Onları görüyor musun translate English
165 parallel translation
Onları görüyor musun?
You see them?
Onları görüyor musun... nasıl da kıvrılıyor, tatlı dillerini çıkarıyorlar?
See them down there... coiling and wiggling, sticking their pretty tongues out?
- Onları görüyor musun?
You see any of them?
Wetherby'den geliyor, Bütün bir grup eyalet polisi, onları görüyor musun?
Coming down the mountain from Weatherby. A whole bunch of state troopers. See'em?
- Onları görüyor musun?
- You see them?
Onları görüyor musun?
Do you see them?
Onları görüyor musun?
Zieje them all? They must now surely are.
Onları görüyor musun?
Do you recognize them?
Onları görüyor musun, baba?
Do you see them, father?
- Onları görüyor musun?
- Do you see them?
Şu anda onları görüyor musun?
ARE YOU SEEING THEM NOW?
Onları görüyor musun?
- Do you ever get to see them?
Onları görüyor musun?
Can you see them?
Onları görüyor musun?
Will you look at'em?
- Onları görüyor musun?
- You see them? - Shh!
Onları görüyor musun?
Do you see?
peki ya bu çocuklar, onları görüyor musun?
These children, see them?
- Onları görüyor musun peki?
Can you see them?
Onları görüyor musun?
Did you see them?
- Onları görüyor musun?
- Can you see them?
Onları görüyor musun?
See these guys?
- Onları görüyor musun?
- You see em?
Onları görüyor musun 401?
Car 401, do you see them?
Onları görüyor musun?
- Do you see them?
Onları görüyor musun?
Huh? Do you see them?
Onları görüyor musun?
Now, you see them ridges?
Onları görüyor musun?
Do you get to see them?
Onları görüyor musun?
Do you see'em?
Tayfa Bennett ve Hayden, oradalar... onları görüyor musun?
And Crewmen Bennett and Haynem over there.
Rüyanda onları görüyor musun?
Do you dream about them?
Onları görüyor musun?
Look around. You see these guys?
Onları görüyor musun?
See them things?
Ajan Vaughn, bulunduğun yerden onları görüyor musun?
Can you see them?
Onları görüyor musun?
You see them out there?
- Onları görüyor musun?
- See them?
Onları görüyor musun anne?
Do you see them, Mama?
Görüyor musun? Böyle iki sopa vurarak ve gürültü çıkararak korkutuyorsun ve onlar seni yemiyorlar.
You hit two sticks together and the noise frightens them.
Görüyor musun onları?
See them...
Tıpkı onlar gibi vaftiz edilmiş olan Markus'a ne yaptıklarını görüyor musun?
See what they're doing to Markus... that was baptized only the other day?
Hem de bu yüzden yeterince yorgun düşmemiş olursun, böylece onlar seni bir şeyler öğreniyormuş gibi hisseder. Görüyor musun?
Just enough so you don't get whacked, so they feel like you're learning something, see?
- ben senin dostun değilim... ordaki genç bayanı görüyor musun? Hey, çek onları ordan dostum.
Hey, hold it there, buddy.
Onları buğday tohumu taşırken görüyor musun hiç?
You don't see them carrying off a can of wheat germ, do you?
Onları asla yenemezsin. Bu mızrağı görüyor musun?
You see this launch?
Onları çok görüyor musun?
- Yeah. You see'em much?
Onları hala görüyor musun?
Furel and Lupaza? You still see them?
Görüyor musun onları?
You see them?
- Onları görüyor musun?
Do you see them?
Onları hala görüyor musun?
You see them now?
Raymond, onların gördüğünü sen de görüyor musun?
Raymond, do you see what they see?
Onların aleyhine tanıklık ettin. Babanı öldüren adamı bu salonda görüyor musun?
Do you see the man who killed your father
Hala görüyor musun onları?
Do you still see them?
onları görüyorum 24
görüyor musun 747
görüyor musunuz 176
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
görüyor musun 747
görüyor musunuz 176
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onlar nerede 35
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onlar nerede 35