Ne kadar tatlısın translate English
247 parallel translation
Ne kadar tatlısın!
That is so sweet!
Ne kadar tatlısın Ned. Çok tatlısın.
Ned, how sweet of you, how really sweet.
Ne kadar tatlısın.
How sweet you are.
- Bay Cohan, ne kadar tatlısınız.
- Why, Mr. Cohan, how sweet of you.
- Ne kadar tatlısın.
- Aren't you sweet.
Oh, ne kadar tatlısınız.
Oh, how sweet of you.
Ne kadar tatlısın!
How darling!
Ne kadar tatlısın.
Oh, but how sweet of you.
ne kadar tatlısın.
How sweet.
Ne kadar tatlısın.
You're sweet.
Ne kadar tatlısın?
How very sweet.
Ne kadar tatlısın.
How sweet of you.
Oh, Martha, ne kadar tatlısın.
Oh, Martha, how sweet.
Ne kadar tatlısın.
How sweet.
Ne kadar tatlısın!
Oh, aren't you cute!
Ne kadar tatlısınız, çavuş!
How pretty you are, sergeant!
- Ne kadar tatlısınız...
- How sweet of you. - Your lemonade, Vicar.
Ne kadar tatlısın.
Oh, you're a love.
- Ne kadar tatlısın...
Would you buy a ( indistinct ).
Ne kadar yumuşaksın, kızım. Bana karşı ne kadar tatlısın.
How soft, my daughter, how pleasing to me.
- Ne kadar tatlısın. - Çek elini... -... seni kızıl sivilceli.
But he used it, verbatim, in the book.
- Ne kadar tatlısın!
- How sweet of you!
Ne kadar tatlısın.
What a darling you are.
Ne kadar tatlısınız.
Isn't that sweet?
Ne kadar tatlısın.
You're so sweet.
Ne kadar tatlısın?
Why are you sweet talking me?
- Ne kadar tatlısınız.
- Oh, lovely, dear.
- Ne kadar tatlısın.
- Oh, that's so sweet!
Ne kadar tatlısın.
So sweet of you.
Ne kadar tatlısınız.
- Aren't you sweet?
Ne kadar tatlısın.
Look at you.
Ne kadar tatlısın.
Oh, now, ain't that sweet.
Halhalınız ne kadar tatlı, bayan Dietrichson.
That's a honey of an anklet you're wearing, Mrs. Dietrichson.
Ama ne kadar sürebilir ki bu, sudan ağırlaşınca etekleri. Kesip zavallıcığın güzelim tatlı sesini, ölüm çamurlarına batırmış Ophelia'yı.
But long it could not be till that her garments, heavy with their drink, pulled the poor wretch from her melodious lay to muddy death.
Şimdi sana ne kadar tatlı olduğunu söylersem bana inanmalısın. Kimse seni incitmeye kıyamaz. Hiç kimse.
If you knew how sweet, how authentic you are, then nobody could hurt us, no matter what we did.
Buna inanamazsın, tatlım, ama başı ne kadar dertte olursa olsun Sokak Köpeği, daima bir çıkış yolu bulur.
You won't believe this, dearie, but no matter how tight a jam he's in, that Tramp always finds some way out.
Ne kadar da tatlısın.
How pretty you are.
Ne kadar zamanımı alırsa alsın, o tatlı dilli sıçanı bulacağım.
I'm gonna find that sugar-tongued rat, no matter how long it takes.
Tatlım, bir insanın ne kadar mekanik olabileceği o kadar gülünç ki.
Honey, it's absolutely ludicrous how mechanical a person can be.
Ne kadar da tatlısın, canım.
How sweet you are, dear.
Ne kadar da tatlısın Valerie.
How very sweet of you, Valerie.
Ne kadar tatlısınız.
How come you're so cute?
Sen ne kadar tatlısın.
You're just as sweet as you can be.
Eğer aşkın gölgesi o kadar çok mutluluk sağlıyor olursa, aşkı tutmak da ne kadar tatlı olur kim bilir? "
Ah me, how sweet is love itself possessed when but love's shadows are so rich in joy. "
Ne kadar tatlı ve müşfik görünse de senin şu Elaine pençelerini çıkarmış, ve menüde sen varsın.
As sweet and tender though she may appear, that Elaine of yours has her talons out, and you're next on the menu.
Keklerin ne kadar tatlı olduğunu, ağzına attığında nasıl dağıldığını anlattı.
How it's too sweet and it falls apart when you eat it.
Oh, tatlım, o Dr. Linniman, sanaonun kim olduğundan bahsetmiştim... Son görüşmemiz ne kadar harikaydı... Hatırlarsın.
Oh, darling, it's Dr. Linniman who I told you about... who looked after me so wonderfully well the last time... you remember.
- Tatlı çocuk... ama gay olması ne kadar kötü. Sen nasılsın?
Great guy... too bad he's gay.
Ne kadar iyi olduğunu veya ne konuda iyi olduğunu bilmiyorum tatlım... Ama eğer Çita'daysa bunun dans olmadığını biliyorum.
I don't know how good you are, darlin', and I don't know what it is you're good at, but if it's at the Cheetah, it's not dancing, I know that much.
Çocukların da ne kadar tatlıymış.
And such lovely children you have now.
Ama ne kadar ki sürebilir bu sudan ağırlaşınca etekleri. Kesip zavallıcığın, güzelim tatlı sesini ölüm çamurlarına batırmış Ophelia'yı.
But long it could not be till that her garments, heavy with their drink pulled the poor wretch from her melodious lay to muddy death.
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar kalacaksınız 33
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar kalacaksınız 33