Onları rahat bırak translate English
274 parallel translation
Biz de onları rahat bırakıyoruz.
We leave them alone too.
Onları rahat bırakın.
Let'em alone.
- Onları rahat bırak Tommy.
- Lay off of'em, Tommy.
Onları rahat bırakın!
- Don't badger them!
- Onları rahat bırak.
- Leave them be. They're children.
DDT'ye karşı başarıılı oluyorlar, bu yüzden onları rahat bırakıyorum.
They thrive on DDT, so I leave them alone.
Hayır, Nancy, onları rahat bırak.
No, Nancy, leave them alone.
Onları rahat bırak.
Let'em alone.
Bu sezon, onları rahat bırak.
So just for this season, let'em alone.
Zorba, onları rahat bırak!
Zorba, leave them alone!
Dumbì, Dumbì, Dumbi. - Onları rahat bırak.
Domenico, you have to leave them alone!
Onları rahat bırakın.
Leave them alone.
Onları rahat bırak!
Lea ve them alone!
Onları rahat bırak.
Leave them alone.
Onları rahat bırakın!
Leave them alone!
Bütün solucanları çıkardık ve onları rahat bırakıyoruz, kıpırdamıyorlar.
We all have worms and while we leave them in peace, they don't move.
- Onları rahat bırakın.
- Leave them be.
Onları rahat bırak.
Let them alone.
onları rahat bırak
Leave them on their own.
Onları rahat bırakın.
Leave'em alone.
Onları rahat bırakın.
Leave them alone!
onları rahat bırak lanet olasıca!
Leave them the hell alone!
Üstelik polislerden biri siyahtı. Onları rahat bırakın.
One of the police was black!
- Onları rahat bırak.
- Leave them alone.
Onları rahat bırakın. Defolun buradan.
Leave them alone.
Ve biz iş peşinde koşarken onlar rahat çünkü biz birbirimizle didişip, onları rahat bırakıyoruz.
And while we're chasin'the same few jobs... They've got no problems, cause we're fightin amongst ourselves, and we're leavin'them alone.
Hayır, Murray'nin talimatı onları rahat bırak.
No, the word from Murray is leave them alone.
- Onları rahat bırak.
- Leave'em alone.
- Onları rahat bırakın.
- Leave them alone.
Rahat bırak onları.
Let them alone.
- Sana söylüyorum, onları rahat bırak.
I'm telling you, lay off of'em.
Onları biraz rahat bırakın.
Give them a break there.
Rahat bırak onları!
Leave them alone!
Rahat bırak onları!
Leave them!
Rahat bırak onları.
Leave them.
Rahat bırak onları.
Give them a break.
Rahat bırak onları.
Give them some room now.
Beni rahat bırak ve onların yanından ayrılma!
Leave me alone, only don't leave them!
Rahat bırak onları.
Leave them alone up there.
Onlar beni rahat bırakıyor.
They let a man be.
Pekala, rahat bırak onları.
I command you to cease. Okay.
Onları rahat bırak.
Let'em be.
- Hayır, rahat bırak onları.
- No, leave them alone.
Yeter Cruchot, rahat bırak onları.
- No, leave them alone.
Rahat bırak onları.
- Just leave them alone.
- Rahat bırakın onları.
- Leave them.
Belki o zaman onlar da bizi rahat bırakır.
Maybe then, they'll let us alone.
Kapa çeneni, rahat bırak onları.
Shut up, and leave them alone.
Siz askerlerinize bakın ve adamlarımı rahat bırakın, onlar kendileri de halledebilir.
Tell your troops not to mind my men when they go around back.
Beğenmediyseniz kusura bakmayın ama sorunlarım var... eğer onları çözmeme yardım etmeyecekseniz bari beni rahat bırakın.
I'm sorry if you don't like it, but I got problems and if you won't be part of the solution, don't give me a hard time.
Rahat bırak onları, baba.
Leave them alone, dad.
rahat bırak beni 249
rahat bırakın beni 59
rahat bırakın 25
rahat bırak 69
rahat bırakın onu 34
rahat bırak onu 116
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
rahat bırakın beni 59
rahat bırakın 25
rahat bırak 69
rahat bırakın onu 34
rahat bırak onu 116
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27