Oraya gittim translate English
1,050 parallel translation
- Ben oraya gittim.
- I've been there.
Tanrım, oraya gittim.
God, I went through there.
Oraya gittim, çünkü programında bazen o bardan söz ediyorsun... ben de seninle tanışmak istiyordum.
I went there because you talk about it on your program sometimes. And I wanted to meet you.
- ve bu sabah bir göz atmak için, oraya gittim...
in front of your house, and I went over there this morning to take a look at it, and- -
Neden oraya gittim sanıyorsun?
Look, why do you think I went there?
Oraya gittim, bir kız burada olduğunu söyledi.
I went there. A girl said you were here.
Efendim! bende oraya gittim!
I was there too
Sizin oraya gittim ama annen orda olmadığını söyledi.
I stopped by your place but your mom said you wer en't there.
Resim çizmek için oraya gittim, bir eşek arabası aldım... Arkayı resimler ve tuvallerle doldurup yolculuğuma başladım.
I'd come there to paint, bought a donkey and cart... filled the cart with paints and canvases and went traveling.
Geçen gün kahvaltıya oraya gittim ve o...
I was up to breakfast the other day and she's...
Ben ona bakmak için, tekneyle oraya gittim.
I went there with my boat to look for him.
Oraya gittim ve onlarla konuştum.
I went there and talked to them.
- Oraya gittim.
- I've been down there.
- İlk oraya gittim.
- I went there first.
- Bir ay boyunca oraya gittim.
- I went back there for a month.
Bir kaç kez daha oraya gittim ama bir daha asla göremedim onu.
I went back a few times, but I never saw her again.
Sonra oraya gittim ama orada değildi!
When I look for, she was gone!
Ben de aptal gibi oraya gittim.
Like a fool, off I went.
Bir kez oraya gittim.
I went up there once.
Franz'la daha geçenlerde oraya gittim.
I was there only recently with Franz.
Oraya gittim zili çaldım yerinde yoktu.
I went over there... and rang the bell, but he wasn't there.
Ben de oraya gittim.
I mean, it is an amazing place, Wally.
Oraya gittim ve yavrumu bulamadım.
I went and he wasn't there.
Sonra ben de oraya gittim ve çiçekleri bir kadının gönderdiğini öğrendim.
So I went there, and learned the flowers were ordered by a woman.
O yüzden, bir sigara içmek için oraya gittim.
So I went over to smoke a cigarette
Oraya gittim ve orada ne buldum dersin?
I get here, and what do I find?
Altıya on kala bir şeyler almak için oraya gittim. Ve 20 dakika sonra geri döndüğümde... Mrs. Fusco...
I got there at ten to six to pick something up, and then I came back 20 minutes later and...
Oraya gittim.
I've been there.
Ben oraya gittim.
I went in there.
Ben oraya gittim bile.
Shit, I've been there.
Ben de oraya gittim.
So, I went over there.
Oraya pek çok kez gittim.
- Yeah. I've been there lots of times.
Mühendis dostumla gittim oraya.
I went there with my engineer friend.
Üçüncü gün oraya teknemle gittim ve ıslık çaldım... yunus çıkageldi.
The third day I went there with my boat, whistled as usual and out came the dolphin.
Bir keresinde okul gezisine gittim, oraya vardığımızda o yeri biliyordum.
I went on a school outing, and when I reached the place I already knew it.
Öyle, ama ben aynı zamanda oraya gittim.
It is, but I went all the same.
Ben gittim oraya.
I already been there.
Ben oradaydım! Yani gittim oraya.
I was there, I mean I went there.
- Oraya gittim.
I am.
Oraya gittim ve bir kez yattık.
He took me down, then he put on the tv.
Bir gece fırından kaçtım ve barikatların oraya onu görmeye gittim...
One night I got away from the bakery and went to see him in the barricades...
Babamla oraya yüzlerce kez gittim.
I've been here hundreds of times with my father.
Esir kampını yönetmeye başladığında ben de oraya yemek yapmaya gittim.
When he took over prison camp, I go, I cook.
"Evet, ben de oraya pek çok defa gittim."
"Yes, I've been there many times myself." Now he pulls the needle out.
Oraya çok gittim.
I've been there many times.
Baba, oraya gerçekten gittim ben.
No, Dad. I was there.
Biliyor musun, oraya o kadar çok gittim ki tabelayı "Vermont'a hoş geldin, Sam" diye değiştirdiler.
I've been there so often, they changed the sign to "welcome To Vermont, Sam".
Hayatım boyunca sadece üç kez gittim oraya.
I've been here three times my whole life.
Çalışmak için oraya pek çok kez gittim.
I've been there many times before to work.
o köhne berbat yer... tek bir kere gittim oraya o bile yetti, kesinlikle
That dump, of all places. I was only there once, and that was more than enough. Definitely.
Oraya yedi adamla gittim.
I arrived there with seven other men.
gittim 82
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya gidelim 54
oraya gidemezsin 37
oraya koy 38
oraya bak 56
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya gidelim 54
oraya gidemezsin 37
oraya koy 38
oraya bak 56
oraya gidin 38
oraya gitmeliyiz 19
oraya gitme 62
oraya giremezsin 27
oraya geç 17
oraya gidemem 20
oraya hiç gitmedim 28
oraya gitmeyin 17
oraya otur 27
oraya girme 29
oraya gitmeliyiz 19
oraya gitme 62
oraya giremezsin 27
oraya geç 17
oraya gidemem 20
oraya hiç gitmedim 28
oraya gitmeyin 17
oraya otur 27
oraya girme 29