtekar biri olsan da. Biliyor musun, bu birinin bana bugüne kadar söylediği en güzel şey.
D'you know, that's the nicest thing anybody... ever said to me.
Güzel gözlerin ne kadar da masum. "
How pure are your lovely eyes. "
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34