Oraya gidemezsin translate English
283 parallel translation
Ama sen oraya gidemezsin.
But you can't go there, it isn't ethical.
Hayır Tom! Oraya gidemezsin!
No, Tom, you can't go out there!
Oraya gidemezsin, gerekirse seni engellerim!
You're not going up there, even if I have to sit on you!
- Oraya gidemezsin bayan.
You can't go up there, miss.
- Oraya gidemezsin.
- You can't go up there.
- Oraya gidemezsin.
- You can't go out there.
Oraya gidemezsin.
You can't go out there, you'll get killed!
Oraya gidemezsin.
Nova! Nova, you can't go there!
Parral'a saldırmayın mı. Oraya gidemezsin demedi.
- Not to attack Parral, he didn't say I couldn't go there.
Tracey seni yakalayıp tutarsam oraya gidemezsin.
Tracey, if I have to grab you and hold you, you're not going up there.
Pekâlâ, dinle, oraya gidemezsin.
You can't go like that.
Oraya gidemezsin.
You can't go there.
Olmaz, oraya gidemezsin.
No, you shouldn't go there.
Oraya gidemezsin.
Where he takes you, you can't go.
Seni salak. Oraya gidemezsin.
You idiot, you can't go down there.
Oraya gidemezsin.
You can't go in there!
Cy, oraya gidemezsin.
Cy, you can't go out there.
Oraya gidemezsin.
You can't go out there.
Bekle, böyle bir durumda oraya gidemezsin.
YOU CAN'T GO OUT THERE IN THIS CONDITION.
Hadi ama George, oraya gidemezsin. Onun için yedi yılımı harcadım Thomas!
Come on George your not going in there I've done 7 years for him Thomas!
Oraya gidemezsin.
That's out in the open.
Halat olmadan oraya gidemezsin!
You can't go out there without a line!
Poshteh'te? Oraya gidemezsin!
You cannot go there!
- Nick, oraya gidemezsin.
Nick, you can't go there.
- Oraya gidemezsin.
- You can't go there.
Oraya gidemezsin!
You can't go up there!
- Oraya gidemezsin.
- You can't go back there.
Oraya gidemezsin.
You can't go in there.
Oraya gidemezsin dedi.
He said I can't go there.
Oraya gidemezsin. Bu imkansız.
You can't get through there. lt's impossible.
- Oraya gidemezsin. - Neden olmasın?
- Hey, you can't go up there.
Evlat, oraya gidemezsin.
Boy, you can't go there.
Oraya gidemezsin.
You can't draw there.
Bak, oraya gidemezsin.
Look, you can't go in there.
- Ray, oraya gidemezsin!
- Ray, you can't go in there!
- Oraya gidemezsin!
- You are not going out there!
Oraya gidemezsin!
You are not going out there!
- Oraya gidemezsin, Carrie.
Carrie, you can't go over there.
- Ee'si... oraya gidemezsin, değil mi?
- So... I dare you to go up there, right?
Hayır gidemezsin oraya.
You won't go from here.
Lütfen bekle. Oraya tek başına gidemezsin.
Wait, don't go alone
Oraya rahat rahat gidemezsin artık.
You cannot go there comfortably anymore.
Oraya kadar gidemezsin!
You can't make it out there!
çok heyecan verici. ama eğer kraliçe olacaksan, oraya sadece 500 $'lık elbiseyle gidemezsin.
Al, tell us again about your winning touchdown for the city championship.
Artık gölete gidemezsin demiyorum oraya Court ile birlikte gidemezsin de demiyorum.
I'm not saying you can't go to the pond anymore or that you can't go there with Court.
Oraya tek başına gidemezsin. Kasap...
You can't go down there by yourself, The Butcher.
Rudy, oraya gidemezsin.
- Rudy you can't go!
- Oraya böyle gidemezsin.
- You can't go like that.
Oraya gidemezsin Yanıyor
What? Fire?
Oraya arabayla gidemezsin.
You can't get there by car.
- Oraya yanına yardımcı olmadan gidemezsin!
- You are not going out there without backup!
gidemezsin 213
gidemezsiniz 39
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gidelim 54
oraya koy 38
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya bak 56
gidemezsiniz 39
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gidelim 54
oraya koy 38
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya bak 56
oraya gitmeliyiz 19
oraya gidin 38
oraya geç 17
oraya hiç gitmedim 28
oraya gitme 62
oraya gittim 26
oraya gitmeyin 17
oraya otur 27
oraya giremezsin 27
oraya gidemem 20
oraya gidin 38
oraya geç 17
oraya hiç gitmedim 28
oraya gitme 62
oraya gittim 26
oraya gitmeyin 17
oraya otur 27
oraya giremezsin 27
oraya gidemem 20